Erzurum fıkraları

Her yören kendine has fıkraları vardır. Fıkralar o yörenin kültür hazinesidir.

Her yörede olduğu gibi, Erzurum fıkraları da Karadeniz fıkralarına benzer. Sade ve yalın bir dille anlatılır. Güldürücü özelliği olan kısa ders verici anlatımlardır.

Yapmacıktan uzak, güldürücü özelliği olan kısa ve ders verici anlatımlardır.

Makale gibi düşünsel planda yazılmakla birlikte, makaleden daha kısadır.

Bilimsellikten uzak, kişisel görüşü belirten yazılardır. Bugün Erzurum fıkralarını okuyarak biraz gülelim. Selam ve saygılar.

NAHİDE ÇELEBİ

Erzurum Belediyesinde fahri olarak çalışan Cafer Ağayı ödüllendirmek için, Ankara’ya gidecek heyetin içine onu da yazarlar. Cafer ağa çok memnun olur. Ve heyecanla eve girer. Memnun olmasa o heyetin içine adını yazarlar mı? Her günkünden farklı bir havayla eve gelince, hanımı merak edip sorar:   “Cafer ağa nedir bu halin, bir şeye mi sinirlendin?”Diyince:

Cafer Ağa:  “Ben sinirlenmim de kim sinirlesin, Bıhdım usandım, sobalar mi?

Pahlanacak (temizlenecek anlamında) çöplükler mi pahlanacak, gel Cafer Ağa. Şimdi de

Engere’de Hökümetin işi bozulmuş, gel düzelt Cafer ağa diyirler, gidah düzelt ah.”der.

Yaşlı bir Erzurumlu şehirlerarası otobüs yolculuğu yapmaktadır. Otobüs yemek ve çay

molası verince, yaşlı amca otobüsten inip çayını içtikten sonra sıra ile dizili otobüsleri

görünce: “Ola ecep hangisi idi. “ Diyerek otobüslerden birinin içine girer ve. “

Dadaşlar hele ambele bene bir bahın ki, ben bu otobüsün yolcusu muyam.” diyince otobüste oturan yolcular gülmeye başlarlar.