Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Ergenekon belgesi

Murat Belge, bir yazısında (17 Nisan) şöyle demiş:

“Ergenekon’a son derece önem verdiğimi, çünkü Türkiye’nin en büyük, en ciddi sorunlarının burada düğümlendiğini düşündüğümü kimbilir kaç kere yazmışımdır. Yukarıda, “Ergenekon dostları” dediğim topluluğa da değindim. Bu koşullarda, neredeyse “sırat köprüsü”nden geçmeyi andıran bu koşullarda, sorgulamayı, araştırmayı yapanların çok titiz davranmaları, hukukun dışına çıkış sayılabilecek adımlar atmaktan dikkatle kaçınmaları gerekiyor. Türkiye’nin tarihinin hiçbir döneminde bunun bir benzeri olmadı. Dolayısıyla, burada yapılacak herhangi bir yanlışlık, bütün davanın harcanıp gitmesine yol açabilir. İlgili herkesin bu bilinçle ve bu özenle davranmasının çok gerekli olduğuna inanıyorum. Bu çok daha “reel-politik” diyebileceğim açıdan baktığım zaman da Türkân Saylan’a karşı bu davranışı anlaşılır bulmakta zorlanıyorum.”

Türkan Saylan'ın evinin aranmasını garip karşılayanlara şunu sormak lazım; Saylan'ın suçsuz olduğunu nerden biliyorsunuz? Daha önce Ergenekon'un üzerinden geçtiği kişilerin Saylan'ın haketmediğini neden hakediyorlardı? Acaba yoksa sadece fikirlerini mi beğenmiyordunuz, o yüzden mi ses çıkarmıyordunuz? Şimdi fikirlerini beğendiğiniz biri çıktı da ondan mı sesiniz çıkmaya başladı?

Belge’nin bakış açısı, ancak ekip içi bir bakış açısıdır. Bir ekip bir işi yaparken, üyelerinden biri, 'aman dikkatli olalım, titiz olalım' diyebilir. Dışardan biri işgüzar değilse böyle bir şeyi diyebilir mi? Belge solculuk yapacağım derken savcılık mı yapıyor? Ergenekon'u eleştirenlere Belge Ergenekon Dostları demiş. Solculuk ile savcılığı birbirine karıştırana ise Ergenekon işgüzarı denilebilir herhalde.

Türkan Saylan olayına başka türlü bakalım:

ÇYDD derneğine baskın yapılmadan önce, Belge’nin Ergenekon Dostları dediği kişilere sorsa idik; bu soruşturma ile esasta yapıldığını iddia ettiğiniz operasyonun dalgalarından biri de ÇYDD’ye uzanacak mıdır, oraya da uzanmasını muhtemel görüyor musunuz?

Tam da belki bu operasyonların amacının yerine gelmiş olması için ÇYDD gibi sivil toplum örgütlerinin üzerinden geçmesi gerekirdi diyeceksiniz. 'Ergenekon dostları' haklı ise, bu operasyon mutlaka ÇYDD’ye girmeliydi, başka türlü amacına ulaşamaz olurdu. Ama Ergenekon işgüzarları bunu garip karşılıyorlar, nasıl olur da Saylan gibi birinin evi basılır! Oysa Ergenekon dostları için bu, ta başından beri son derece açık ve anlaşılır bir gelişmedir.

Ergenekoncuların argümanlarından biri de şu: Diyorlar ki, ilk kez darbecilik yargılanıyor. Sırf bu bile önemlidir.

Böyle bir düşünce sistemi olabilir mi? Siyasal düşünceleri uğruna, angajmanları ve çıkarlarına uğruna somut hiçbir delil, bağlantı olmamasına rağmen ve büyük bölümü amacı aşan uygulamalar olmasına rağmen insanlara neredeyse keyfi şekilde adaletsizlik ve hukuksuzluk yapılmasına ses çıkarmamış oluyorlar, tersine onay veriyorlar.

