Erzincan Başsavcısı, İsmailağa Cemaati, Hükümet ve ülkenin manzara-i umumiyesi…

Belki duydunuz, belki okudunuz, belki izlediniz ama bir kez daha açık, anlaşılır, net bir dille ben anlatmaya çalışacağım.

Usulümdür, hep soru-yanıt yaparım.

Önce televizyon kamerasında gösterilen belgeleri sıralıyorum:

-Erzincan Cumhuriyet Başsavcının İsmailağa Cemaati hakkında açtığı davanın iddianamesi,

-Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı hakkında açılan 26 yıl hapsi istenen iddianame ve Başsavcının savunması…

Soru: Bu fotokopi belgeleri kim ve nerede gösteriyor?

Yazar Saygın Öztürk ve Halk TV’de

Soru: Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı, neden böyle bir soruşturmaya gereksinim duyuyor?

Erzincan’da il güvenlik toplantısı yapılıyor. Bir cemaatin medrese şeklindeki okullarında köylerden ilkokul çocukları getirilip eğitildiği iddiaları ele alınıyor ve soruşturulması isteniyor…

Soru: Ne zaman?

2007 yılı başlarında…

Soru: Soruşturmada kimler var?

Cüppeli Ahmet Hoca başta olmak üzere diğer ilgili kişiler…

Soru: İddianamede ünlü kimler var?

Yardım etme iddiasıyla İstanbul BB. Başkanı Sayın Kadir Topbaş…

Soru: Soruşturma sonucunda haklarında dava açılması kararlaştırılırken ve mahkeme süreci işlerken; kim Başsavcıya telefon ediyor.

Bugünün Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü, o dönemin Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek arıyor…

Soru: Ne diyor?

Tam seçim arifesinde böyle işlem yapılmaz, hükümeti zor durumda bırakır, hepsinin serbest bırakın…

Soru: Bu ifadeler nerde geçiyor?

Hakkında 26 yıl hapis cezası istenen ve dava açılan Başsavcının savunmasında yer alıyor. Yaptığı telefon konuşmasını tutanakla belgeliyor.

Soru: Sonra ne oluyor?

İddianamede adı geçen bazı kişiler mahkemece tutuklanıyor…

Soru: Sonra ne oluyor?

İşte kıyamet o zaman kopuyor. Adalet Bakanlığı müfettişleri kanalıyla Başsavcı hakkında mahkemeden dinleme kararı çıkartılıyor.

Soru: Sonra ne oluyor?

İşte İsmailağa Cemaati davasından yaklaşık 1,5 yıl sonra o davayı açan Başsavcı hakkında 26 yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanıyor.

Soru: Başsavcı hakkında hazırlanan iddianamede neler var?

Görevi kötüye kullanma, evrakta sahtecilik ve imar kirliliğine yol açma…

Soru: İmar kirliliğine yol açma ne imiş?

Hakimler ve savcılar lojmanın önünde üstü açık kamelya yaptırmak suçuymuş.

Soru: Başsavcı ne diyor buna?

Erzincan Belediyesine böyle bir oturma yeri yapmanın sakıncası olup olmadığını soruyor ve hayır yapabilirsiniz yanıtını alıyor. Belgelerle kanıtlıyor.

Soru: Başsavcı hakkında dava açılmasını kim istiyor?

Adalet Bakanlığı…

Soru: Başsavcı hakkında dinleme kararını kim aldırıyor?

Adalet Bakanlığı…

Soru-cevap faslı bitmiştir. Gelelim benim yorumuma…

Valla yaklaşık yarım saat süren programdan olayı o kadar net kavradım, algıladım ve umarım size de anlattım.

Bence her şey kar kadar beyaz, her şey o kadar açık ve net, Türk Yargımızın ne kadar bağımsız olduğunu mu yoksa ne kadar bağımlı olduğunu mu tartışmak lazım, bilemiyorum. Hayır, ben biliyorum da sizin ne düşündüğünüzü bilemiyorum.

Hep diyorum ya, Türkiye’de artık her şeyin çivisi çıktı… Ne olur, ne edilir yine bilemiyorum.

Benden bu kadar…

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/27 Aralık 2009/Burdur-Türkiye