Erkekler ağlamaz

Sabahları işe giderken, arabadan indikten sonra, on beş dakika kadar yürüyorum.

Aklımda sözcükler, yazmadan bir araya getirmeye çalışıyorum.

Liseli gençler, hastane randevularına yetişmeye çalışan orta yaş üstü insanlar, otobüs bekleyenler, servislerden inen insanlar. Herkes bir yerlere yetişme telaşında.

* * *

Ben sözcükleri sevdiğimi düşünüyorum.

Ankara gri değil, bahar bu şehirde de güzel.

* * *

Aniden, köprünün aşağıya inen merdivenlerinin en üstünde, birbirine sarılmış çifte ilişiyor gözüm.

Belli ki planlanmamış bir buluşma ya da planlanmış ama zamanlama hatası yapılmış. Yaşları kırklara gelmemiş henüz. Adamın başı kadının omzunda, kadının eli adamın saçlarında. Teselli ettiği anlaşılıyor. Ve adamın ağladığı belli oluyor kadının omuzlarına sakladığı başına rağmen.

* * *

Alışık olmadığım bir sahne, ağlayan kadın değil.

* * *

Kadının, erkeğin saçlarındaki ellerinde, anne şefkati katılmış sevgi hareketleri var.

* * *

Adımlarımın yavaşladığını ve gözlerimi bu sahneden alamadığımı fark ediyorum. Ama onlar beni fark etmiyorlar.

Aklıma kaydoluyor, öncesi ve sonrası unutulmuş bir film sahnesi gibi.

* * *

Çocukluğuma dönüyorum, denizden gelen esinti ile yaz akşamlarını neşelendiren açık hava sinemaları ve bir film sahnesi gözümün önünde şimdi. Ne filmin adı var belleğimde, ne de oynayanların kimler olduğu.

Sadece üzüntüden ağlayarak gitarın tellerini koparan erkek başrol oyuncusu ve kan içinde kalmış elleri. Aklımda kalan sadece bu sahne.

* * *

Acılar ve üzüntüler karşısında duygularımızı daha rahat ortaya koyuyoruz sanırım.

Ben, acılar karşısında duyguların çıplak kalışı diyorum.

Yoksa hangi erkek sokak ortasında ağlar?

Değil sokak ortasında dört duvar arasında bile olmaz. Olmaması öğrenildiği içindir.

Y a da ben görmedim.

Hastalığı sırasında, yaşının da etkisiyle beni gördüğünde çakır gözleri dolan babamın dışında.

* * *

İlginç olan bir şey daha var. Gerçeklik payının ne olduğunu bilmiyorum ama fareler üzerinde yapılan bir araştırmada duygularını açık açık gösterebilen ve hatta ağlayabilen erkek fareler, dişi fareler tarafından tercih ediliyormuş.

Ayrıca bilim insanları, erkek farelerin gözyaşlarındaki ‘pheromon’ isimli maddenin dişi farelerin seçimlerinde etkili olduğunu bulmuşlar.