Esad kendini böyle mi teselli ediyor?

Dün halkına seslenen, kendi dünyasından nereye baktığını bilmeyen Suriye başkanı Beşşar Esad ipin ucunu kaçırdığını anlatmaya çalıştı. Ne yapması gerektiğini anlatmak yerine muhaliflerini suçladı. Durumu hala idare etme yoluna gitmek istiyor. 

Kulaklarımıza inanamadık, öyle bir laf ettiki; halkının bir parçasına "mikrop" diyebildi. Altmış dört bin civarındaki insanların yani mikropların arandığını söyledi. 

Benim anladığım şu: Esad tedavi yerine katliam yapacak, iktidarda kalabilmek uğruna hem ülkesini, hem bölgeyi kaosa sokacak davranışlardan kaçınmayacak. Demokrasiye geçme konusunda geç kaldı. Seçimleri yapabilseydi iktidarda kalma şansı yüksekti. Olayların seyri, iktidarda seçimlerle kalamayacağıdır. 

Türkiye ' ye sığınan, çadır kamplarda yaşayan on bini aşkın vatandaşına "dön" çağrısı yaptı. Mültecilerin dönmesi mümkün olmadığı gibi yenilerinin akın akın gelmesi devam ediyor. Türkiye bu işle baş eder. Onları korur-kollar, yedirir -içirir. 

Türkiye' nin sıkıntısı; mikroplaşmış bir rejimin Ortadoğu' da tedavi edilemez bir cerehat haline dönüşmesidir. 

Son on yıldır yürütülen "komşularımızla sıfır sorun" politikasını batıya karşı kalkan olarak kullanan Esad' ın eline verilen fırsatları iktidar hırsıyla iyi kullanamamış olması, "mikrop" dediği olayları kısa yoldan halledebilecekken ülkesini kardeş kavgası eşiğine getirdi. 

Türkiye' nin kendisini kucaklamış olması, bölgeye yaptığı siyasi yatırımları iyi okuyamayan Esad, Suriye' nin bir Irak olmasından nasıl kurtulduğunun bilincinde bile değil. 

Yapacağı reformları hızlandırmak yerine ağır davranması rejim kavgasınına dönüştü. Kendi içinde barındırdığı etnik mozaik ayrışmaya başladı. Bunun anlamı; mozaik bir yapıya sahip olan Ortadoğu' daki etnik yapının kendi hesabına davranmasına, bölünmelerin fitilini ateşleme noktasına getirmek. 

Özellikle etnik ve dini yapıdaki ayrışma ve birleşmeler, tarihte ki en ağır bölgesel bunalıma neden olabilecek duruma gelmeden bu işe müdahale edilmesi gerekir. 

Türkiye' nin tek yapacağı erken davranmak olmalı. Libya' da yaptığı hata ve rol kaptırmayı göze alamaz. Hem batıya karşı, hem doğuya karşı kalkan görevini almak yerine, birinci derecede duruma hakim olmaktan başka çaresi yok. 

Huzursuzluğun sınır atlamasını Türkiye göze alamaz.