Erkeğin kadına karşı cinsel isteksizliği

Evli çiftlerde yaşanan huzursuzluğun temelinde gösterilen sebeplerden birisi de cinsel tatmin düzeyinde yaşanan düşük performanstır.

Bu çerçevede, evli çiftlerde görülen uyum ve geçim sorunu, cinsel tatmin düzeyinden bağımsız değerlendirilemez. Kaldı ki bu uyum ve geçim sorunu, meseleyi bir solukta mahkemeye kadar götürebilmektedir.

Kadın ve erkek evlenmiş, mutlu bir beraberlik niyetiyle temeller ve imzalar atılmıştır. Ancak bir süre sonra beklenen olmamıştır. Cinsel cephede yaşanan sorunlar kartopundan çığ boyutuna evrilmiştir.

Evlilik sürecinde taraflardan birinin cinsel isteksizliği söz konusu ise durum çok ciddi ve özellikli bir şekilde tetkik edilmelidir.

Öyle ki; boşanmalardan önce özellikle Türk toplumunda sıkça görülen, çiftlerin tarafsız bir hakem huzurunda bir araya getirilmesinde amaç herkesin eteğindeki taşları döküp rahatlamasını sağlamak ve sağlıklı bir sonuca ulaşmaktır.

Cinsel meselelerin bu tip yakın akrabaların ya da aile büyüklerinin huzurunda ne kadar sağlıklı tartışılabileceği bir kenara, amacımız cinsel isteksizlik kaynaklı kötü giden evliliklerin değerlendirilmesinde kadın ve erkeğin ayrı ayrı yorumlanması gerekliliğinin altını çizmektir.

İlk olarak; kadının kocasına karşı cinsel isteksizlik duyması durumunda meselenin çözülebilirliği daha olasıdır.

Şöyle ki; kadının cinsel isteksizliği söz konusu olduğunda, vajinadaki kuruluktan kaynaklanan sorun çeşitli kimyasallar kullanılarak çözülebilir.

Bunun dışında, erkeğin kadını istemesi ve onunla ilişkiye girmek için fiziksel olarak hazır pozisyonda olması, kadına ‘arzulanan kadın olduğunu hissettirdiğinden’ meselenin ruhsal boyutu da bu şekilde ihmal edilebilir.

Toparlarsak, kadının cinsel isteksizliği söz konusu olduğunda, erkeğin kadını şehvetle istiyor oluşu ve bunu kadına gerek ereksiyon hâliyle ve gerekse sonrasındaki ejekülasyon haliyle hissettirmesi, kadının erkeğe istek duyması için bir sebep olarak değerlendirilebilir.

Temas anındaki vajina kuruluğu da vazelin ve sair kimyasallarla giderildiğinde sorunun çözümü büyük ölçüde hâlledilmiş olur.

Hiç şüphesiz kadın kocasına karşı bir şey hissetmediğinden ötürü, cinsel teması kesin olarak red ediyorsa kocası da olsa kendisiyle kurulacak cinsel ilişki bir insanlık suçu olarak değerlendirilmelidir. Ancak yukarıda anlattığımız çözüm yöntemi, evliliğini kurtarmak isteyen çiftler için dikkate alınmalıdır.

Altını önemle çizmek istediğimiz husus, erkeğin kadına karşı ilgi duymaması durumunda ortaya çıkacak tablodur.

Esasen ortada çok karmaşık bir durum da yoktur. Erkek kadını istemiyorsa, bilimsel olarak ortada mekanik ve fiziksel bir imkânsızlık vardır. Bu noktada kadının çok istekli oluşu durumu o kadar da kurtarmayabilecektir.

Çünkü ortada maddenin hareket kanunlarını ilgilendiren fiziksel bir imkansızlık vardır. Erkek genital organı ereksiyon hâlinde değildir ve bu durum sorunu daha başlangıç anında bloke edip olumsuz sonuçlandırmaktadır.

Son tahlilde; kadının cinsel isteksizliği bir takım yardımcı öğelerle lehe çevrilebilecekken, erkeğin cinsel isteksizliği ve bunun sonucu olan ereksiyon olamama durumunda, fiziksel imkânsızlıktan dolayı ilişki gerçekleşmesi olanaksız olduğundan, meselenin çözümü kadının isteksizliğine göre nispeten daha zor gibi görünmektedir.

Sabrın sonu ile