Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Ergenekon diye bir örgüt var mı?

Gerçekten Ergenekon diye bir örgüt var mı? Açıklayalım:

Türkiye'de 1950'lerden bu yana Gladyo türü bir örgütün olduğu ileri sürülür.

Sembolik adı Susurluk olan ve belki Gladyo ile aynı olan ya da onun bir dalı olan ya da ondan esinlenmiş başka bir örgüt olduğu da ileri sürülür. Bu örgüte, bir yıl öncesine kadar Ergenekon deniyordu. Bir sürü yayın ve kitap var bu konuda.

Şimdi Ergenekon diye bahsedilen örgütten ne kastedildiği de farklı. Şu anda bazıları bu örgütü, içine Gladyoyu, Susurluk yapısını da katarak anlıyor.

Ama bu anlayış yanlıştır. Çünkü olayı bu düzeyde aldığınızda, geçmişteki tonlarca dosyayı da olaya dahil etmek gerekirdi. Oysa bu sayısız olayın hiçbiri Ergenekon dosyasında yoktur.

Neden bu tonlarca dosyası olan örgütü anlatmak için kullanılan bir ad, şu anda başka bir manada kullanılıyor? Burası dikkat çekici. Birazdan cevaplıycam.

Şu an için Ergenekon'dan anlaşılan, bir iki somut olayı gerçekleştiren ve bunun arkasında da, Akp'ye karşı darbe girişimi içinde bulunan bir 'örgüt' kastediliyor.

Öykü şu: Cumhuriyet gazetesi bombalanıyor, ki bu üç kere oluyor, sanki kukalı saklambaç oynar gibi birileri gazeteye bomba atıyor, sonra koşarak kaçıyorlar. yine kaçması imkansız olacak şekilde birisi danıştay hakimlerini tarıyor. Bir yerde bombalar bulunuyor. Bu bombalarla bu olaylar arasında bağlantılar kuruluyor. Bu olaylarla da, şu an tutuklanan insanlarla bağlantı kuruluyor. Bu bağlantı şu; bile bile bu örgüt kendi yandaşı olan cumhuriyet gazetesini bombalatıyor, Danıştay'a saldırı düzenliyor, böylece halkı, akp aleyhine kışkırtmak, orduyu kışkırtmak ve sonucunda darbe yapmak ve akp'den kurtulmak. Örgütün iddia edilen amacı bu.

Peki bu bir senaryo olamaz mı? Pek karmaşık da değil, ve bir film senaryosunu da andırmıyor değil.

Bir gizli örgüt, biz şu muhalif sesleri nasıl bastırırız? Bunları nasıl içeri alırız diye bir plan yapamaz mı? Bunun için, oyun içinde oyun oynayamaz mı? Yani, böyle bir film çevirelim, sonra şu şu kişileri bu olaya dahil edelim ve bir örgütsel yapı varmış gibi bir durum oluşturalım.

Şüphesiz bu oyunu oynamak için, içlerinden bazılarını da, onların haberi olarak ya da olmayarak feda etmeleri gerekecektir.

Evet, şimdiki Ergenekon bir yıl öncesinde bahsedilen Ergenekon'dan farklıdır. İlginç bir şekilde bu yeni 'örgüt'ü anlatmakta kullanılan ad, eski örgütün adıyla aynıdır. Büyük ihtimal, bu adın seçilmesi, bu hayali örgütü yaratmada halkın desteğini almak içindir. Yani, Susurluk halktan büyük tepki aldı, o pozitif tepkiyi bu operasyon için kullanmak istediler. Ayrıca ayrıntıyı düşünmekte zorlanan insanların kafasını bulandırmak istediler.

Gladyo/Susurluk/Ergenekon, bunlar ayrıdır, 2007-08 Ergenekon'u farklıdır. İlki sahici, ikincisi ise uydurmadır. Neden böyle diyorum çünkü, ilkinin sayısız somut olayı vardır. İkincisinin ise, sadece telefon konuşmaları vardır, ki herkesin birbiriyle konuştuğu türden.

Böyle bir örgüt yaratma fikrinin Akp ile doğrudan ilgisi olabilir de olmayabilir de. Amaç, orduyu, kemalist solu yıpratmaktır, bu Akp'nin idealleriyle de uyuşur. Ama, hukuk zırhı içinde, naif insanların da, yargı bağımsız görelim bakalım, belki suçludurlar diye düşünmelerine yol açmışlardır. Bazı yapısı bozuk, güya 'liberal solcu, ' 'aslan demokrat' anlayışa sahip bazı kesimler de, bundan bir medet ummuş ve eski ergenekon ile yeni ergenekonu eşitlemişlerdir (çünkü Türkiye'nin sorununu kemalizm olarak görmektedirler, bu eşitleme işlerine gelmiştir) ayrıca, artık basın-masın olmaktan çıkmış yayın organları da, olayı manipüle etmişlerdir, dolayısıyla ortalık bir bakıma toz duman olmuştur Piyasada olan her olay, her konuşma gerçek anlamından başka anlamlara sahip hale getirilmiştir. Kurt puslu havayı sever diye bir deyim var di mi? Tam da bu ortam içindeyiz.

Kopernikus, astronomide bir türlü problemleri tam olarak çözememiştir. Kilise'nin savı olan, dünyanın evrenin merkezi olduğu savına bağlı kalmak, cevapsız sorular yaratmaktadır. O da bunun üzerine, dünyayı, dinde konduğu gibi evrenin merkezi olmaktan çıkarıp, sıradan bir gezegen konumuna koyup, güneş merkezli olarak bir astronomi düşünür, işte o zaman, her şey yerli yerine oturur, problemler çözülür zihinler aydınlanır ve çağdaş astronominin temelleri atılır. Daha sonra Kepler, Galileo ve Newton ile bildiğimiz fizik kurulur. Biz hep Ergenekon adında bir örgüt var diye düşünüyoruz. Bi de, bunun tersini düşünelim derim. Kişiler mi örgüt kurmuş, örgüt mü kişilere kurulmuş? Eğer bu ters çevirme problemleri çözüyorsa, önümüzde Kepler ve diğerleri gibi yeni aydınlıklar getirecek insanlar bekliyor demektir. Ya da, ortaçağın karanlığında olduğu gibi karanlıkta kalacağız ve Giordano Bruno gibi yakılacağız.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..