Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Ergenekon perdesi altında açılım saçılım teraneleri

Ergenekon perdesi altında açılım saçılım teraneleri
 

Demirci dağları eritiyor.


Bu olanların APO ve ABD’nin yol haritası olduğunu anlamayacak kadar saf mısınız yoksa bilerek mi öyle görünüyorsunuz? Zaten gönderdikleri de suya sabuna karışmamış kişilerden seçilmiş değil mi? Güya TC ‘yi test edecek. Sonradan işin sarpa sardığını görünce de eski tehditlerini savurmağa başladı.

Açılım, saçılım bunlar SAM amcanın taşeronları vasıtasıyla direktiflerini verdiği, taifelerince AB ayaklarına ülkenin ve Cumhuriyetimizin devrimlerinin ayaklar altına alındığı , Ulus devletimizin ve Cumhuriyetimizin bekçisi şanlı ordumuzun hedef tahtasına oturtulduğu ayak oyunlarından birisidir. Sevr-i tekrar canlandırma çabalarıdır.

SAM amca ve AB ülkeleri başta olmak üzere Siyonist devlet; Lozan’ın gerçek sınırları yansıtmadığını bu coğrafyada sınırların tekrar çizilmesi gerektiğini açıkca beyan etmekteler. İtalyadaki son NATO toplantısında kurmay subaylarımızın protesto ederek çıktığı toplantı tesadüf mü? ( Bakınız BOP ve GOKAP Projeleri )

Irak’ın kuzeyinde kurulan Siyonist Kürt devletine (Kukla devlet)ilerde genişletilmeğe çalışılacak olan cephenin kuzey bekçisi görevi biçilmiştir. Kerkük ve Süleymaniye’ de Türkmenlerin asimilasyonu da ayrı bir yazı konusu. İşte sizin göremediğiniz filmin kopan parçaları bunlar , birleştirince uyanacaksınız bu aymazlıktan. Yoksa biz “ Ne Mutlu Türküm diyene ” ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti Denir” şiarını benimseyen bu ülkede yaşayan her yurttaşımızı ister Kürt olsun ister Ermeni veya Rum yürekten bağrımıza basmasını biliriz.

Aznavurları, Menemenleri unutmadığımız gibi; Şeyh Sait’leri ve Koçgiri’yi de unutmayacağız. Çünkü hepsi de EMPERYALİZMİN MAŞASI idi.

1914 den 1923 yılına kadar 10 yıl hem 1.Dünya savaşında 7 düvele karşı hem de Kurtuluş savaşında 4 cephede birlikte beraber savaştığımızı inkar edenlerden de değiliz. M.Kemal’in batı cephesinde kazanmak için doğu cephesini sağlam tutmak gerektiğini, planlarında bunları gözardı etmediğini , Doğu cephesinde Ruslar ve Ermenilere ve Güneydoğu cephesinde Fransız ve İtalyanlara karşı Kürt ve Türkün birlikte savaştığını belgelerden biliyor ve inkar etmiyoruz. 1920 ve 1939 ve 1979 yılında oynanan oyunun aynısını yaşıyoruz filmin tekrarı bu Kürdü Türke , Türkü Kürde kırdırmak Sevri geri getirmek.

O ” Ergenekon” fırtınası diye tanımladığınız da ülke gerçek aydın ve siyasetçilerin susturulmasıdır taşeronları tarafından. İki yıldan bu yana hala hazırlanamayan iddianameyle neyle suçlandığını bilmeden yıllarca içerde yatan yurtsever muhalif aydınlar, içerden çıkmasın diye uydurulan sahte belge ve deliller ortalığa rastgele ekilmiş silah ve mühimmat kalıntıları .İşte Ergenekon tanımı bu sokaktaki küçük bir çocuğa bile inandırıcı gelmeyen yüzyılın ihanet davası. Cumhuriyete ve devrimlerine duyulan kinin , öfkenin dışa vurumu.

80 ‘li yılların başında bir arkadaşım nedeniyle girip çıktığım tarikat yurtlarındaki bir kişi durumu şöyle özetliyordu “ Buralardan binlerce öğrenci yetişecek doktor, hakim, öğretmen, vali , mühendis ve asker olacaklar 20 yıl sonra her yerde biz olacağız” O zaman bile ürkmüştüm bu sözlerden. Ama tüm aydınlar gibi ciddiye almadık bu sözleri , siyasetçilerimiz uyudular , hepimiz uyutulduk.

Tarikatların 50 yıldan bu yana örgütlenme modeli şuna dayanmakta idi : “fazla göze batmayın , öne çıkmayın, aksi halde tıpkı mehter takımı gibi geri adım atmaya tereddüt etmeyin , yavaş yavaş ilerleyin olgunluğa eriştiğinde çoğaldığınızı görerek ortaya çıkacaksınız.” İşte o an geldi . Karşı devrimin ayak sesleri …

ABD ‘nin himayesinde CIA işbirliğiyle çalıştığı bilinen malum tarikat şanlı ordumuzu da sindirmeğe çalışıyor.Binlerce sahte ve yalan belgeyle dezenformasyonla kafaların bulandırılması işte bu.

Tarihimizin dönüm noktalarından birini temsil eden “Ergenekon” kelimesinden vebalı , cüzzamlı gibi ürker ve kaçar olduk. Geçtiğimiz yıl İl Milli Eğitim Müdürlüğü aldığı bir kararla velileri ve çalışanlarına bile sormadan “Eyüp Ergenekon ilköğretim okulu” nu “Nişanca Şehit Er Eyüp Beyazıt İlköğretim Okulu “ na devretmiştir. Toplumda estirilmeğe çalışılan korku imparatorluğu artık bir paronoya durumunu almıştır. Herkes biribirinden korkar fikir beyan edemez hale getirilmiştir

Sistem “Derin devlet” diye diye kendi derinini yaratmıştır.

Büyüklerimiz güngörmüş olanlar diyordular ya “Gün gelecek it izi at izine karışacak” işte tam o anı yaşıyoruz .

Tarihe tanıklık ediyoruz .

Uyanık olup Emperyalizmin oyununa gelmeyelim.

2500 Yıl önce demircinin dağı erittiği gibi çıkış yakındır.

 
Toplam blog
: 7
: 2057
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

Hani o cumartesi okula gidilen dönemlerden 78 kuşağıyım. Olaylara seyirci kalmayan , irdeleyen , ..