Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Ermeni açılımı Erdoğan'ın mı yoksa Türkeş'in mi eseri?

Ermeni açılımı Erdoğan'ın mı yoksa Türkeş'in mi eseri?
 

1915'ten sonra ilk Türkiye Ermenistan Resmi Görüşmesinin Fotoğrafı


Ermenistan ile imzalanan protokol ile Suriye sınırının açılması ve bu açılımlara CHP ve MHP’nin geliştirdiği tavır konusundaki yazım MHP’li bazı dostları kızdırmışa benziyor.

Onları anlıyorum çünkü partinin çeşitli kademelerinde görev alan Türk insanı her şeyi parti merkezli görmeye ve kendi parti yöneticisinin dışındaki diğer parti yöneticilerini “hain veya işbirlikçi” profilinden değerlendirmeye başlıyor. Böyle olunca da bütünü ve gerçeği ıskalayıp kendi inandığının doğru diğer her görüşün yanlış olduğuna odaklanıp tahammülsüz bir yapıya bürünüyor. Üstelik okuma alışkanlığı da olmayınca kendi bilgi noksanlığından kaynaklanan hafif ve sığ görüşünü partisinin vizyonu olduğunu sanıyor.

“1993 başları…

Ermenistan bağımsızlığını yeni ilan etmiş.. Karabağ işgali henüz olmuş savaş devam ediyor.. Azerbaycan Devlet Başkanı Elçibey… Ermenistan Rus yardımı kesildiği için kış ortasında buğdaysız kalmış…

Azeriler “Ekmek söz konusuysa düşmanlığın lafı olmaz” dediği için Türkiye Ermenistan’a 41 bin ton buğday yardımında bulunuyor.

Avrupa’dan Ermenistan’a insani yardımları organize eden Samson Özararat Şubat 1993’te Ankara Esat’ta bir büroda MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ile buluşuyor.

Başbuğ Türkeş Özarart’ı dinliyor önce ve sorulara başlıyor:

“-Ermenilerle 600 senelik bir müşterekliğimiz var. Birlikte türküler yemekler icat ettik. Kız aldık verdik.

Malazgirt savaşını Türklerin Ermenilerle birlikte kazandığını biliyor musun?

İstanbul’un alınmasında Ermenilerin yaptığı kahramanlıklardan haberin var mı?

Fatih Sultan Mehmet’in Ermeni Patrikhanesi’ni nasıl bir Fermanla açtırdığından haberin var mı?

Çanakkale’de Atatürk’ün yanında savaşan Ermeni askerlerin adını biliyor musun?

Atatürk’ün bu gün kullandığımız alfabeyi Ermeni dil bilgini Agop Martayan’a hazırlattığını ve sonra ona Dilaçar soy adını verdiğini biliyor muydun?

Atatürk’ün imzasını bir Ermeni güzel yazı hocasının çizdiğini duymuş muydun?..”

Özararat şaşkın bakışlarla MHP lideri Alparslan Türkeş’i dinlerken Başbuğ devam ediyor:

“-Tarihe böyle geniş bir perspektiften bakmak lazım.1915, bu 600 yıllık ilişkinin bir kazasıdır. Olaylara yabancı devletlerin çok dahli vardır.Buradaki insanları kullanmak istemişlerdir. Bizimkilerin de kabahatleri var, ama şimdi yapılması gereken bu kazayı telafi edip dostluğu devam ettirmektir…”

Görüşmeyi Özararat Erivan’a Türkeş Bakü ve Ankara’ya iletir.

Temaslara Türkiye tarafından Tuğrul Türkeş ve Cefi Kamhi Ermenistan’dan o zamanki Devlet Başkanı Petrosyan’ın abisi Telman Ter-Petrosyan öncülük eder.

12 Mart 1993 günü Türkeş’i Paris De Gaulle Havaalanında Türkiye Paris Büyükelçisi Tanşuğ Bleda ve Samson Özararat karşılar.

Büyükelçinin arabasıyla Ermenistan Devlet Başkanı Petrosyan’ın kaldığı Crillon Otel’e gelirler. Otelin önünde Türkeş’in kapısını Özararat heyecanla açar. 1915’den beridir ilk kez bir Türk lideri Ermenistan’ın en üst düzey yetkilisiyle görüşecektir.

12 Mart 1993 saat 15.00 de görüşme başlar.

Türkeş Petrosyan’a oğlu Tuğrul’u tanıştırır.Önce İngilizce “Memnun oldum” der, sonra Ermeni Türkçesiyle “Allah bağışlasın..” der. Halep doğumlu Petrosyan ailesinden hatırladığı Türkçe sözcüklerle konuşur. Gerilim yerini gülen yüzlere bırakır.

Türkeş “Ermenistan Türkiye ve Azerbaycan arasındaki gerginliği aşmak için elimden geleni yapmaya hazırım” der. Ankara’nın durumunu özetler. Tansiyonu düşürmek Karabağ işgalinin bitmesi için nabız yoklamak ve uzun vadeli bir ilişki tesisinin önünü açmak istemektedir.

Türkeş, Karabağ İşgali/savaşı ile ilgili önerilerini sıralar:

“1-Hemen ateşkes sağlanması… 2-Ermeni askerlerin Azeri topraklarından çekilmesi… 3-Her iki tarafın bugünkü sınırlar içinde birbirini tanıması ve diplomatik ilişki tesisi… 4-İçişlerine karışmadan ve toprak talebi olmaksızın temas… 5-Laçin koridorunun açılması, gözlemci heyetin güvencesi ve denetimde bulunması… 6-Karabağ sorununun ya daha sonraya ya da Minsk toplantısına bırakılarak meselenin ateşkes sonrası daha geniş zamanda ele alınması…”

Ayrıca Ermenistan’a dünyayla ticaret yapabilmesi için Türkiye’den transit kara ve deniz geçişi verilebilineceğini söyler.

