Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '12

 
Kategori
Siyaset
 

Esad, Davutoğlu'nun "tampon bölge" ısrarına cevap verdi

Esad, Davutoğlu'nun "tampon bölge" ısrarına cevap verdi
 

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesinde insani yardım amaçlı tampon bölge kurulması fikrinin "gerçekçi" olmadığını söyledi. Esad, bazı Türk yetkililerini ise "cahil" olarak niteledi.  Ayrıca Esad, Türkiye tarafından savunulan "güvenlikli bölge" fikrine de karşı çıktı.

"Bazı Türk yetkililerin cahillikleri yüzünden geri adım mı atacağız?" diyen Esad, Davutoğlu'nun, Suriye'nin düşmanlarıyla bir olup bu hasimane tutumunu  kınadı.

Buna rağmen Davutoğlu, BM'ye çağrıda bulunarak, bir an önce Suriye'nin kuzeyinde (yani, Türkiye'nin güney sınırında)  "tampon bir bölge kurulmasını istedi.

Geçmişte de Irak'ta , ABD tarafından önceleri "tampon bölge", sonraları  bilinen Barzani yönetimi'nin kurulması, AKP iktidarını kesmemiş olacak ki, Türkiye'nin güneyinde de aynı tür bir yapılanma için ısrarcı oluyor.

Davutoğlu'nun bu "tampon Bölge/devlet" kurulması ısrarına balıklama dalan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande , (herhalde 'tampon' kelimesinin Fransızca bir kelime olmasından!) hemen bu konunun,  New York'ta yarın (30.08.2012) gerçekleştirilecek olan BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşulması gerektiğini dile getirdi.

Rusya, Çin ve İran'ın bunu istemediğini, böyle bir düşüncenin Suriye'yi bölmek anlamına geldiğini çok iyi bilmesine rağmen  Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun hangi akla hizmet ettiği de pek anlaşılamamaktadır. Çünkü, ABD, "tampon bölge Türkiye'yi parçalar" tezini savunmaktadır. Anlaşılan o ki, yakın bir zamanda kabak yine Türkiye'nin başında patlatılacaktır.

"Tampon Bölge" kurulmasını istemekle "taraf" olan dış siyasetimiz, böylece  tarafsız" politikasından ayrılmış, emperyalistlerin dümen suyuna kapılarak gelecekte "savaşçı bir  millet " olmaya aday olmuştur.

Zaten başbakan Erdoğan "Taraf olmayan bertaraf olur" sözüyle  de bunu ispatlamıştı.

"Tampon Bölge/devlet" in Fransızcada,  "birbirinden kuşkulanan iki devlet arasında bulunan başka bir devlet" anlamına geldiğini de bu arada belirtelim. (TDK-Türkçe sözlük)

*

AKP'nin 2002'de hükümeti kurması sürecinde  ABD ile varılan anlaşmayla, "askeri indirime gitme", "silah alımında yavaşlama", "komutan kademesinde azaltma", teröre (PKK) habersiz müdahele, PKK'nın yasallaşması, Kuzey Irak'a operasyon yapmaması ve oradaki kukla devleti tanıması, Kıbrıs davasında israrcı olmaması..vb. (bunun için bak: www.luckynotes.com/2007/06/gul-powelin-gizli-anlasmasi-2823.html)  ile zaten rengini de belli etmiş, ABD'den yana "taraf" olmuştur.

Böylece de geleneksel Türkiye dış siyaseti bozulmamış, fakat eskisine oranla çok daha fazla (darbelerden bile daha çok)  zarar görmüştür.

Eskiden elini ABD'ye veren Türkiye, bugün kolunu da kaptırmış durumdadır.

Emperyalist güçlerin çıkarları için  savaşan bir ülke haline gelmemiz, her şeyden önce bağımsızlık ve demokratik yapımıza büyük bir darbe indirmiştir. Bundan böyle, kapitalizmin dev uluslararası güçleriyle  rekabet etme yarışına da katılmış olduk.

Ancak, çağımızda bu yarış, "var olma" veya "yok olma" şeklinde geçmektedir.  Kaybedenler, kesinlikle kazananların kuklası olmasını da kabul etmek zorunda kalacaklardır. Başka da hiçbir çıkış yolları yoktur.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra devleşen kapitalizmde, ekonomisini geliştiremeyen ülkeler, savaşın hemen ertesinde gelişmiş ülkelerin "kuklası" olma durumuna düşmüşlerdir.  Nato'ya girmekle Türkiye daha 1950'lerde "kukla" olmayı kabul etmiştir.

Bugün, filmin geri sarılmasından başka bir şey  yaptığımız da yoktur.

NOT: Bugün, Zafer Bayramınızı  kutlamayı çok isterdim, ama elimde olmayan sebeplerden dolayı kutlamaların iptal edilmesini sadece kınamakla yetinebiliyorum. Anlaşılabilmem dileğiyle!...

Alaettin Morgül / 30.08.2012 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..