Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Erkekler eşlerini neden öldürüyor?

Erkekler eşlerini neden öldürüyor?
 

Kadın cinayetlerini önlemek için girişilen tepkilerinden bir kaçı (Alıntıdır)


Bursalı bir gazeteci arkadaş dün okuduğu bir haberi ‘son beş (5) yılda erkeklerce öldürülen kadın sayısı altı bin doksan sekiz (6098). ‘Erkeklerce Öldürülen Kadın Sayısı’ ile dünya'da bulunan iki yüz on üç (213) ülke arasında birinci sıradayız. Ülkemizde yılda ortalama 1200 kadın öldürülüyor ’ olarak özetlemiş. Adalet Bakanlığının verilerine göre, Türkiye'de kadınlara yönelik cinayet oranı son istatistiklere göre 2002’de öldürülen kadın sayısı altmış altı (66) iken bu sayı geçen yılın ilk on ayında (189) ve gerekli veriler bugüne kadar yayınlanmadığı için 2013 boyunca ise eşlerince öldürülen kadın sayısı (200)’ü bulmuştur diyebiliriz. Kısaca kadın cinayetleri son yedi yıl içerisinde (14) kat artmış bulunuyor.

Kadınların öldürülme nedeni özgür iradelerine gem vurulmak istenmesi midir?

Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Platformu'nun Taraf Gazetesi için hazırladığı rapora göre 2013’ün ilk 10 ayında kadınlar en çok ayrılık nedeniyle ve ateşli silahlarla öldürüldü. Raporda ‘Türkiye’de 2013’ün ilk 10 ayında 189 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 2013’te en fazla kadın nisan ayında öldürüldü. 27 kadının öldürüldüğü nisan ayını, 26 cinayetle ağustos ayı takip ediyor’ açıklaması ise ayrıca üzerinde çalışılması gereken bir konu. Platformun oluşturduğu istatistiklere göre kadınların en önemli öldürülme nedeni yüzde (23,1)’lik oranla ‘ayrılık/boşanma’. Öldürülme nedenlerinde ikinci sırada ise yüzde (20)’lik oranla ‘kadının hayatına dair bir karar vermek istemesi’ yer alıyor. Üçüncü sırada yer alan neden de yüzde (8,5)’lik oranla ‘kıskançlık’ geliyor.

Her sorun gibi kadın cinayetlerinde de maddi ve manevi nedenleri nelerdir?

Dünyanın gerçekten önce gelen ilk yirmi ekonomisi ve bir İslam toplumu olarak ortaya çıkan bu durum çok düşündürücüdür. Ne Osmanlı ne de Türkiye Cumhuriyeti boyunca hiç görülmemiş olan bu kıyım ile korkunç bir girdaba doğru gidildiğinin bir yansıması değil midir? İçerisinde maddi manevi nedenler yanında eğitimsizliğin de bulunduğu ocakları söndüren bu sorunun çözümü bugünden yarına pek de kolay görülmüyor. Sorunun içerisindeki olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek için sosyal siyaset yanında işsizlik, cinsel eğitim, evlilik eğitimi, kişiliklerin geliştirilmesi gibi süreçlerin bulunması çok yönlü çalışmaları gerekli kılmaktadır.

Yıldan yıla arttığı bilinen bu toplumsal sorunun sebebi hikmeti AKP iktidarının uyguladığı değişim, dönüşüm, yeni zenginler yaratma çabaları, köyden kente göç, işsizlik, parasızlık, aile içi şiddeti doğuran eğitimsizlik, adil olmayan gelir dağılımı, lüks tüketim mallarının yaygın dağıtımı, adalete güvensizlik, cinsel eğitim yanında evlilik eğitiminin de yokluğu olmasın? Söz konusu istatistiklerin dayandığı polis ve savcılık tutanaklarındaki ayrıntılar tam olarak bilinmediğinden bu korkunç can almaların hangi nedenlerden kaynaklandığını da ağırlıklarına göre sıralamak çok zor. Bu bağlamda eşler arasında olduğu kadar eşlerin ailelerinin de karıştığı bu kıyımlarda, boşanma nedenleri arasında da bulunan geçim sorunlarından kaynaklanan ‘şiddetli geçimsizlik’, ‘zina’, ‘cana kast ve pek fena muamele’,’ cürüm ve haysiyetsizlik’ ile eşlerden birinin izinsiz olarak ya da kavgaya tutuşmamak için evini terk etmesi de vardır, diyebiliriz.

24 Ocak Kararlarından sonra özellikle 1984’ten bu yana Özal iktidarlarınca kamçılanan tüketim eğilimlerinin arttırılması sonucu içine düşülen tüketim çılgınlığı ne yazık ki durdurulamıyor. Ülke içi üretim yanında öncelikle AB’nin ve Çin’in açık pazarı olarak ortaya çıkan yoğun mal sunumu karşısında gençlerin, evlilerin, dar gelirlilerin ve işsizlerin bu dev dalga karşısında kendilerini savunabilecek ve paraya çevirebilecek neleri var ki canlarından başka.

İşte o canlar hiçbir ulusal ve İslami değerin kendilerini kurtaramadığını da düşünerek yılların, ayların birikimi ile sonunda bir anda en umulmadık saldırganlıklarda bulunmaları AKP’nin tez elden çözüm bulmaya çalışmasına yol açar mı dersiniz?

Kadın cinayetleri ile boşanmalar arasında bir ilişki yok mudur?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nın 2012 verilerine göre son (11) yılda (6) milyon (558) bin (987) evlilik gerçekleşmiş yine bu süre içerisinde yani (11) yılda gerçekleşen boşanma sayısı ise yıldan yıla artarak 2013’te (1) milyon (200) bine yaklaşmış olmalı. 2002’deki boşanan kişi sayısı ise doksan beş bin üç yüz yirmi üç (95.323)’tür.

2012 yılı içinde gerçekleşen boşanmaların %39,6’sı evliliğin ilk 5 yılı içinde, %21,2’si ise evlilik süresi 6-10 yıl arası olan çiftlerde gerçekleşmiş olup boşanmalarda ortalama %2,7 artış yaşanmaktadır.

Öte yandan 2012 yılında en yüksek kaba boşanma hızı binde (‰2,30) ile Ege Bölgesi’ndedir. Ege Bölgesi’ni binde (‰) 2,11 ile Batı Anadolu Bölgesi izlemektedir. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu bölge ise binde (‰0,58) ile Ortadoğu Anadolu Bölgesi’dir. Bu yöreyi Doğu Karadeniz ile Kuzeydoğu Anadolu izlemektedir. Boşanma sebepleri arasında sırası ile geçimsizlik, zina, cana kast ve pek fena muamele, cürüm ve haysiyetsizlik, terk, akıl hastalığı ve diğer nedenler öne çıkmaktadır. Bir bulguya göre 'İstanbul’da boşanma başvurularının yüzde 85'inin nedeni şiddet' .

AB'ye Uyum Yasaları gereğince olsa gerek 4.11.2004 tarihli ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikler ile 17 Mayıs 2005’de zinanın suç kapsamından çıkartılması, yukarıdaki nedenlerde de az çok görüldüğü gibi etkili olamaz mı?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..