Ermenistan'a hem Avrupa Birliği hem de Avrasya Birliği kapalı! Ya Türkiye'ye? Avrasya Birliği Analiz

Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev Ermenistan'a açıkça Karabağ'dan çekilmeden Avrasya Birliğine giremezsin dedi. Peki bu sözü nasıl okuyacağız?

1- Nazarbayev ve Putin Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın hassasiyetlerine önem vermeden AVRASYA BİRLİĞİNİN güçlü ve dünya pazarlarına açık bir yapı içinde olmayacağını biliyor.

2- İki lider de kendi içlerinde yaşayan milyonlarca Müslüman'ın Ermenilere kızgın olduğunu bilmekte ve iç siyasette Müslümanları kızdıracak adım atmak istemiyorlar.

3- İki lider de Azerbaycan'ı Ermenistan'a göre daha fazla önemsemekte. 

4- İlerde Avrasya Birliği'nin enerji yolu olacak Türkiye'yi Ermenistan yüzünden üzmek istememekte. İlla bir ülke Avrasya Birlğine üye olacaksa bunun Türkiye olması gerektiğine iki lider de inanmakta.

Türkiye'de Türk halkı gerek Avrupa Birliği siyasetçilerine gerekse Avrupa Halklarına kızgın, kırgın ve bu durum da giderek onlara karşı NEFRETE dönüşmeye başladı.

Türkiye'de halkının önemli oranı, zaten şu an Avrasya Birliği'ni daha çok istemeye başladı ki bu oran yakın bir gelecekte daha fazla olacak.

Avrupa Birliği'nin Hristiyanofaşist bir Birlik olduğu gerek vize politkalarından gerekse reel poltika olarak güttükleri açıklamalardan gerekse artan İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı ile daha çok ortaya çıkmakta.

Avrupa Birliği giderek yok oluşa doğru gitmekte. Kurulduğunda bir umut olan Avrupa Birliği böyle giderse dağılacak ve Avrasya Birliği UMUT olacak.

Rusya Federasyonu ve Kazakistan (Belarus'u saymıyorum bile) Avrupa Birliğinin kapladığı tüm alandan daha büyük bir alanı kaplamakta, çok büyük bir petrol ve doğal gaz güçleri var. Ülkelerindeki GİRİŞİMCİ sayısının artmasıyla eonomileride ticari hayatlarındaki canlılıkla artmakta. Bu esna da Avrupa Birliği ise gittikçe ekonomisi bozulan, krizlerle boğuşan, kendi içinde yabancı düşmanlıklarının artmasıyla sosyal ve demokratik toplum düzenleri yakında ağır darbelere maruz kalacakmış gibi görünmekte. Bunu kendileri de bilmekteler. Acil olarak çıkış yolları aramaktalar ama bulamamaktalar.

Avrupa Birliğini yıkama götüren ve Avrasya Birliğini Yıldızını Parlatacak durum tespitleri şunlardır;

1- Avrupa hızla yaşlanırken Avrasya Birliğinde nüfus gençleşmeye başladı. 

2- Avrupa Birliğinde yabancı düşmanlığı hızla artarken Avrasya Birliğinde ise uyum var.

3- Avrupa Birliğinde dil birliği yok ama Avrasya Birliğinde hala RUSÇA ortak dil. 

4- Avrasya Ekonomik alanı AB'den daha avantajlı ve dah geniş konuma sahip.

4- Avrupa Birliği kendisine dinamizm katacak Türkiye'yi ve Türk halkını kaybediyor ama Türk halkının Rusya'ya ve Orta Asya'ya dolayısıyla Avrasya Birliğine olan ilgisi artmakta.

Türkiye bu iki Birlik arasında nasıl köprü olabilir?

Türkiye kendi içinde ciddi bir kopuş savaşı vermekte. Çünkü Türkiye'nin Müttefikleri Türkiyeyi sattı! Gezi eylemlerine Britanya destek vermekte, Abd Cumhuriyetçileri de öyle. İsrail'le ilişkiler hiç iyi durumda değil.

Türk halkı Batı'ya değil Kuzey'e ve Orta Asya'ya bakıyor artık. Kültürel olarak kendisini Avrupa'dan dışlayan AB'den de ve Gladio yapılanmasıyla Faili meçhullere imza atan Nato'dan da bıktı artık.

Peki bir formül var mı?

Türkiye kabul etmek gerirki ekonomik olarak doğu ile ilişkileri çok artarken Batı ile askeri ilişkilri azalmış değil. Bu durum da yapılması gereken en Mantıklı durum AB ile Tam üyelik müzakeresini bırakıp Özel Statüde Ticari Oratklık ve vize serbestiyetisi ve AVRASYA BİRLİĞİ İLE yine ÖZEL STATÜDE TAM ÜYELİK olabilir.

Yani bu şu demek;

Türkiye AB ile Vize serbestiyeti olan ama serbest dolaşım ve yerleşim hakkı olmayan, ticari olarak serbest ticaretin yapılabileceği bir partner. Gümrük Birliği hem AB hem de Avrasya Birliği ile olmalı. AB ile ekonomik ilişiler devam ederken AVRASYA BİRLİĞİ İLE Entegrasyona gidilmeli, Avrasya Birliği'nin Para Birliğinde olmalı. Rezerv Paralarını AVRO veya DOLAR değil Avrasya Altın'ı olmalı.

Nato'da Kurucu üye olarak kalırken Avrasya Birliğinin Askeri Paktında da Gözlemci ve uzlaşma üyesi olarak iki pakt arasında oluşabilecek sıkıntılarda ilk baş vurulan üye ülke olmalı ve bunun toplantı merkezi de İstanbul olmalı. 

Bu sayede Türkiye şu an var olan ve Britanya'nın önünü kesmeye ve tekrar kendi kuklalarını göreve getirmek istediği yapıya kalıcı darbe vurularak Türkiye'nin EKONOMİK, SİYASİ, ASKERİ, KÜLTÜREL köprü olma avantajlarından ve nimetlerinden sonuna kadar yayarlanmasını sağlar.

Zaten İslam ülkeleri üzerindeki ağırlıklı misyonuna vurgu yapmama gerek yok. Bu konuda tek çıban başı Britanya'nın ve ABD'li Cumhuriyetçilerin Terör Maşaları El Kaide ve ona bağlı Somali'deki gibi Eş Şebab gibi vahabi terör örgütleridir. Ancak Türkiye en az Britanya kadar köklü devlet ve siyasal bilimlere haiz olduğu için karşı tedbirlerini almasını bilecektir.