Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Erkekler aldatıyor da, kimlerle?

Erkekler aldatıyor da, kimlerle?
 

Can dostum, Hakançım, bilenler bilir öyle seslenirim ben ona, son yazılarımı okuduktan sonra bugün dedi ki bana, hep merak ettiğim bir şey var, sen ne düşünüyorsun bu konuda?

Hankı konuda? (Bu da “hangi” nin esprili halidir kendi dilimde…)

Şimdi, dedi, hemen hemen erkeklerin yüzde altmışı aldatıyorsa eşlerini ya da sevgililerini, aldatırken birlikte oldukları kişiler de kadın değil mi?

Yani?

Sesli düşünmeye başladım, her zamanki gibi… Hoş, yazarken de yazarak düşünürüm ben…

Eee… Doğru, haklısın…

Olsa olsa yüzde kaç tutar ki erkeğin kadınını başka bir erkekle aldatması…

Şimdi, şekerim, gel biraz mantık yürütelim, hem de oradan buradan edindiğimiz bilgileri birleştirelim…

Öncelikle, bir grup kadın, ya da kız diyelim, bekaretsel konum ilgilendirmiyor da beni o yüzden kadın diye şeyttim, yani evlenmemiş olan, yıllarca bekaret namustur diye kafasına kakılan, o öğretiler doğrultusunda yıllarca yaşayan ve bir an gelip de artık yaşım geçiyor mu ne diye panik duygusuna kapılan…

Bu grup kadınlar bir anda perdelerini açarlar!

Yılların hesabı vardır içlerinde, el ele tutuşmamıştır bile muhtemelen bir erkekle…

Bu hesap içinde, namus olgusunu ince ince çivilerle beynine işleyen kişilere de kocaman bir isyan vardır!

Bir anda balıklama dalarlar ilişkiler içine…

Her bir bakış, her bir söz aşktır onlar için…

Mantıkları iyi çalışır, ancak panik duyguları mantıklarıyla hemencecik savaşır…

Üzüntüleri ve hayal kırıklıkları çoğu zaman hemencecik yanı başlarındadır, ancak, yıllara karşı kazanılmış zaferler de vardır…

Erkeklerin evli ya da sevgilileri olduğunu bilirler, ya da bilmezler, öğrenseler de kandırdın beni diyerek avaz avaz bağrınmazlar, sonuçta iyi ya da kötü bir alışveriştir mevzu…

Bir grup genç kadın vardır ki, bunlar da evli değildirler, o kadar gençtirler ki, aşk hemencecik yanı başlarındadır!

Kaptırıverirler kendilerini…

Öğrendiklerinde tek olmadıklarını adamın hayatında, kişiliklerine göre, ya intihar ederim bak senin yüzünden derler, ya da kandırdın beni alçak diyerek, adamın en yakın çevresine zarar vermeye kadar giderler…

Haa, adam iyice bu işlerde ehil ise, bu durumu iyi kurtarır…

Sana aşığım aşkım, ama boşanmıyor ki karım bir türlü benden…

Dense de, denmesede, bu iki grubun da içinde, içten içe, diğer kadına fark atma beklentileri vardır…

İster eşi olsun, ister sevgilisi…

Haa, adam da mutlaka ve mutlaka, ya durum rast gele anlaşıldığında, ya da itirafta bulunduğunda, diğer kadın ile olan problemlerinden dem vurur…

Ama iletişimdir, ama cinsellik… Ya da aile zoruyla evlilik…

Bu durumdaki her erkeğin ama kendini, ama karşı tarafı inandıracak bahaneleri her daim bulunmaktadır!

Ağızları ne derse desin, bu iki gruptaki kadınlar, adamın mutsuz bir birlikteliği olduğuna ve adam ifade etmese de, her an diğeriyle olan ilişkisinin bitip de kendisiyle evleneceğini ummaktadırlar!...

Bir diğer grup vardır ki, bunlar evlidir…

Eş ya da sevgilileri tarafından çok sevildiklerine inanmışlardır!

