Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzman Klinik Psikolog İpek Gökozan

http://blog.milliyet.com.tr/ipekgokozan

09 Mayıs '16

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

ERGENLİK SÜRECİ VE ÖZGÜVEN

ERGENLİK SÜRECİ VE ÖZGÜVEN
 

 
Bir bireyin özgüvenindeki azalmanın en sık şu iki yaş aralığında görüldüğü fikrindeyim: 9-13 yaş aralığı ve 18-23 yaş aralığı. 
 
9-13 yaş aralığında kişi; çocukluktan çıkıp ergenliğe girişe doğru ilerler ve hem bedensel, hem de zihinsel olarak muazzam bir değişim geçirir. Bu değişim süreci çoğunlukla ön ergenlik sürecindekileri korkutur ve eskiden kullandıkları pek çok yöntemin artık işlemediğini görmeye başlarlar. Örneğin, artık arkadaşları tarafından oyuna alınmadığında annesini çağırmak işe yaramaz; çünkü dalga geçilme olasılığı çok yüksektir. Böylelikle çocuk-ergen;  zorluklarla baş etmenin ve fiziksel değişimlerini kabullenmenin yeni yöntemlerini aramaya başlar ve bu süreç özgüvenin zedelenmesine açık bir süreçtir.
 
18-23 yaş aralığı ise gençlerin bireyselliğini ilan edip, evden ayrılma vakitlerinin geldiği zamanlardır. Bugünde dek işlerinin görülmesinde hep bir yetişkinin desteğini alan genç, artık tek başınadır ve hayatın gerçek tarafıyla tanışmaya başlar. 
 
Yukarıda bahsettiğim her iki yaş aralığının ortak bir yönü vardır: Her ikisinde de belirsizlik hat safhadadır. Her iki yaş aralığında da aile ile geçirilen zaman azalır ve güvensizlik hissi artar. Gençlerin baş etmeleri gereken bilinmezliklerin sayısı arttıkça, kendilerini eskiye göre daha beceriksiz,deneyimsiz ve savunmasız hissedebilirler. 
Bu süreçlerde anne babaların çocuklarının özgüvenlerini destekleyebilmek için yapabilecekleri belli başlı şeyler vardır:
 
1- İNANÇ: Çocuğunuzun zorluklarla ve yeniliklerle tek başına mücadele edebileceğine inanın. Sadece inanmak elbette yetmez; bunu hem sözel hem de davranışsal olarak ona gösterin. "Sana inanıyorum ve güveniyorum, bunun altından kalkabilirsin" gibi basit bir cümle bile gençler için çok büyük anlamlar ifade edebilir. Ancak unutmamalıyız ki, davranışlarımız ve sözlerimiz paralel olmazsa bütün inandırıcılığımızı yitirebiliriz. Eğer çocuğunuzun büyüdüğüne ve gerçekten zorluklarla baş edebileceğine inanıyorsanız, sınırlarınızı genişletmeniz gerekir. Örneğin hafta sonu kız arkadaşını sinemaya götüren 17 yaşındaki bir delikanlılının eve dönüş saatini 19.00'dan 21.00'a çekebilmeli ve eve zamanında döneceğine dair ona güvenmeliyiz.
 
2- ÇABA SARFETMEK: Gençlerin en sık kullandığı cümle "Ben hiçbir şey yapamıyorum" olabilir. Yeniliklerle karşılaşan ergenlerin pek çoğu fiziksel olarak büyüse de, beceriler konusunda hala çocuk olabilir ve bu durum özgüvenlerinin düşmesine neden olabilir. Anne-baba olarak çocuğunuzla yapabileceğiniz en iyi şey yenilikler karşısında bolca pratik yapmanızdır. Örneğin bir arkadaşını telefonla arayıp hafta sonu planı yapması, para biriktirip çok beğendiği ayakkabıyı alması, telefonla yemek siparişi vermesi, tek başına evde kalıp korkusuyla yüzleşmesi gibi konularda önce onunla alıştırma yapabilirsiniz. Unutmayın;  çok alıştırma, hızlı kazanılan beceri ve özgüven demektir.
 
3- SONUÇLARI GÖZE ALMAK: Şimdi en önemli kısma geldik. Bir gencin çabaladığı işlerin sonu her zaman iyi bitmeyebilir. Hayal kırıklığı, öfke, üzüntü gibi olumsuz duygular; gösterilen çabaların karşılıksız kalması ile ortaya çıkabilir. Bir genç anne ve babasının olumsuz olaylarla nasıl baş ettiğini dikkatle inceler ve onları örnek alır. Bu noktada sizlere büyük görev düşüyor. Kötü bir sonucun ardından "Olsun, bir dahakine deneriz" diyebiliyor ve umutsuzluğa kapılmadan yola devam ediyorsanız, büyük olasılıkla çocuğunuz da aynısını yapacaktır. Özgüvenin artmasındaki en büyük rol, başarısızlıkların ardından pes etmeyerek güler yüzle hayata devam etmeye düşüyor. 
 
Yazar: Uzman Klinik Psikolog İpek Gökozan, Madalyon Psikiyatri Merkezi
twitter: @ipekgokozan
 
 
Toplam blog
: 78
: 351
Kayıt tarihi
: 02.04.15
 
 

Koç Üniversitesi İşletme ve Psikoloji Bölümleri'nden eş zamanlı olarak %100 başarı bursu ile mezu..