Ergen'e Kon Histerisi (Derin Ensest)

Darbe, bir ülkede ensestin siyasallaşmasıdır. Ensest, aile bireylerinin birbirine olan sevgilerini cinselliğe dönüştürerek (çoğunca tecavüzle, kimi zaman karşılıklı rızayla) gösterdiği bi cinsel ilişki ve iktidar kurma biçimidir.

Darbe ise, devletin vatandaşına/vatanına olan sevgisini yurttaşlık haklarına tecavüz ederek gösterdiği bi siyasal ilişki ve iktidar biçimidir. Yani Devlet Baba'nın ensesti darbelerdir, cunta iktidarıdır.

Bu ülkede darbelerin gerçekliği alabildiğine acı verici olduğundan bastırılmakta ve bilinçaltına itilmektedir durmadan. Aile içi şiddet ve tecavüzde olduğu gibi, darbeler sanki hiç yaşanmamışcasına unutulup suçlular affedilmekte hatta "yazıııık, yaşlandılar zaten, bu yaştan sonra bi de mahkemelere mi çıkaralım" diye kurbanlarınca bile merhamet görmekte ve devrimlerin değil, asıl bu darbesel tecavüzlerin yarattığı travmalar yüzünden giderek aklını yitirmekle yüzyüze kalmaktadır toplum.

Planlanan darbeler gerçekleşebilir de gerçekleşemeyebilir de. Lakin bir de fantaziler vardır bilinçaltında.

İnsanların bilinçaltı söz konusu olduğunda histerik bi zihin şöyle çalışır Freud'a göre: Karşı cinsten ebeveynine (oğulun annesine, kızın babasına) çok küçük yaşlarda duyduğu aşkını, büyümeye başladığında "normal bi ebeveyn" sevgisine dönüştüremeyen birey, ileriki yaşlarda aşık olduğu ebeveyniyle cinsel ilişkiye girme fantazilerini bilinçaltına iter.

ancak bu arzunun bastırılması bireyin bilinçaltıyla (id), bilinci (ego) ve süperegosu (toplumsal ego) arasında çelişkilere neden olduğundan, çoğu zaman zihin tarafından bazı bedensel rahatsızlıklar "yaratılır" (örn. kısmi felç, geçici körlük, bazı başka psikosomatik rahatsızlıklar ya da anksiete, hastalık hastalığı vb bazı nevrozlar) gibi.

Böylelikle yaşadığı duygusal rahatsızlığı bedensel rahatsızlıkla "maskeleyen" birey sorunu bedensel hastalığına "dönüştürerek" bilinçaltında süregiden anormal/toplumca kabul görmeyen arzularından arınmak, nedenini bilmediği, farkında olmadığı bu huzursuz duygusal durumdan kurtulmak için çevresinden yardım istemekte, bi tür rahatlama, iyileşme aramaktadır.

İşte bu arayışın devlet iktidarındaki karşılığı Ergenekon'dur. Ergenekon bi darbe fantazisidir. yani anasıyla ensest fantazisi kuran oğulun bilinçaltına itmeye çalıştığı sapkın fantazilerdir Ergenekon.

Hiç gerçekleşmemiş ve gerçekleşmesine zaten "izin verilmeyecek olan" bi darbenin, aslında "toplumca artık normal kabul edilmeyen" bi iktidarın fantazisidir. Bi çocukluk düşüdür ama Ergenliğe kadar uzanmıştır ne yazık ki.

daha da önemlisi, bu histerik duygusal durumun bastırılması adına, devlet aygıtının bilinçaltına itmeye çalıştığı "gerçekleşmiş" darbeleri maskelemek için yine kendi bedeninde oluşturulmuş kısmi felç durumudur Ergenekon. Aslında yürüyebilecekken ayakları tutmamaya başlayan histeri hastasıdır devlet şu anda. Sanmaktadır ki hastadır. Bedenen hasta değildir ama aslında daha önemlisi derinden, gerçekten de hastadır.

Öte yandan fiziksel olarak her yanı sağlamdır. Sinirler, kaslar, organlar, hepsi sağlamdır ama yine de tekerlekli sandalyeye mahkumdur. Çünkü bu korkunç çelişkisinden kurtulabilmek için bulabildiği tek çözüm kendine bi darbe fantazisi ve fantazi sever gruplar bulmak ve ardından kendi kendini kısmi felç edip kilitlemektir. Ergenekon bu yüzden yaratılmış bi fantazidir, gerçekleşmiş olan o darbelerin, - ensestin- maskelenmesini sağlamak için.

Bu soruşturmaların sonunda gerçekleşmiş hiç bi darbenin sorumlusuna, ya da derinliklerine dokunulamayacaktır. Derin bilinçaltı buna asla izin vermeyecektir.

Ama soruşturma sayesinde devletin vatandaştan gizlediği her şey açığa çıkarılıyormuş izlenimi yaratılmaya devam edecektir. Devletin bekası, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için bu gereklidir çünkü.

Ergenekon, Ergen'e konmuştur çoktan; 12 Eylül'de, 12 Mart'da ve 27 Mayıs'ta ama kesinlikle 2007'de ya da 2008 de değil. Bu yüzden Ergenekon bi pseudo darbedir, yalancı bi darbemsidir, bi fantazidir sadece.

Devletin kendini darbelerin gerçekliğinden kurtarmaya çalışırken kendi bilinçaltında yarattığı ve gerçekliğine inandığı bu fantazi aynı zamanda bi simülasyondur da.

soruşturmalar, sanki sistemde bi şeyleri değiştirip, bu topluma geçmişte yaşatılan acıların sorumlularını ortaya çıkaracak-mış gibi yaparak aslında kendini kurtaran kuvvetlerle,

Sanki darbe yapacak-mış gibi davranarak kendini kurtaran kuvvetlerin gösterisinden başka bi şey değil.

Ne yazık ki hiç bi gerçekliği olmayan, bilinçaltında kurgulanmış bi oyun izliyoruz. Yazarı belirsiz, anonim bi oyun bu. rollerinden haberli ya da habersiz oyuncuları var.

Soluk alıp verebilen, yağmur ormanları ya da koca bi okyanus gibi davranan bu ekosistemin adı, devlet aygıtı dediğimiz " Stato-sistem"dir ve sistemsizliğin sistemine (kaos) sahiptir.

Aklı hastalanan bi sistemin herhangi bi yerinde akıl aramak, samanlıkta iğne aramak kadar anlamsızdır. Eğer bu sistem kendi yarattığı gerçeklerle yüzleşmezse herşeyiyle sapasağlam ve güçlü olan bu toplum da ne yazık ki yürüyemeyip tekerlekli sandalyeye mahkum olacaktır.