Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ermenilerden özür dilenecekmiş!

Piyasada şöyle bir metin geziyor:

"1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.’

Metnin niyetini anlamaya çalışalım.

Dilsel bir ifade ile karşı karşıyayız. Metin kamuyouna bir bilgi sunuyor mu?

Peki bu metne imza atacak olanların istatistiği mi çıkarılmak isteniyor?

Peki dil bir iletişim aracı olarak mı kullanılıyor?

Üçüne de hayır.

Ne yapmak istiyor, niyeti ne?

Geriye kalan, bu metin ile, içinde ne yazıldığından daha çok bir şeyler yapılmak isteniyor. Buna eylem denir.

Bu bir eylemdir. Buna siyasal eylem de diyenler haklıdır, insan hakları savunusu diyenler de haklıdır.

Ancak bu metnin, naif bir duygunun ürünü olduğunu sanmamak gerekir. Çünkü bu dilsel bir bildirim değil, dilsel bir bildirim yoluyla ortaya konan bir eylemdir.

Bu metinde ortaya konan düşünce, örneğin konunun uzmanlarınca belgelere dayalı olarak yapılan oturumlar sonucunda kamuoyuna duyurulmuş olsaydı, buna eylem diyemezdik. Uzmanların, 1915'teki olayı, özür dilenecek bir önemde gördüğünü, bazılarının bunu kabul etmediğinin ortaya çıktığını filan düşünürdük. O zaman, dil, bilgilendirme ve iletişim amacı ile kullanılmış olurdu.

Metnin yazılışı da, bu metnin bir eylem olarak gerçekleşmesiyle örtüşüyor. Çünkü nesnel değil, zaten amacı dilsel bir durum yaratmak değildi. Ancak, dildeki oyunlar, çok basit, herkes çözebilir.

İlk göze çarpan, 1915'te bir savaşın olduğu, okuyucudan saklanmıştır. Bir uzaylı bu metni okusaydı, ve yazanların çok zeki ve bilgili olduğunu kabul etseydi, Ermenilere bu zulmü yapan türklere lanet okurdu. Çünkü, 1915 yılında birdenbire, türklerin ermenilere büyük felaket yaşattıklarını düşünürdü.

Savaşın olması, insanlara kıymanın haklı nedenidir demiyorum. Ancak, bu olayın, dünya ölçeğindeki bir savaş ortamında geliştiğine, bu metinde yer verilmemesini, böylesi 'ünlü' kişilerin atlamasını dürüst bulmuyorum.

"Felakete duyarsız kalınması" denmiş, iyi de kardeşim, kalmıyan bir sürü insan var, kalan da bir sürü insan var, kimleri suçluyorsun, söylesene? Kabalama bir durum yaratarak neyi amaçlıyorsun?

Varsayalım ki, orada adına Ermeni denen insanlara, (milliyetçilik temelindeki her temellendirme rahatsız edicidir, çünkü içinde ırçılığın tohumlarını barındırır) suç teşkil edecek eylemlerde bulunmuş. İyi de, bunun dengi, 90 sene sonra, sıradan insanların özür dilemesi midir? Bunun dengi olmadığı açık değil mi? O halde, amacınız nedir? "Türk halkını, " bir 'milliyetten' af diler, duruma mı sokmak istiyorsunuz? Sıradan insanların, bu metne imza atması sizin ne işinize yarayacak? Kendisine Ermeni diyenler, oh be rahatladık mı diyecekler?

Yapılmak istenen, Türkiyedeki, bu konudaki siyasal ideolojinin yıpratılması ise, açıkça bunu dile getiren metinler yazın, insanlar imza atmıyor olsalar bile, en azından metninize saygı duysunlar. Bilgiyi eksilterek, çarpıtarak, kişisel boyutta bir konuymuş gibi gösterip naif bir dil kullanır gibi görünüp, esasta bir eylemde bulunmak, saygı duyulacak bir şey midir? Ayrıca, bu metne imza atacak olanları kullanmaktır, onları saf yerine koymaktır.

Özür dilemek bir erdem değil midir? Evet erdemdir, ancak bu kişi kişi ilişkisinde ya da sorumluluk sahibi kişiyle ilgili olduğunda erdemdir. Onun dışında, sorumluluk taşımadığınız bir konuda özür dilemeniz, manasızdır. Sizden bunu isteyen kişi, sizin erdeminizi dikkate almıyor, kendi amacı için kullanıyor demektir.

Doğru metin şu olabilir: 1915 yılında, dünya savaşı koşullarında, şu.. bölgede yaşayan şu.. halk, şu.. nedenlerden dolayı, göç ettirmeye tabi tutulmuşlardır. Ancak, bu göç ettirme sırasında, bilinerek ve isteyerek, savaşta da suç olacak şekilde şu kişiler tarafından şu şu.. eylemler yapılmıştır. Bir devlet politikası olarak bunun inkarı, suça ortak olmaktır. Türkiye'yi hukuken yapması gerekenleri yapmaya ve Türk halkını da bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Aklıma bir fıkra geldi.. Bir gün bir hıristiyan ilk kez bir yahudi ile karşılaşmış, adamın yahudi olduğunu öğrenince, gırtlağına sarılmış, şaşıran yahudi "ne oluyor yahu" Hıristiyan "siz İsa'yı çarmıha germişsiniz" Yahudi "iyi de o 2000 sene önce oldu, " Hıristiyan "olsun ben daha yeni duydum" demiş.

Hıristiyan, Yahudiden, özür dilemesini istedi mi bilmiyorum, eğer istemişse, iki durum arasında hiç fark kalmamış olurdu. Yahudi ne diyebilirdi buna acaba, "kardeşim hasta mısın, kafada var mı biraz?" filan derdi galiba.

Adamlara bak ya, güya ünlü isimleriyle, kamuyonu mamasını yemeyen bebek gibi görüp, 'aç ağzını sana mama' deyip zorla bir şeyler yedirmeye çalışıyorlar. Bu kadar da angaje olunmaz be kardeşim.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..