Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Ermenilerden özür dileyenlere sorularım var

Ermenilerden özür dileyenlere sorularım var
 

1915'teki zorunlu göç kararını alanlar


Her türlü etnik ve dinsel ayrımcılığa karşı bir kişi olarak özür kampanyası yürütenlere sorularım var. Her görüşten yorumculardan rica ediyorum, sorularımı yanıtlarken yanlışlarım varsa lütfen düzeltin.

Soru 1: Siz kimler adına özür diliyorsunuz?

Kampanyanızın siyasi değil, kişisel duygulardan kaynaklandığını söylediğinize göre Osmanlı devleti adına özür dilemiyorsunuz. Öyleyse siz kimler adına özür diliyorsunuz? İttihat ve Terakki partisinin aldığı zorunlu göç kararından ben bir Türk vatandaşı olarak nasıl sorumlu oluyorum? Bu kararı ben mi aldım, benim dedelerim mi aldı, veya bu kararın alınmasında herhangi bir etkim mi oldu?

Bush’in Irak’ta yaptığı katliamdan ABD milleti bir ölçüde sorumludur denebilir, çünkü ABD’de demokrasi var. Bush’u seçen sonuçta ABD halkıdır. Üstelik Irak‘ta katliam başladıktan sonra adamı tekrar seçtiler. Bunlar seçmene bir sorumluluk yüklüyor.

Ama zorunlu göç kararı alındığı zaman Osmanlı’da demokrasi yoktu. Birileri, Ermeni çetelerinin müslüman halkı katletmesi ve Osmanlı ordusunu arkadan vurmasına çare olarak, kendi başlarına bir zorunlu göç kararı aldı ve uyguladı. Bu sürgün uygulaması sonucu tabi ki binlerce masum Ermeni vatandaşımız da büyük acılar yaşadı. Herkesin acısı beni üzer diyebilirim, ama neden özür dileyeyim?

Modern anlamda Türk milleti adına özür dileyemezsiniz, çünkü bu millet farklı dinsel ve etnik gruplardan oluşuyor, aralarında Ermeni kökenli vatandaşlarımız da var. Siz o zaman Türk ırkı adına mı özür diliyorsunuz? Yani mantık şu mu: Bu kararı alan İttihat ve Terakkiciler müslüman Türk idi, ben de müslüman Türkler adına özür diliyorum. Yani sizin özürünüz özünde din ve ırk temellerine dayalı bir özür mü? Sorumluluk bağlantısını buradan mı kuruyorsunuz?

Ben örneğin müslüman olmayan bir Türk vatandaşıysam bu özürün kapsama alanının dışında mı kalıyorum? Ayrıca saf Türk ırkı diye bir şey var mıdır? Orta Asya’dan gelen orjinal Türkler, Anadolu’da Ermeniler dahil bir sürü milletle karışmamış mıdır? Hem etnik söylem ve politikalara en çok siz aydınlar karşı değil miydiniz?

Soru 2: Özür dilemek için neden Ermeni meselesini seçtiniz?

Özür dilenebilecek o kadar çok konu var ki. Örneğin yeşil cennet dünyamızı korkunç bir hoyratlık, açgözlülük, aşırı nüfus, endüstriyel kirletme ve talanla (ki bu katliama ekosid deniyor) cehenneme çevirdiğimiz için bütün diğer canlılardan ve gelecek nesillerden insanlık adına özür dilenebilir.

Kuzey Amerika’da 40 milyona yakın Kızılderilinin hunharca katledilmesi konusu var; ABD adına insanlık namına özür dilenebilir. Balkanlarda müslüman Türklerin katledilmesi ve Anadolu’ya sürülmesi var; yine insanlık adına özür dilenebilir. Türkiye’de her gün tanık olduğumuz, orman ve tarım arazilerinin talanı var: Cennet bir vatan teslim alip kurakliktan kıvranan bir çirkinlik abidesi devrettiğimiz için gelecek nesillerimizden, torunlarımızdan özür dileyebiliriz.

Yani demem o ki, özür dilenebilecek bu kadar önemli konu varken bu Ermeni meselesine neden öncelik verdiniz? Birileri kendi siyasi çıkarları gereği sürekli gündemde tuttuğu için mi? "Ne yapalım, bu konu günceldi, biz de o yüzden bu konuda özür diledik" mi? O zaman kendinizi biraz olsun bu konuyu kasıtlı olarak gündeme getirenler tarafından kullanılmış gibi hissetmiyor musunuz?

Soru 3: Etnik grupları kışkırtanları neden gündeme getirmiyorsunuz?

Emperyalist devletlerin "parçala böl yönet" anlayışı kapsamında bir ülkedeki farklı etnik grupları biribirine düşürmeyi çok sevdiğini artık hepimiz biliyoruz. Ermeni meselesinin içinde Fransız da var, Rus da, İngiliz de, Amerikali da. Kışkırtıcılık yaptığı için neden bu devletler adına da özür dilemiyorsunuz?

Tezgah çok basittir. Herhangi bir etnik grubu devlete karşı kışkırtırsınız. Ondan sonra devlet ne yapsa başı dertten kurtulamaz. Olası bir ayaklanmayı bastırsan bir türlü, bastırmasan bir türlü... Diyelim ki bastırdın, bu sefer emperyalist devletler basarlar "insan hakları" diye yaygarayı. Çünkü gerçekte evrensel insan hakları uygulamada evrensel falan değildir. Bu gibi kutsal kavramlar ancak güçlü devletlerin işine geldiği zaman hatırlanır. Neden kışkırtıcılık yaptıkları ve her tarafta büyük acılara neden oldukları için emperyalistler adına özür dilenmiyor? Bence özür dilemeyi en çok hak eden onlar!

Soru 4: Neden tamamını okumadan imzalıyorsunuz?

Lafı evirip çevirmeye gerekyok: Özür metninde Türklerin Ermeni soykırımını (Ermeni dilinde büyük felaket) inkar ettiği ima ediliyor. Bu yönüyle özür metninin kimlere hizmet edeceği besbelli.

Özür metninde bir "inkar" kelimesi geçiyor; bu da inkar edilemeyecek bir şekilde soykırımın inkarından söz ediyor, çünkü zorunlu göç sonucu çekilen acıları kimse inkar etmiyor.

Televizyona çıkan bazı özürcüler, metnin tamamına katılmadıklarını söylüyorlar. Hatta bazıları metni okumadan imzaladıklarını ileri sürüyor. Efendim önemli olan duygu birliğiymiş, bir yakınlaşma, iyi niyet ve hoşgörü ortamının sağlanmasıymış. Güzel sözler, ama çok yuvarlak!

Sizden kendi ailenizin geleceğini ilgilendiren hukuki bir belgeyi imzalamanız istense dokümanı didik didik etmez misiniz? Kendi aile çikarlarınız söz konusu olduğunda, koca bir belgede aleyhinize çalışabilecek tek bir cümlenin bile altına imza atmak istemezsiniz; bütün diğer cümleler istediğiniz gibi olsa bile...

Bir belgenin altına imza atmak demek, o belgedeki bir değil, iki değil, bütün cümleleri kabul etmek demektir. Bir aydın olarak daha bu temel kuralı bile bilmiyor musunuz?

Mustafa Tümener, Aralık 2008

 
Toplam blog
: 7
: 1258
Kayıt tarihi
: 24.08.07
 
 

Adım Mustafa, inanırım sadece kendi aklıma. Makine mühendisiyim, ama başta doğa, İslam kültürü ve po..