Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Erkeklerin Tamir İçgüdüsü

Erkeklerin Tamir İçgüdüsü
 

Çok basitmiş, bunu ben de yapardım dediğiniz oldu mu diye sormayacağım, olmaması mümkün değil. Hemen herkes bu cümleyi hayatında en az bir defa kurmuştur. Ben ise belki binlerce kez…

Baygri.com’da okuduğum bir yazıdan sonra bana da ilham geldi, oturdum “ben de yapardım” dediğim şeyleri düşündüm. Aklıma gelenleri de paylaşayım ki ibret olsun âleme diye düşünmüşüm demek ki, siz bu satırları okuduğunuza göre (konu uzun olunca yine birkaç bölümlük seri olacak)

Birçok Türk erkeği gibi tamiratla aram iyi sayılır. Evde iyi kötü bir İngiliz anahtarı, Fransız tornavidası, İtalyan pensesi, İspanyol paçası filan bulunur. Küçük de bir alet çantam vardır. Çividen vidaya, contadan dübele birkaç çeşit malzeme de hali hazırda bekler.

Öte yandan ampüldü, kabloydu, antendi birkaç çeşit edevat da bir başka zulada kendilerine görev verileceği günü beklemektedirler. Ben ise bütün bu imparatorluğun kurucusu ve tabi ki tek hâkimiyim. Hoş nadirattan da olsa zevce hazretlerinin malzemelere dokunmuşluğu da olmuştur. O da edevatı bana vermek için zaten.

İşte hakkımda yapılacak bir ihbar neticesinde evde yapılacak arabada çarçabuk bulunması muhtemel olan mühimmatım bunlardan ibaret. Tabi bunun yanı sıra sırası gelmediğinden ismini vermediklerim de var. Kaldı ki onları deşifre edilmesi hakkımda fezleke hazırlanmasına sebep olacağından susma ve sustukça sıranın bana gelmesi hakkımı kullanacağım(#1#).

Şimdi elde bu kadar malzeme varken kullanmamak olmaz. İlla ki çeşitli bahanelerle bunlar kullanılacak, akan muslukları, yanmayan lambalar, gıcırdayan kapılar, ses çıkaran aspiratörler filan tamir edilerek hayat arkadaşının gönlü bir kez daha fethedilecek.

Erkeklerin doğasında bu var. Zaten bu da içgüdülerden bir tanesi bence. Tamir etme içgüdüsü. Bebeklik çağından başlar. Sorun soruşturun, hemen hemen bütün kızlar hala oyuncaklarını saklar, bir yerlerde muhafaza ederler. Hiçbiri bozulmamıştır, ilk günkü gibi sapasağlam duruyordur. Oysa erkek çocukları daha haftasında oyuncağı haşat ederler. Etmiyorlarsa bir anormallik vardır. Hemen doktora götürmek lazım.

Hiç unutmam babamla bankaya gitmiştik. Yanımda benden 3 yaş küçük erkek kardeşim de var. Babam bize kumbara aldı. Daha doğrusu bankadaki amca verdi, babama kalsa öyle bir şeye gerek yoktu. Ne de olsa bir erkekti ve bizim kumbaraya ne edeceğimizi az çok biliyordu.

Adamcağız haklıydı da. Daha eve gelir gelmez kurcalamaya başladık. Kah deliğinden içeri kağıt parçası sokuşturuyoruz (para değil ha defter yaprağı), kah üzümün çöpüyle olmadı armutun sapıyla delikteki dişlileri kontrol ediyoruz. Malum en eski kumbaraların para giren yerinde giren para çıkmasın diye dişli mekanizması vardı. Şimdilerde pek moda olan oto kapanları gibi tek taraflı geçişe izin veren bir kilit mekanizması idi.

Kumbaramız yeni olduğundan konu komşu eline geçen madeni paraları veriyor biz de kumbaraya atıyorduk sevinçle. Öyleydi böyleydi derken içinde biriken paralar cazip gelmeye başladı. Ne de olsa 3 gün geçti ve içerisinde bir kasa gazoz alacak para birikmişti. Şimdiki gibi her zaman gazoz içilmeyen bir devirden bahsediyorum.

Paraları normal delikten çıkaramayacağımızı anladığımızda gözümün anahtar ile açılan kapağa dikilmişti artık. Bir kilit bulup orayı açmak lazımdı (Onun anahtarı bankada idi, maksat orada açılacak ve paralar hesaba yatacak). Tabi evde çekiç, keser, çapa, orak gibi bilimum malzemeler de mevcut (O zamanlar bizimkiler tarımla da ilgilenirdi).

Gel zaman git zaman (1 hafta sonra) biz o kapağı kırdık. Çekiç ve keser yardımıyla! Çıkan parayı çarçabuk harcadık tabi. İlk kez o kadar hızlı para harcamıştım. Sanırım bu olay bende travmatik etki yarattı, o günden sonra tutumlu bir çocuk oldum. Ama hala tamirata ilgim var. (Olay tamirat gibi görünmese de altında bu dürtü yatıyor, bence)

İçgüdüden diğeri ise, tamir işleriyle karşı cinsi tavlama dürtüsü, zaten daha önce tavlamışsa “tav katsayısı”nı arttırma isteğidir. Evde bozuk olan ve lazım olduğunda bozuk olmasının getirdiği kullanamama lüksü neticesi nisa taifesinin canını sıkan şeyler, erkek eliyle tamir edilirse evde ayrı bir hava oluşturur.

İşte erkek kısmı bu tamirat işiyle içgüdülerinin gereğini yapmaktadır. Onları bundan kimse alıkoyamaz. Tamirci çağırsa üç kuruşa halledilecek meseleyi kendisi otuz üç kuruşa da mal olsa halletmek ister. Ne de olsa serde erkeklik var. Bu yazı daha da uzar…

=== DipNot===
(#1#) Espri olsun diye söyledim, öyle bir mühimmatım yok, aman yanlışa kurban gitmeyeyim :)

Ek-not: Cuma Baygri'deyim

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..