Peki varsayalım, bazı insanları feda edelim ve gerçekten de darbeciliğin -kimin neden nasıl gözaltına alındığını ve tutuklandığını önemsemeden, (bu aslında gayet faşizan bir duygu ve karakterin ürünüdür)- sorgulanmasından medet umalım, umabilir miyiz gerçekten?

Burada 'Ergenekon dostlarının' iddiası, sıradan bir siyasal oluşumun temelsiz bir şekilde darbecilik sorgulaması yaptığı değildir. Tam ülkenin kurucu ilkelerine karşıt olarak siyasal İslamcı bir çekirdeğin bu emellerine ulaşmak için yapmış oldukları gizli bir amaca yönelik bir operasyon gerçekleştirilmesidir. İddia edilen budur. Bu iddia doğruysa, böyle bir hareketin askere ve laik düşüncenin önde görünen savunucularına yönelik olarak bir tertipte bulunmaması düşünülemez.

Yani bu soruşturma ile ülkenin darbecilerden kurtulması ve özgürleşmesi amaçlanmamaktadır. Amaçlanan, ülkenin anti-siyasal İslamcı gücünü yok etmektir ve bu yolla siyasal İslamcı bir devletin yolunu açmaktır.

Ergenekonun bu gözü kapalı sol kanat destekçileri adeta bu girişimden pislenmek istiyor gibiler. Hani kasap ciğeri doğrar da kedi kenardan kenardan pislenir ya, onun gibi.

Bu nedenle, kimle ilgili olursa olsun, nasıl yapılırsa yapılsın, ilk kez bu ülkede darbecilere yönelik bir soruşturma yapılıyor savı ikinci kere düşer. İlk nedeni söylemiştim. Hukuksuzca bile olsa bir darbe soruşturmasını değerli görmeleridir.

Bu aslında çocukça ve komiktir. Çünkü, darbecilik soruşturulsun da kimi başına ne gelirse gelsin demek basit ve utanılası bir davranıştır.

Bu ülkede darbecilik soruşturulacaksa, en bariz tarih olan 12 Eylül daha orada durmaktadır. Değiştirin Anayasanın geçici 15. maddesini başlayın işe. Sadece ılımlı islamcılığın köklerinin nerelerde nasıl atıldığı ortaya çıkmaz, aynı zamanda Kürt sorununun ortaya çıkışının köklerine de ulaşılır. Bir taşla iki kuş.

Bu Ergenekon işgüzarlarının atladığı bir yer de burasıdır. Eğer gerçekten darbecilik soruşturuluyor olsaydı, bu soruşturma, AKP’nin siyasal gücü ve onayından geliyorsa, ki siyasal iradenin icazeti önemlidir, o halde neden bu partiden 12 Eylül’ü sorgulaması beklenmiyor? 'Ergenekon dostları' bunu beklemez, çünkü onlar zaten farklı bir görüşü savunuyorlar.

ÇYDD’nin baskına uğraması son derece normal ve beklenen bir durumdur. Bu soruşturmaya baştan beri muhalefet etmiş insanların düşüncelerinin doğrulanmasıdır.

Belge gibi gerçek anlamda Ergenekon dostları biraz enselerini karartmalıdırlar, nerede yanıldık diye?

Not: Kemalizm ya da Atatürkçü eğilimi güçlü olan laisizm taraftarlarının, bu davanın dışında, askere olan konjonktürel sempatisi, darbecilik sevdasından ya da kolaycılığından gelmez. Gerçek Ergenekon dostları ise ısrarla bunun böyle olduğunu ileri sürmeye çalışırlar. Çünkü, aslında onların da gündemdeki tekil olayların dışında, bu kesim ile eskiden beri süregelen siyasi mücadelesi vardır, Ergenekon davasını bu kesime yönelik olarak çirkin bir şekilde kullanılmak için uygun bir fırsat yaratmıştır.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..