Ergonokon mu? Siyasi bir çarptırma mı?

Sabah kalkıyorum TV açıyorum her kanal Ergenekon ta ki akşam yatana kadar öyle ki ülkemizde başka bir sorun yok gibi.

PKK ateş kes mi ilan etti. Yahut ta biz bir anlaşmamı yaptık. Ya da Ergenekon ile içeri aldığımız paşalar mı yönetiyorlardı bu PKK’yı da her şey süt liman.

Artık hiçbir gencimiz şehit olmuyor sevindirici bir durum bu tabi ki.

Dünyayı saran Küresel kriz, anlaşılan bizim memleketi pek etkilemedi.

Yetkililerinde dediği gibi teğet mi geçti.

Doğruyu söylemek gerekirse beni ve çevremi pek teğet geçmedi.

Benim tam üstümden geçti. Herkesi teğet geçmiş ne kadar güzel.

Bu işsizlik ve ekonomi acaba Ergenekon çökertildiği için düzelir mi?

Ben bundan umutluyum.

Birde kafama takılan şöyle bir konu var. Değerli paşalar ve devlet birimlerinde sayısız görevlere imza atmış yetkililer, yurt dışında veya sağlık problemleri nedeni ile hastanelerde olanlar bile apar topar sorgulamaya alınıp ceza evine kapatıldı.

Fakat burada bir tezatlığa düşüyorum.

Tuncay Güney; kendi ifadelerinde de PKK'ya Yatak yaptığını, para taşıdığını ve buna benzer binlerce yasa dışı olayın içinde olduğunu beyan etmesine rağmen bizler devlete ait bir kurumda kendisine söz hakkı veriyoruz delilleri ile bir suç örgütünü çökertiyoruz ama bu adama dokunmuyoruz.

Bu olayların bir ucu ve başka suç unsurlarında Fethullah Gülen’le alakalı ama onu da bir şekilde ülke dışında elini kolunu sallayarak dolaşmasına izin veriyoruz. Daha sayamayacağımız neler var.

Deniz fenerinin Avrupa’da dolandırıcılığı ortaya çıkıyor biz ülke olarak ört bas ediyoruz. Bu derneğin Türkiye’de ki kollarıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını savunuyoruz.

Sizlerin FEM dershanelerinde eğitim gören yakınlarınız var mı bilemem ama ben birebir şahit oldum. Burada eğitim gören kardeşlerimiz dershanenin organizasyonu ile; okul tatillerinde bazı semtlerdeki kuran kurslarında eğitime alınıyorlar. Ailelerin çoğu da çocuklarının üniversiteye hazırlık için hızlandırılmış bir kampta ders verildiği bilincinde, detaya bakılırsa durum bu.

Benim çözemediğim neden bu kamp çalışması Yatılı Erkek öğrenci yurtları adı altında Kuran kurslarında veriliyor. Bazı yurttaşlarımız olaya şöyle baka bilir (Bu konuyu paylaştığım kişilerin düşüncesi) ne güzel işte birde dini eğitim ve bilinç veriliyor.

Keşke öle olsa, Tuncay Güney de bu tür bir gruptan geliyor. Şimdi doğuştan Musevi olduğunu savunan ve zorla Müslümanlaştırılmaya çalışan bir kişilik sergileyerek.

Bizler Siyaset kurban giden bir milletiz.

Sağ – Sol olayları ile her on yılda bir darbe görmüş bir milletin çocuklarıyız. 20–30 yıl önce özgür düşüncelerini vatan sevgisi bilinci ile kalemine taşımış gazetecilerimiz, aydınlarımız ve katledilen bir genç nesilimiz var.

Oysaki şimdi; ya madde bağımlısı, ya işsiz ya da beyni yıkanmış asalak şeklinde ortada dolanan, Siyaset konuşmaya korkan veya habersiz bir gençlik.

Umarım bunu anlar ve bir an önce silkinir kendimize geliriz.

Din - Dil – Mezheb ve Irkımız da Siyasete kurban ediliyor.

Biz yüz yıllarca bu topraklar üzerinde Din – Dil – Irk – Mezhep gözetmeden kardeşçe yaşadık. Yaşamak içinde mücadele verdik. İçimizdeki düşmanlar bu düzeni bozmak için hep oldu ve olacaktır da. Bizler Sağlıklı ve Yıkılmaz olduktan sonra bu fitne fesatlar yok olur gider. Yeter ki inancımızı ve Kardeşliğimizi unutmayalım.

Atatürk; Din – Dil –Irk ayırmadan bu Ülkede kardeşçe yaşansın diye bu Cumhuriyetin temellerini attı.

Bizler Mevlana ‘nın dediği gibi ne olursan ol gel diyen bir milletin evlatlarıyız.

Toplum olarak Siyasi ve Ekonomik olarak dışa bağımlılığımız sürdüğü sürece düzelmez ama, Umarım bu dış mihrakların gizlice bizi yıkmaya çalışan düşmanların oyununa gelmekten vazgeçeriz.

Biz millet olarak inancımız ve sevgimizle kanımızın son damlasına kadar, savaş cephelerinde kazanmaya yetecek kadar güçlü olsakta, masa başı savaşta zayıfız. Kayıplarımız gözle görünmeyecek ve su yüzüne cıkmayacak kadar çok.