Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '12

 
Kategori
Öykü
 

Erkek kokulu kadınlar

Erkek kokulu kadınlar
 

Feribotun salonunda, kapıların açılmasını beklerken bir an evvel içeri girip, yeni aldığım bir kitabı okuyarak yolculuk yapmayı hayal ediyordum. Kısa bir bekleme süresinin ardından ite kaka içeri girdim, koltuk numaramı bulup yerleştim. Az sonra orta yaşlı bir kadın ile iri kemikli genç kızıgelip, yanıma oturdular.

Yanımda bir erkekle yolculuk yapmaktansa yaşı ne olursa olsun bir kadınla o yolu kat etmeyi tercih ederim. Yaşlı teyzemiz cam kenarına, iri kemikli ve üzüm karası saçlı genç kızı da yanıma oturunca kaba ve hoyrat bir erkekle yan yana yolculuk yapmaktan kurtulduğum için sevinmiştim.

Ama yanılmışım.
Kız oturur oturmaz iki kolunu koltuğun kenarlarına yasladı, yaslarken benim dirseğimi de erkeksi bir tavırla ittirmeyi ihmal etmedi.  Sanki ben orada yokmuşum gibi davranıyor, ojeli küt tırnakları olan iri elleriyle ikide bir siyah saçlarını düzeltiyordu.

Her kolunu kaldırışta koltukaltından yayılan ter kokusu içimi baymaya başlamıştı.
İri kemikli de olsa güzel bir yüzü, neredeyse sıfır popo kadınsı bir kalçası ve uzun bacaklarıyla çoğu erkeğin aklını başından alabilecek bir genç kızın haddehane ateşinde tere bulanan demirci ustaları gibi kokması beni şaşırtmıştı.

Ve feribotun kalkmasına az bir süre kala telefonla arkadaşını aradı.
O an gerçekle yüz yüze geliverdim. Yan koltuktaki yol arkadaşım travestiydi.
Telefondaki arkadaşına Caddebostan’daki doktorun adresini sorup, hormon tedavisinde kullandığı bazı ilaçların yan etkilerinden dolayı muayeneye gideceğinden bahsediyordu.

O telefonla konuşurken yan gözle onu süzemeye başlamıştım. Doğru, elleri bir kadında asla olamayacak irilikteydi. Kocaman, fırın küreği gibi elleri vardı. Gözüm ayaklarına kaydı, hayret ettim. O koca elli genç kızımızın ayakları taş çatlasın 38 numaraydı. Bu iri beden minik ayaklar üzerinde nasıl duruyordu ki? Şaşırmıştım.

Kokusu, burnumu sızlatan teri yüzde yüz erkeksiydi. Yanıma otururken sergilediği tavırlar, kollarını iki yana rahatça atıverişi, vurdumduymaz efe halleri ve erkek gırtlağının bir türlü kadınlaşmayı kabul etmeyen ses tonu eski cinsiyetinin ona hediye ettiği belirgin izlerdi.

Ne yaparsa yapsın gerçek bir kadın olamamıştı.
Ama annesiyle konuşurken ki halleri, hele yeğenlerinden bahsederken “ aman anne, iki kadın üç çocuğa bakamazsak yazık bize “ demesi, kemikli alnına inat “ aslım kadın benim “ dercesine puslu bir bakış sergileyen gözleri tartışılmayacak kadar kadınsıydı. Üstüne üstlük kedisindenbahsedip “ keşke tüm erkekler kediler gibi duygusal olabilseler “ diyerek biz erkeklere serzenişte bulunurken baştan aşağı kadın kesilivermişti.

Yine de teninden yayılan erkeksi kokuya daha fazla dayanamadım, orta sıralardaki boş koltuklardan birine geçip ana kızı baş başa bırakmayı tercih ettim.

 
Toplam blog
: 7
: 481
Kayıt tarihi
: 01.01.12
 
 

Balıkesir'de doğdu, İstanbul'da yaşıyor. Mühendis, kendine ait bir Tasarım Ofisi var. Ked..