Üzerlerine titredikleri sandıkları adamlar tarafından aldatılmışlardır…

Öyle çok acımıştır ki içleri, aşk da henüz sönmemiştir, ancak ilişki bitmiştir ya da evlilikse devam etmektedir, ya da her ne ise nedir, kadının alması gereken bir intikamı vardır…

Bu gruptaki kadınlar yalnızca eşitlenme, yalnızca hınç alma, ya da aynı acıyı tattırma amacıyla, ki bu grubun çoğu ayakları üzerinde duran, mevki ve kişilik sahibi kadınlardır, bu işe soyunurlar…

Birlikte oldukları kişi ya yeni tanıdıkları bir adamdır, ki, çoğunlukla bir daha görüşmek istemezler, ya da çok eskilerden bir sevgilidir, o durumda da yaralarının sarılmasına bağlı olarak, ya tek seferliktir, ya da belki yeni bir birliktelik…

Bir ayrı grup ise bu işi profesyonelce zaten yapmaktadır!...

Yaş, konum olarak sınırlamak bu günkü şartlarda olanaksızdır!...

Taşralısı da vardır, üniversite öğrencisi de…

On yedi de olabilir yaşı, kırk sekiz de…

Ama birahanelerdedirler, ama sokakta… Barlarda ya da kafelerde…

Bir grup kadın ise evlidir… Üstelik kocasını parmağında da oynatmaktadır, ama…

Bir şeyleri eksiktir… Heyecan, mesela…Adrenalin…

Lunapark’a gidecek değildir ya bu yaşında…

Ya da kocası ile cinsel yaşamlarını sıfırlamışlardır, kim bilir sosyal yaşamlarını da…

Evlilikleri yalnızca kağıt üzerinde olup, ortak ev paylaşımı, ortak çocuklar ve de muhtemelen ortak mülkler…

Eee… Ne diyelim, her iki taraf da memnunsa halinden…

Bir grup daha var ki, o da tıp alanının konusu: histeri…

Evet, bu bir hastalıktır… Nereye kadar benzetebilirim bilmiyorum, yanlışım varsa şimdiden özür, ama sanki bir bronşit gibi… Sanki bir kleptomani gibi… Tedavi gerektiren bir durum yani…

Tedavi olana dek, yaşayacakları ise, belli bir yüzde elbette ki oluşturacak…

Bunun dışında…

Bir de bir grup var ki… Onlar da mutsuz ve erken evlilik yapmış, otuzlu yaşlarına ancak ulaşmış, bir saçı okşansın… Biraz önemsensin… Biraz yaraları sarılsın diye bekleyen duyarlı, narin kadınlardır…

Asla böyle bir ilişki içine girmeyi düşünmezler, ancak, erkekler de böyle kadınları pek de es geçmezler…

Kadın ne eşinden boşanmayı amaçlamaktadır, ne de adamı sorgulamaktadır… Yaralı bir ceylandır…

Kaçmaya çalışır…

O kaçtıkça adam peşinde dolaşır…

Kadın hem kadınlığını ve romantizmi yaşamaktan hoşlanır hem de bir taraftan vicdanıyla uğraşır…

Kadın ağlar… Adam kanat gerer…

Adam yaklaşır, kadın uzaklaşır…

Kim bilir, belki bir yerlerde bir şeyler yaşanır…

Bir de… Eşinden boşanmış, eşi vefat etmiş grup da vardır…

Eşi vefat eden kadınlarımızın çoğu bu grubun dışındadır…

Boşanan kadınlar da…

Sevgilileri olsun istemezler mi, elbette olabilir, ancak, onlar balıklama dalmazlar…

Eşi vefat etmiş, eşinden ayrılmış ona uygun birileri çıkarsa karşılarına, elbette bir genellemedir bu, istisnalar her daim mevcuttur, ancak o zaman bir birliktelik düşünebilirler ki, o da konumuz dışıdır…

Aaaa… Yüzde altmışı geçmedik sanırım….

Ama… Bir gerçek var ki, yazmadan geçmem olası değil: Kadınlar koşulları her ne olursa olsun, duygusal tatmin peşindeler… (Bir tek histeriyi ayrı tutuyorum)…

Erkekler genelde kendi yapıları gereği bunu yanlış anlarlar…

Kadın adam ona aşık oldu sanır, adam koşulsuz beraber olduk sanır…

Meselenin büyük bir bölümü de bence budur!


Gülgün Karaoğlu
Mart,26/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..