Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '08

 
Kategori
Haber
 

Ergenekonun rüşvet ayağı

Ergenekonun rüşvet ayağı
 

Suyu çıktı


Bu ne biçim bir ergenekondur, ismi geçmeyen yok.

Hiç ama hiç aklımızdan geçmeyen, geçmesini de istemediğimiz isimlerle karşılaşıyoruz.

Bu konuda yorum yapmak haddim değil (bilirim), zaten beceremem ama, bir kişi suçunu öğrenemeden öldü. Bir kişi siroz oldu, tedevi görüyor.

Olmayacak isimler geçiyor, geçmesi 'vay be...' dedirtiyor.

Herkes gibi benim de inanılması mümkün olmayanlar arasında gördüğüm iki iddia;

Baykal'ın eşi hakkında;

Kimliği belli olmayan bir kişinin notlarında, döviz mi, lira mı olduğu belli olmayan
5 milyon rüşvetin Deniz Baykal'ın eşi Olcay Baykal'a verildiğine dair bilgi yer alıyormuş. Baykal, dayanağı belli olmayan iddiaların, cumhuriyet savcısının
hazırladığı iddianamede yer almasına tepki gösteriyor ve "Kepazelik" olarak nitelendiriyor.

Erdoğan hakkında;

Bu da Başbakan Erdoğan'ın isminin geçtiği söylenen iddianamedeki bir iddiaya Baykal'ın cevabı; "Başbakan davanın savcısıyım diyordu. Ama anlaşılıyor ki sanıklarından biriymiş.

Çünkü iddianamede Ağar’a 60 milyon dolar rüşvet verdiği yazıyor.

Ya iddianameye karşı çıksın ya da verdim desin yargılansın." dedi.

Erdoğan'ın konuyla ilgili bir açıklama yapmadığını da vurgulayan Baykal'dan
Erdoğan'a bir de çağrı var, "Ya rüşvet verdiğini reddet, ya da kabul et hesap ver"...

Oldu mu şimdi...

Sinek küçük de olsa, büyük de olsa mide bulandırır.

Yersiz ve zamansız, üstelik suç teşkil eden sorumsuzluklarla mahkemeye henüz intikal etmiş bir dava, bu kadar elden ele dolaşmaması lazımdı.

Olmaması gerken olmuş, sızmaması gereken sızmış, sızdırılmıştır.

Eğri oturup, doğru konuşalım: Konumları itibarı ile de olsa, normal vatandaş da olsa, habercilik veya başka bir şey adına suçu kesinleşmeden kişilerin deşifre edilmesi, her ne olursa olsun bence etik değil.

Yazık ki çok yazık, bu kadar değil, hiç olmamalıydı.

Bilgi notu: TCK'da rüşvet suçu bakın nasıl tarif edilmekte. (Tamamı değildir)

"Ceza Kanunun tatbikinde memur sayılanların, kanunen veya nizamen yapmaya veya yapmamaya mecbur oldukları şeyi yapmak veya yapmamak için aldıkları veya başkalarına aldırdıkları para, hediye ve her nam altında olursa olsun sağladıkları diğer menfaatler ile bu maksatla alıp sattıkları veya ihale eyledikleri taşınır ve taşınmaz malların gerçek değeri ile verilip alınan bedel arasındaki fahiş fark rüşvet sayılır.

İrtikap ve rüşvet suçları birbirlerine çok benzemektedir. İrtikap suçunun gerçekleşmesi için memurun gerçek anlamda "teklif"te bulunması şart değildir. Örneğin, memurun engelleyici davranışı ile kişiyi kendisine bir miktar para vermeye itmesi durumunda olduğu gibi. Ayrıca memur önceden harekete geçmiş ve haksız bir yarar sağlıyorsa irtikaptan değil rüşvetten söz etmek gerekecektir.

 
Toplam blog
: 660
: 862
Kayıt tarihi
: 15.04.08
 
 

Atatürk, cumhuriyet ve Türkçe sevdalısıyım. Hayatımda hiçbir konu veya olay karşısında 'keşke' de..