Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Erol Güney'in ke(n)disi

Erol Güney'in ke(n)disi
 

Öyle bir kitap ki gözleriniz sayfalara değdikçe zamanda yolculuk yapmanız mümkün hale geliyor. 50’li yılların pek çok yazar ve şairi daha bir yakınlaşıyor okudukça. Erol Güney, o dönemle bu dönemi birbirine bağlayan bir köprü gibi duruyormuş da haberimiz yokmuş.

Bu köprü sayesinde Orhan Veli’ye , Suut Kemal Yetkin’e , Sabahattin Eyuboğlu’na adeta dokunuyorsunuz. Güney’in dost yelpazesi bu isimlerle sınırlı değil. Okul arkadaşlarının isimlerine bakar mısınız; Nusret Hızır, Orhan Veli, Mina Urgan, Abidin Dino’nun eşi Güzin Dino, Azra Erhat…

Odesa’dan İsrail’e uzanan bir hayat yolculuğu onunkisi. Küçük yaşlarda İstanbul’a yerleşiyor. İyi eğitimi ve dili sayesinde güzel işlere imza atıyor. Adından en çok gazeteciliği ve çevirileriyle söz ettiriyor. Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılıyor. Welles Hangen’in, Erol Güney’in vatandaşlıktan çıkarılma sebebine dair sorusuna, Fatin Rüştü Zorlu “ Fazla biliyor.” yanıtını veriyor. Önce Fransa’da devam ediyor gazetecilik hayatına sonra İsrail’de. Ve ne mutlu ki geçmişin tanığı Erol Güney hayatta.

Kitap birinci ağızdan anılarla dolu. Dili çok akıcı ve sade hatta eğlenceli. M.Şeref Özsoy ve “Şiir Hikayeleri” nin mimarı Haluk Oral tarafından yazıya alınmış.

Bu kitap sayesinde neler mi öğrendim;

Öncelikle (en önemsediğim bilgi) , Hasan Ali Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nda görev alanlardan biridir Erol Güney. Diğer tercüme emektarlarından bazıları, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Suut Kemal Yetkin, Orhan Veli.. Amaçları klasik eserlerin tercümelerini yapmak ve büyük bir kültür hamlesinde bulunmaktı. Yılda ortalama 100 eserin çevirisi yapılacaktı. İsmet İnönü’nün de büyük destek verdiği Tercüme Bürosu bu amacına ulaştı.
O zaman yapılan tercümelerden bazıları

- Choderlos de Laclos ; Tehlikeli Alakalar

- Tolstoy ; Harp ve Sulh

- Moliere ; Tartuffe

- Mevlana ; Mesnevi

Hatta arada çok sevdiğimiz, dilimizden düşürmediğimiz dizelerin de tercümelerinde ter dökmüşler;

“ Okul defterime

Sırama, ağaçlara

Kumlar karlar üstüne

Yazarım adını

* Çeviri bürosundan çıkan eserler öncelikle Köy Enstitülerine gönderiliyor. Bu bilgiyi okuduktan sonra okulumun kütüphanesinde buldum kendimi. Anımsamıştım bu kitapları, kütüphaneyi düzenlerken de elimden geçmişlerdi. Ama çevirileri yapanların isimlerine bakmalıydım. Buldum tozlu, yorgun düşmüş kitapları. Çok özenle hazırlanmış kitaplardı. Her biri ciltlenmişti. Önce İsmet İnönü’nün, sonra Hasan Ali Yücel’in yazılarıyla başlıyordu kitaplar. Evet bu tam bir kültür atılımıymış. Filizleri bugüne değin uzanan… Elimde tuttum uzun süre Erol Güney’in, Suut Kemal’in, Dora Güney’in çevirdiği kitapları. Gerçekten varlarmış dedi içimden bir ses…Yıllardır orada gördüğüm kitaplar daha tanıdık ve başka göründüler gözüme.

Sonra kitapta Orhan Veli’nin bir zamanlar kullandığı takma isme rastladım; ADİL HANLI …

Erol Güney, Dora Güney’le evli. Dora’yla Erol Güney’in nikah şahitliğini Melih Cevdet Anday ve Necati Cumalı yapıyor. Hatta nikahın sonunda bir nevi moral olsun diye Erol Güney’e “ Hiç olmazsa şiirin kanatları altında evlendin” diyorlar.
Dora güçlü, kültürlü , donanımlı bir kadın. Güzel Sanatlar Müdürlüğü’ndeki işiyle opera ve tiyatroya büyük katkıları olmuş. Ayrıca Dora, Orhan Veli’nin “Sere Serpe” şiirine ilham kaynağı olan Bella’nın ablası. Kitapta Orhan Veli’nin Bella’ya yazdığı ilginç bir mektup da var. Mektubun ilginçliği, bütün cümlelerinin Bella’nın baş harfi olan “B” harfi ile başlaması. (s.181-182)

Dora’nın Türkçesi, Almancası ve Fransızcası mükemmel, İngilizce , İspanyolca ve Yunanca da biliyor. Onun da çevirileri var.

Hasan Ali Yücel’in çocukları Can Ve Canan’a Almanca dersleri vermiş.
Erol Güney, eşi Dora için “insan ilişkilerinde mükemmel biridir” yorumunu yapıyor ve onun için şöyle bir cümle kuruyor “…Dora’yı hiçbir zaman hasta yatağında çaresiz yatarken sevdiğim kadar sevmemişimdir.”
Gelelim kitaba adını veren Edibe Hanım’a… Evet o Erol Güney’in pek bir ünlü kedisi. Orhan Veli de mısralarıyla bu üne katkıda bulunmuş.
“Bir erkek kediyle bir parça ciğer

Dünyadan bütün beklediği

Ne iyi.”

Edibe’nin ilerlemiş hamileliğiyle bir köşede kıvrılmış haline ise şu mısraları sıralıyor;

“ Çıkar mısın bahar günü sokağa

İşte böyle olursun

Böyle yattığın yerde

Düşünür, düşünür

Durursun.”

Kitapta bunlardan başka Erol Güney’in askerlik anılarını, Halikarnas Balıkçısı, Sabahattin Ali, Necati Cumalı’yla yaptıkları mavi yolculuk notlarını, kendi yazılarından örnekleri de bulacaksınız.

* * *

Maharet böylesi bir insana ulaşıp, onun dilinden bunları kaleme alabilmekte; bu çok kıymetli insanı bizlerin tanımasına vesile olabilmekte.. Kedisini bilemem ama Erol Güney’i daha da kalıcı hale getirmekte kitap.

Ayrıca bu kitabın yazarlarından biri olan Haluk Oral, NTV Tarih dergisindeki yazılarıyla, yıllarca birikimini yaptığı imzaları, belgeleri ve bilgileri bizlerle paylaşma cömertliğinde bulunuyor. Aman kaçırılmaya...

 
Toplam blog
: 19
: 3619
Kayıt tarihi
: 16.01.09
 
 

..