Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Ergenekon bağlantısı

Egenekon kanlı örgütünün pkk ve faili meçhul cinayetlerle olan bağlantısı teker teker gün yüzüne çıkartılıyor. Soruşturma kapsamında birçok ifade verildi. Bunlardan bir tanesi de 1993'teki terör saldırısından yaralı kurtulan erimizin ifadesi. Artık bu eli kanlı örgütlenmenin kirli yapısı çözüldükçe ülkemizin karanlık bir dönemi aydınlanmış oluyor. Konuyla ilgili bugünkü yeni şafak gazetesindeki yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.

'Otuz Üç Şehit Er' Dosyası

Bingöl'de 33 erimizin şehit edildiği PKK eyleminin üzerindeki sır perdesi, on altı yıl sonra Ergenekon davası süreciyle birlikte aralanmaya başlandı.

kaynak:http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=17.12.2009&y=TamerKorkmaz

Ergenekon savcılarının talimatı doğrultusunda, saldırıdan kurtulan beş erden biri tanık sıfatıyla ifade verdi, diğerlerinin ifadelerine de önümüzdeki hafta başvurulacak.

On altı yıl önceki “alacakaranlık kuşağı” eyleminin bütünüyle gün ışığına çıkarılabilmesi için çok önemli bir aşama, bu…

*

1993'ün 24 Mayıs günü, OTUÇ ÜÇ ASKER silahsız ve korumasız bir biçimde dağıtıma giderken, PKK'lı teröristlerce araçtan indirilerek kurşuna dizilmişlerdi.

Eylemin, Ergenekon örgütüyle bağlantısı üzerine bu sütunda değişik zamanlarda yazdıklarımızı hatırlayacaksınız.

Şimdilerde Ergenekon soruşturması kapsamında mercek altına alınan 33 Er Olayı'nın perde arkasının aydınlatılabilmesi durumunda, Türkiye'de uzun yıllar hüküm sürmüş “Derin Mekanizma”nın işlevi net bir biçimde gözler önüne serilmiş olacak!

*

33 erin silahları olmadan, kendilerine koruma verilmeksizin hedef yapılmasını “ihmal”le izah etmek asla mümkün değil…

Şehit erlerimizin kasten ölüme yollandıklarına dair kuşkular günümüzde artık zirveye çıkmış bulunuyor.

33 arkadaşının şehit edilişini polise anlatan Erdal Özdemir, saldırı sonrasında tekerlekli sandalyeye mahkum kalmış bir gazi:

Özdemir'in ifadesinde yer alan bilgiler, sözünü ettiğim derin kuşkuları kemikleştiriyor.

Özdemir, erlerin sivil arabalarla apar topar, dahası koruma verilmeksizin yola çıkarıldıklarına; yolda araç şoförlerinin gereğinden fazla mola vermelerine ve bu molalarda her defasında ankesörlü telefonlarla birileriyle konuştuklarına; ayrıca iki buçuk saatlik yolu altı saatte alamamış olduklarına dikkat çekiyor…

*

Eylemden kurtulan beş kişiden biri olan Gazi Erdem Doğan da, birkaç ay önce verdiği röportajda bu tanıklığı doğrulayan sözler sarf etmişti.

Doğan, o röportajda…

“Savunmasız bir biçimde yola çıkarıldıklarından…

Karakollarda değil, tuhaf yerlerde mola verdiklerinden…

Molaların şoförlerin inisiyatifi ile verildiğinden…

Baskının gerçekleştiği yere on dakika mesafede bir karakol bulunduğundan…

Yollarını kesen teröristlerin üzerlerini aramadıklarından…

Kendilerini bekler gibi bir halleri olduğundan…

Nihayetinde, şoförlerin serbest bırakıldığından…” bahsediyordu!

*

Karanlık Plan'ın son aşamasında erlerimizin bulunduğu araçların yolu kesilmişti.

Özdemir'in ifadesinde yer alan bilgiye göre, şoförler teröristlere “Elli asker var, ne yaparsanız yapın” demiş!

Önce yakındaki köye sonra dağa götürülen 33 erimiz, oradaki PKK kampında şehit edilmişlerdi…

Erlerimizin üzerlerinden çıkan kurşun sayısı bin beş yüz kırk yedi idi.

*

Erdal Özdemir, üç yıl önce telefonla katıldığı bir televizyon programında dönemin Jandarma Asayiş Bölge Komutanı emekli orgeneral Necati Özgen'e…

“-50 askeri neden silahsız ve korumasız gönderdiniz? Emri siz vermişsiniz, neden bize sahip çıkmadınız?” diye sorduğundan…

“Özgen'in kafasını bile kaldıramadığından” söz ediyor.

Özdemir, bu bağlantıdan on dakika sonra ev telefonundan aranarak tehdit edildiğini; ancak tehdit edenin bulunamadığını da söylüyor.

Erdal Özdemir, “Tehdidin Ergenekon'la bağlantısı olabileceğini” düşünüyor.

*

24 Mayıs 1993'teki PKK katliamı, bir gizli tanığın İkinci İddianame'deki ifadesi doğrultusunda, Ergenekon savcıları tarafından incelemeye alınmıştı.

Gizli tanık, “PKK'nın tek taraflı ateşkes sürecinde olduğu, Ankara'da ise çözüm yolundaki arayışların öne çıktığı bir dönemde PKK'nın böyle bir eylemi gerçekleştirmesine, ayrıca 'askerlerin tehlikeli bir bölge üzerinden korumasız olarak gönderilmesine' hiçbir zaman bir anlam veremediğini” ifade etmişti.

PKK, 1993'ün 17 Mart'ında tek taraflı ateşkes kararı almıştı. 25 Mayıs'ta ise Bakanlar Kurulu genel af gündemi ile toplanacaktı. 24 Mayıs'ta Bingöl-Elazığ karayolunda korumasız ve silahsız 33 erimizin kurşuna dizilerek şehit edilmesi eylemindeki zamanlamaya dikkat buyurunuz.

*

1993 yılı, Türkiye'de alacakaranlık kuşağı eylemlerinin zirveye çıktığı yıldır…

Kabus gibi bir dönemdi.

24 Ocak'ta Uğur Mumcu öldürüldü. Eşref Bitlis Paşa'nın şehit düştüğü –sözde- uçak kazası 17 Şubat'ta gerçekleşti…

Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hayli kuşkulu vefatı 17 Nisan'da; 33 erin şehit edilmesi 24 Mayıs'ta; içlerinde Alevi camiasının önde gelen isimlerinin bulunduğu 37 vatandaşımızın hunharca katledildiği Sivas Olayı 2 Temmuz'da idi…

6 Temmuz'da ise Erzincan'ın Başbağlar köyünü basan teröristler 28 vatandaşımızı katletmişti...

*

Final: 1993'teki bütün bu sarsıcı olayların zincirleme olarak birbirleriyle bağlantılı olduğunu görebilmek zor değil…

On altı yıl önceki Alacakaranlık Kuşağı hadiselerinin “Gizli Devlet”in operasyonel gücü Ergenekon örgütü ile birebir irtibatlı olduklarının eninde-sonunda ortaya çıkarılması da kaçınılmaz bir süreçtir.

 
Toplam blog
: 145
: 1324
Kayıt tarihi
: 08.11.09
 
 

Dünyaya sevginin hakim olması için iyilerin ittifak etmesi gerektiğine inanıyorum. Sevgi, şefkat,..