Türkeş “Trans-Kafkasya Otoyolu” nu önerir…

İpek yolunun ihyası anlamını taşıyan bu proje Kafkasya’yı boydan boya kat ederek ve tabiî ki Ermenistan’dan da geçecektir. Otoyola bir demiryolu da eşlik edecek, aynı hattan bir doğalgaz ve petrol boru hattı da yer alacaktır.

Türkeş Trans-Kafkasya Otoyolu projesini heyecanla anlatır ve Petrosyan’a der ki:

“-Müşterek gerçekleştirilecek bu proje başka işbirliklerine yol açar. Sınırlar açılır, yurttaşlarımız serbestçe birbirlerine gider gelir, ticaret yaparlar. Bu durum bölgeye refah ve huzur getirir.”

Başbuğ Türkeş eğer Ermenistan Azeri esirlerden serbest bırakılan olursa önce Erivan’a oradan esirlerle Bakü’ye gitmeyi düşünmektedir.

Petrosyan “Biz ön şartsız ateşkesi kabul ederiz, ancak şunu anlayın ki benim kamu oyu önündeki durumum Elçibey’inkinden zor, önerilerinizi değerlendirelim.” der.

Toplantı 2.5 saat sürer.

Sonra devreye Erivan’daki radikaller diaspora devreye girer, iyi başlayan diyalog kesilir.

Ama Türkeş ve Özararat görüşmeye devam eder.Diyalogun arttırılması, sınırın açılması, karşılıklı heyetlerin ziyaretlerinin çoğaltılması, halklar arasında karşılıklı ziyaretler hatta Türkeş’in Erivan’daki soykırım anıtına çelenk koyması konuşulur.

Türkiye Ermenistan sınırına 1915’te ölenlerin anısına müşterek bir anıt dikilmesi ve anıtın Ermenistan’a bakan yüzüne Türkçe, Türkiye’ye bakan yüzüne Ermenice “Verdiğimiz acılardan dolayı üzgünüz!” yazacaktır.

1997 Martında Özararat Petrosyan’la görüşür.”Türkeş rahatsız.Vefat ederse Türkiye ile diyalog 10 sene gecikir, acele edelim.” der.

Başbuğ Türkeş Almanya’da tedavi görmektedir.Telefonla 2 Nisan 1997 için randevulaşırlar.

Özararat özel izinle kapalı Aras sınır kapısından yürüyerek geçer. Sınırda onu üç ülkücü karşılar. Erzurum’dan kalkan uçağı kaçırırlar. Otobüsle yola çıkarlar. Geç kalırlar. Türkeş 6 saat beklediği İstanbul havaalanından Ankara’ya uçar. Özararat sabahki Ankara uçağına bilet alır. Petrosyan’ın özel mesajını MHP lideri Türkeş’e iletecektir. Gece televizyonu açtığında acı haberi alır. Türkeş vefat etmiştir. Sabah Ankara’ya uçup görüşmek için geldiği Türkeş’in cenazesine katılır.

Türkeş’ten bir ay sonra görüşmeleri örgütleyen ikinci isim Telman Ter-Petrosyan da aynı hastalıktan ölür. Ardından Petrosyan da liderlikten düşer.

Türkiye ve Ermenistan bir daha görüşmek için 15 yıl daha beklemek zorundadır artık.”( Milliyet-17.10.2009- Can Dündar’dan özet)

Devlet arşivlerinde fotoğraf ve tutanaklarıyla var olan bu görüşmeler dururken, Ermenistan ile imzalanan protokol ile ilgili yazılan, söylenen ve yapılanlara MHP’nin bu günkü yöneticileri niçin “ihanet” noktasından bakıp karşı çıkarlar anlamış değilim.

MHP Belediye Meclis üyesi, İlçe başkanı ve hatta Genel Başkanı olmadan önce şahısların Alparslan Türkeş hakkında sıkı bir eğitimden geçmeleri gerekiyor. Türkeş’i öğrenmeleri, algılamaları anlamaları gerekiyor..

Türkeş’in Özararat’a sorduklarının ortaya çıkardığı “büyük devlet anlayışı”nın , “Trans-Kafkasya Otoyolu” projesinin ne büyük bir vizyon ve gelecek öngörüsü olduğunu bu gün kaç MHP’li yönetici biliyor, algılayabiliyor ve Türkeş’in vizyonunu savunuyor?

Alparslan Türkeş gerçek bir devlet adamıydı, devlet gibi adamdı.

Türkiye’nin mevcut hükümeti Türkeş’in vizyonuna 16 yıl sonra ulaşmaya çalışıyor sadece.

Ve MHP kendini var eden Başbuğ’dan habersiz onunla çelişen biçimde Hükümetin cılız ve korkak adımını “Bizim sizden 16 yıl önce ortaya koyduğumuz vizyonun minicik bir adımını bile atmakta beceriksizsiniz” diyerek havalarını basıp AKP’yi kendi vizyonlarına yükseltmeye çağıracağına karşı duruşa geçmesi MHP’nin aslından yani Başbuğ’dan ne kadar uzağa düşürüldüğünün resmidir.

Ah Başbuğ!..

Seni hatırladıkça, seni yeniden yeniden okudukça MHP’nin ne biçim bir kısır siyasi vizyona mahkum edildiğini görüp üzülmemek mümkün mü?

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..