Ermeni sorunu mu?

Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan devletleri zamanında Osmanlı Devleti toprakları içindeydi. Bir halıya benzetebileceğimiz imparatorluk içindeki farklı renklerdeki iplikler sökülerek ayrı ayrı köşelere kondu. Böylece bir takım etnik köklere dayalı devletler kuruldu. İlk işleri de Türkleri bu topraklardan çıkarmak oldu. Zamanla Türklerin sayısında büyük azalışlar oldu.

Tabi tüm bu olanlar kendiliğinden olmadı. Avrupa’daki büyük emperyalist devletlerle ABD’nin rolü çok büyüktü.

Başta Avrupalılar ve Ermeniler Osmanlı Devleti’nin çökeceğini ve tamamen yok olup tarihten silineceğini düşünüyorlardı. Ayrıca önlerinde bir Bulgar modeli vardı. Bulgaristan’da Bulgarlar ayaklanmış birçok Türkü öldürmüşlerdi. (1876) Bunun üzerine Türkler de Bulgarlara aynı şekilde karşılık verince, ‘zulme uğruyoruz’ diye Avrupa’ya şikâyette bulunmuşlardı. Böyle önce özerk Bulgaristan, ardından tam bağımsız Bulgaristan Devleti kurulmuştur.

Bunu gören Ermeniler önce 1887’de HINÇAK ve 1890’da TAŞNAKSUTYUN adlı terör örgütlerini kurdular.

Terör örgütleri önce Ermeni toplumunu esir almışlardır. Kendileriyle, Türklere karşı işbirliği yapmayan Ermenileri öldürmeye başlamışlardır.

Bu arada Avrupa devletlerinin de tam desteğini sağlıyorlardı.

Aslından yapmak istedikleri tam bir çılgınlıktı. Çünkü imparatorluğun hiçbir yerinde çoğunlukta değillerdi. Ayrıca, ne de olsa karşılarında II. Abdülhamit gibi işini bilen, duruma az çok hakim olan bir padişah vardı. Yine İttihat ve Terakkiciler faktörü de ortada duruyordu.

Birinci Dünya Savaşı başladığında, Ermeniler düşmanla işbirliği yaptılar. Doğu Anadolu’da Türkleri katletmeye başladılar. Türkler karşılık vermeye başladı. Aslında tüm bu olup bitenler bir ‘MUKATELE’dir. (Karşılıklı öldürme.)

Osmanlılar Doğu’da Ruslarla yaptıkları savaşı kaybederlerse, Balkan Türklüğü gibi, Anadolu Türklüğünün de yok olacağının farkındaydılar. Bu nedenle Rusla birlik olan Ermenileri etkisizleştirmek için Suriye ve Irak’ın kuzeyine zorunlu göçe tabi tuttular. Ne varki bu göç sırasında birçok nedenle ölen oldu. Toplu taşıma araçları olmadığından sürülenler yürümek zorundaydı. Yaşlılar, hastalar ve çocuklar bu uzun yürüyüşe dayanamayıp telef oluyorlardı.

Ayrıca salgın hastalıklar kol geziyordu. Özellikle İspanyol nezlesi hastalığı çok öldürücüydü.

Yine gayri nizami, denetim dışı güçlerin saldırılarına uğruyor ve ölenler oluyordu.

Tüm bu olanların gerçek sorumlusu Ruslar, İngilizler, Fransızlar ve ABD’lilerdi.

Çünkü onların kafasında Anadolu’yu Ermenilerle Yunanlılar arasında pay edip Türkleri ve Türklüğü tarihten silmek yatıyordu.

Allah’tan ki Mustafa Kemal gibi yüz yılda bir gelen bir dahi Türk milletine nasip olmuştur.

Böylece çok büyük bir bela defedilmiştir.

BUGÜNKÜ DURUM NASILDIR?

1-      Aynı oyun Kürt kardeşlerimiz üzerine oynanmaya çalışılmaktadır.

2-      Sevr yeniden hortlatılmak istenmektedir.

3-      Anadolu’yu Ermenistan ve Yunanistan yapma hevesinden vazgeçilmemiştir.

4-      Sözüm ona müttefik bir devletin askerleri, askerlerimizin başına çuval geçiriyor. Gördükleri tepki sıfıra yakın.

5-      Kıbrıs konusu ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuyor.

6-      Ülke borç batağına girmiş. Devletin en değerli işletmeleri özelleştirme adına yok pahasına elden çıkarılıyor.

7-      Tarım ve hayvancılık çökmüş.

8-      İşsizlik yüzde 13’le tavan yapmış.

9-      Çöküşümüzü hızlandırmak için planlar yapılıyor. Üzerimizdeki baskı arttırılıyor.

Bu yazdıklarımı okuyanlardan bazıları bize yine bunlar septik (aşırı şüpheci) diyecekler. Umarım öyleyizdir de biz yanılmış oluruz.

Ama ben de onlara naçizane olarak şunu öneriyorum: 1854 yılından bu yana Osmanlının son dönemini zahmet edip bir inceleyiversinler. Eğer tarihten ders almasını biliyorlarsa tabi…