Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ermenistan maçının düşündürdükleri

Ermenistan maçının düşündürdükleri
 

Ermeni bir taraftar (FIFA'dan)


Bugün Ermenistan’la dünya kupası elemeleri maçı oynadık.

Daha önce Kıbrıs rum kesimi (ki bizim dışımızdaki dünyada Kıbrıs Cumhuriyeti olarak bilinir) ile kulüp takımları düzeyinde bir iki kez karşılaşmıştık ama birbirimizi tanıma düzeyinde büyük siyasi sorunlarımız olan bir ülkeyle Ulusal Takım düzeyinde yaptığımız bu karşılaşmanın oluşturduğu gündem bazı aydınlarımızın ulusal bilinçten ne kadar uzak ve habersiz olduklarını gözlerimizin önüne serdi.

Hasan Cemal, “birbirimizin acılarına saygı gösterme” başlığı altında bakın bugün diyor ki, “buna soykırım mı desek, göç mü desek diye cambazlıklar yapacaksak, her ikisini de aynı ölçüde mahkum edemeyeceksek, soykırım yerine tehciri (göçü), tehcir yerine soykırımı tercih etmekle insan oluşumuzla ilgili onurun hangi parçasını kurtarmış olacağız? Acıları ille de bazı parantezlere almak şart mı? … soykırım mı değil mi tartışmaları çok şeyi birden kilitliyor.”

Yani, sanki Türk ve Ermeni toplumu aslında iyi geçinecekti ama bu 1917’de yaşanan olayı her nasılsa farklı adla tanımlıyoruz da ondan iyi geçinemiyoruz.

Herhalde sayın Hasan Cemal sanıyor ki, Türkiye Cumhuriyeti delikanlılık yapıp, “evet, biz Ermenilere soykırım yaptık, onları kıyımdan geçirdik, özür dileriz” dese Ermeni diasporası da “hah şöyle yahu, canınız sağ olsun, bir daha yapmayın” diyecek ve bu olay kapanacak.

Halbuki asıl kavga o zaman başlayacak ve silsile olarak tazminat ve toprak talepleri art arda yüzümüze çarpılacak.

Diyelim ki Hasan Cemal’lerin aklına uyup bu talepleri de kabul ettik, Ermenilere milyarlarca dolar tazminat ile Anadolu’nun bir kısmını verdik. Sonunda dost mu olacağız sandınız?

Lütfen, ya uyanın, ya da gerçek niyetinizi bize söyleyin. Nobel ödülü almak için belki kendi ülkesinin resmi görüşüne aykırı olmak fayda sağlar ama kendi başına yeterli değildir.

Birbirimizi anlamak derseniz tüm kalbimle zaten buna katılırım. Ama şu gerçeği unutmadan: Anadolu, sadece Türk ve Ermenilere değil, birkaç diğer ulusa da ana yurt olmuş bir coğrafyadır ve böyle bir coğrafyada barış içinde bir arada yaşamanın yolu, birbirine hoşgörü ile ve tahammülle bakmaktan geçer. 1917 ve öncesinde ayrılıkçı Ermenilerin, şimdilerde de ayrılıkçı Kürtlerin yaptığı gibi silaha sarılıp oluk oluk kan dökmekten değil.

Masum Ermenilerin çektiği acıyı anlıyor ve derinden üzülüyorum ama, bu acının hesabının bambaşka yerlerde bambaşka kişilere sorulması gerektiğini sanıyorum.

Bu hesaptan kaçmanın yolu bazı yarı aydınlarımızın yaptığı gibi Ermeni fanatikleri ile aynı paralele geçmek değildir.

Onun da bir adı var ya, neyse!

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..