Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '17

 
Kategori
Eğitim
 

Ergenliğin Üç Evresi

Ergenliğin Üç Evresi
 

“Ergenlik” deyip geçiyoruz ama ergenliğin de kendi içinde ayrıldığını biliyor musunuz? Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe doğru ilerlerken, hızlı bir bedensel, ruhsal ve sosyal değişimden geçerken farklı farklı evrelerden geçiyor. Tüm bu dönem boyunca çocuklar genel olarak sinirli, aklı havada ve asi görünse de, aslında her evrede farklı değişimler ve dönüşümler yaşıyorlar.
Erken ergenlik ya da buluğ çağı denilen dönem, orta ergenlik ve son ergenlik ya da geç ergenlik dönemi olarak adlandırılan bu dönemleri kesin çizgilerle ayırmak, kesin yaşlar belirtmek pek mümkün değil.
Ancak belli yaş aralıkları belirtmek mümkün elbette:
1- Erken ergenlik : Kızlarda ortalama 10 – 13, erkeklerde 13 – 15
2- Orta ergenlik : Ortalama 13 – 15 yaşlarından 17 yaşa kadar
3- Geç ergenlik : Ortalama 18’den 20’li yaşların başlarına kadar olan dönem
Clemson Üniversitesinde Akademik İlişkiler ve Araştırmalar dekan yardımcılığı görevini yürüten David E. Barett’ın konuyla ilgili yazdığı kitabın(1) tanıtım yazısında şöyle diyor: “Öğretmenlik mesleğini seçen öğrencilerime verdiğim bir derste onlardan 11-13, 14-16 ve 17-19 yaşlarındaki hallerini, o dönemde onlar için önemli olan, bugünlerini etkileyen olayları hatırlamalarını istedim. 20 ile 40 yaş arasında öğrencilerin bulunduğu sınıfta verilen cevaplar genellikle benzerdi. Erken ergenlik döneminde genelde taşınma, okul değişimi, arkadaş değişimi gibi anılar öne çıkıyordu. Orta ergenlik döneminde kişisel başarılarını ve başarısızlıklarını hatırladılar. Geç ergenlik dönemi için ise toplumun değerlerine uygun örnekler verdiler. Bunun sebebi farklı evrelerde farklı duygusal evrelerden geçiyor olmalarıydı. Erken ergenlikte gencin asıl kaygısı ‘ait olma’dır. Orta ergenlik döneminde ‘özgün ve biricik’ olmak önem kazanır, geç ergenlikte ise ‘öz değer’.”
 
Barett’ın bu satırları bana şunu hatırlattı: gencin neler yaşadığını anlamak ve doğru desteği vermek istiyorsak onun fiziksel ve duygusal olarak nasıl süreçlerden geçtiğini bilmeliyiz. Koçluk yaptığım öğrencilerle koç-öğrenci ilişkimizi bile, öğrencinin hangi evrede olduğu şekillendiriyor.
 
Erken Ergenlik ya da “arkadaşlarım olmadan asla” dönemi
 
Duygusal özellikler:
Kişilik çatışmaları yaşar
Huysuzdur
Sesini, ses tonunu ve kelimeleri daha ustalıkla kullanır, söz dalaşlarına girer
Ama yine de duygularını sözlü ifade yerine, davranışla göstermeyi tercih eder
Yakın arkadaşlar önem kazanır
Anne-babaya kaba davranır, hatta küçümser, eleştirir
Çocukça davranışlar sergileyebilir
Arkadaş grubu ile aynı şeylerle ilgilenir, aynı müziği dinler, aynı tarz giyinir
Karşı cinsle ilişkisinde çekingen ve utangaçtır.
Mahremiyet önem kazanır
 
Bilişsel gelişim:
Hangi mesleği seçeceği ile ilgili bir fikir oluşturur
Yakın gelecek için planlar yapmaya başlar
Soyut düşünebilmeye başlamıştır
 
Fiziksel değişim:
Boyu uzar, kilo alır
Vücutta ve yüzde tüylenme başlar
Vücut daha çok terler
Saçlar yağlanır
Cinsel uzuvlarda değişim yaşanır
Ses kalınlaşır, değişir
 
Biz nasıl davranmalıyız?
Mümkün olduğunca çatışmalardan kaçınmalı, mahremiyetine ve kişiliğine saygı duyduğumuzu davranışlarımızla da göstermeliyiz. Arkadaşlarıyla ilişkilerini desteklemeli, öz değerini oluşturduğu bu dönemde kendisinden hoşnut bir birey olabilmesi için eleştirmekten ziyade onu olduğu haliyle sevdiğimizi ifade etmeliyiz.
 
Orta Ergenlik ya da “ben ben ben” dönemi
 
Duygusal özellikler
Kendisini çok iyi tanımaz, ya olduğundan daha iyi ya da daha kötü bir yerde konumlandırır.
Anne-babasının kendisine çok karıştığını düşünür? Görünüşüne çok önem verir
Anne-babası ile bağı azalmıştır
Yeni arkadaşlar edinmeye isteklidir
Karşı cinse çekici gelmeyi önemser, flört dönemi başlar
Aşık olmak, tutku gibi duyguları deneyimler
 
Bilişsel gelişim
İlgi alanları oluşmuştur
Yaratıcılığını kullanabileceği ya da deşarj olabileceği aktivitelere yönelir.
 
Fiziksel değişim
Boyu uzamaya ve kilosu artmaya devam eder
Vücut daha çok terler
Saç ve deri daha çok yağlanır
 
Biz nasıl davranmalıyız?
Bir birey olarak fikrini almalı, fikirlerine değer vermeliyiz. İlgi alanlarını ve seçimlerini desteklemeliyiz. Karşı cinsle ilişkisi konusunda, onun isteği doğrultusunda, bilinçlendirmeliyiz.
 
Geç Ergenlik ya da “bu toplumda ben de varım” dönemi
 
Duygusal özellikler
Kişiliği oturmaya başlamıştır
Fikirlerini sözel olarak ifade edebilir
Mizah duygusu gelişmiştir
İlgi alanları oturmaya başlar
Duygusal iniş çıkışı düzene girmeye başlar
Yaptığı işlerden gurur duymaya, yaptıklarının sorumluluğunu almaya başlar
Çevresini de önemser
Daha ciddi ilişkilere girer
Özgüveni daha gelişmiştir
 
Bilişsel gelişim
Belli bir çalışma disiplini oluşturur
Geleceği konusunda daha net fikirlere sahiptir
Hedefler koyup aksiyona geçebilir
 
Fiziksel değişim
Çoğu kız fiziksel gelişimini tamamlamıştır
Erkeklerde boy uzamaya, kaslar gelişmeye, vücut tüylenmeye devam edebilir.
 
Biz nasıl davranmalıyız?
Geleceği hakkındaki düşünceleri hakkında sohbet edebilir, destek beklediği durumlarda onu fikirlerine müdahale etmeden ama kararlarının artılarını ve eksilerini belirterek yardımcı olabiliriz.
 
Unutmayın, ergenler çocuğun büyüğü, yetişkinin küçüğü değildir.
 
Kaynaklar:
https://www.jstor.org/stable/40364502?seq=1#page_scan_tab_contents
https://www.healthychildren.org/English/ages-stages/teen/Pages/Stages-of-Adolescence.aspx
http://www.actforyouth.net/resources/rf/rf_stages_0504.cfm
 
Toplam blog
: 168
: 336
Kayıt tarihi
: 04.05.09
 
 

Elgiz Henden 1968 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini 1989 yılında, yük..