Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '11

 
Kategori
Öykü
 

Erik ağacı ile ayva ağacı

Erik ağacı ile ayva ağacı
 

SEN ÇOK YAŞA JİNDA


TÜRKÇE DERSLERİMİZDE HAFTADA BİR GÜN ÖYKÜ TAMAMLAMA ETKİNLİĞİ YAPIYORUZ. BU HAFTAKİ ETKİNLİĞİMİZİN BİR ÖRNEĞİNİ SİZ DEĞERLİ DOSTLARLA PAYLAŞMAK İSTİYOR , YORUMU SİZLERE BIRAKIYORUM ... 

Çiftçinin birinin bahçesinde Erik ağacı ile Ayva ağacı varmış. Bu ikisi birbirlerini çok kıskanır, hiç geçinemezlermiş. İlkbahar gelince Erik ağacı hemen çiçek açarmış. 

Çiçek açınca da: 

-Şu çiftçiye şaşıyorum doğrusu. Sonbaharda meyve verecek diye şu miskin ağacı dikti yanıbaşıma. Onun yerine badem ağacı dikseydi ne iyi olurdu! Şimdi o da çiçek açardı, demiş. 

Ayva ağacı, Erik ağacının bu sözlerinin altında kalmazmış. Yine Erik ağacının çiçek açtığı, Ayva ağacı ile alay ettiği günlerde Ayva ağacı, Erik ağacına bir oyun oynamaya karar vermiş. 

Erik ağacının özellikle o uzun yaz günlerinde, bu alayları dayanılmaz duruma gelmiş. 

Ayva ağacı: 

-Şubat ayı gelsin hele, ben sana yapacağımı biliyorum ! diye içinden söylenip dururmuş. 

Sonunda şubat ayı gelmiş. Pırıl pırıl, güneşli, ılık bir günün sabahında Ayva ağacı: 

*** (( ÖYKÜNÜN BURAYA KADARINI BEN VERDİM DEVAMINI ÖĞRENCİM YAZDI )) 

Erik kardeş, bahar geldi . Sen hala uyuyorsun. Anlaşıldı, bu yıl meyve vermeye niyetin yok, deyince: 

-Ne ? Demiş Erik ağacı. Bahar mı geldi ? 

-Geldi ya! Görmüyor musun güneşi ? 

-Aaa nasıl olur? Ben daha çiçek açmadım ki ! Çiftçi çok kızacak, beni azarlayacak, demiş. 

Erik ağacı oflayıp pufluyormuş. Çiftçiye ne cevap vereceğini kara kara düşünüyormuş. Şubat ayının son günlerinde bir bahane bulmuş. Bahnesi de şuymuş; Bahçenin yanı başında oturan çiftçinin kardeşi Mahmut Bey'in kızı Yüsra ve ağabeyi Şenol, top oynarken, topları bahçeye düşmüş. Topu almak için bahçeye girdiklerinde Erik ağacını görüp, tüm çiçeklerini kopartmışlar. Ama Erik ağacı çok kitap okuyormuş, bu yüzden hem çok bilgili ve de hayal dünyası çok genişmiş. Bu bahaneye çiftçinin inanacağına ihtimal vermemiş. Tekrardan kara kara düşünmeye başlamış. Aslında hangi bahaneyi bulursa bulsun gerçeğin ortaya çıkacağını da çok iyi biliyormuş. 

Bir gün çok iyi arkadaşı Sümbül çiçeğe seslenmiş: 

-Şu Nisan ayı da ne kadar sıcak geçiyor. Bunaldım sıcaktan. 

-Evet ben de bunladım hatta kurumak üzereyim. Erik kardeş bana köklerinden biraz su verebilir misin ? Ne dedin? Anlamadım... Nisan mı dedin ? Olur mu hiç ? Şubat ayına yeni girdik. 

-Ne ??? Biz Şubat ayında mıyız ? 

-Herhalde, bilmiyor muydun? 

-Hayır bilmiyordum. 

-Haydi boşver takma kafana, gel rüzgarla dans edelim. 

Erik ağacı oyunu farkına varmıştı. Homurdanarak söylendi: 

-Sıkı dur Ayva ağacı benden çekeceğin var ! 

-Yoksa tartıştınız mı ? 

-Evet,  

-Peki neden ? 

-Ayva ağacı bana oyun oynadı. 

Erikağacının kızgınlıktan rengi kıpkırmızı olmuştu. Aynı kızgınlıkla Sümbül çieğine sordu: 

-Bu günlerde hava sıcak değil mi ? 

Sümbül kötü şeyler olcağı düşüncesiyle korkarak: 

-Evet sıcacık. ya Allah aşakına meraklandırma beni ne oldu anlatsana? 

-Geçen gün, Ayva ağacı bana güneşi gösterek, "Bahar geldi neden çiçek açmıyorsun ? Uyan! Çiçeklerin nerede diye ? Dalga geçerek beni bahar geldiğine inanadırdı.  

Çok narin olan Sümbül çiçeğinin korkudan benzi attı, "Eyvah !Şimdi ne olacak? Erik Kardeş bu kızgınlıkla buraları yerle bir edecek."diye içinden geçirmiş. Ama beklediği olmamış. erik ağacının çok bilgili olması işi tatlıya bağlamasını sağlamış. """Hırsla kalkan, zararla oturur.""""Sözünü hatırlamış olması olasıdır. 

-Ayva ağacına nazik bir şekilde; beni neden kandırdığını soracağım, demiş. 

Sümbül sevinç ve şakınlıkla: 

-Hemen sor ! 

-Tamam! Heyecanlanma. ne bekliyordun? Kavga mı yapacaktık? Cahil miyiz ki kavga yapalım ? 

Erik ağacı gayet sakin bir şekilde, Ayva ağacına seslenmiş: 

-Ayva Kardeş, neden beni kandırdın? 

-Sen benimle her zaman alayderdin, ben de bu duruma çok üzülürdüm. Sana bir ders vermek istedim. Üzüldüğünü görüyorum, özür diliyorum. Ama sana tavsiyem, bir daha kimseyle alay etme. Çünkü bir gün sen de komik duruma düşersin. 

-Anlıyorum, çok haklısın. Ben de senden özür diliyorum ve bir daha da kimseyle alay etmeyeceğime söz veriyorum. 

O günden sonra Erik ağacı, Ayva ağacı ve Sümbül çiek hep birlikte dostça o bahçede rüzgarla dans ederek yaşamışlar. 

Yüsra'yla Şenol'a ne oldu diye sorarsanız: Hergün bahçeye gelip ağaçları sulayıp, sümbülleri koklayıp, dostluklarından mutlu olup evlerine dönerlermiş. 

Jinda Lorin TÜZÜN 02.05.2011 

3/ A SINIFI ÖZEL SEÇKİN FIRAT İLKÖĞRETİM OKULU  

 
Toplam blog
: 124
: 393
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Diyarbakır’da doğdu, tam bir Diyarbakırlı olarak büyüdü. İlk okulu İsmet Paşa İlkokulu’nda, orta ..