Esaretten kurtulmak (mı? O da ne?) 1

Anne babaların çocuklarını istedikleri gibi kullanabileceklerini düşündükleri (ya da kullandıkları) bir kültürde ve toplumda yaşıyoruz. Sadece anne - baba mı? Liste sevgililer, eşler, patronlar vb ile devam ediyor. Bu süreç çocukluk ile başlıyor, yetişkin hayata ve hatta bazen ölüme kadar uzanıyor,  tabii siz bir yerlerde dur demediyseniz.

Önce okul arkadaşlarınıza dur diyemiyorsunuz, sonra iş hayatında dur diyemediğiniz insanlar çıkıyor karşınıza, sonra ilişkilerinizde dur diyemiyorsunuz ve böyle sürüp gidiyor hayat. Size hiç sormadan ve istediğiniz gibi yaşayamadan. Dur demek risk almak demek çünkü , dur demek sizi mutlu edebilecek olsa da insanları mutsuz edebilmek demek. Kazanılma ihtimali olan daha büyük şeyler için bazı şeyleri kaybedebilmek.

İçinde kaybetme ihtimali olan herşey insanoğlunu korkutuyor yüzyıllardır. Nasıl korkmasın? Düzenin bozulması ve herşeyin yıkılma ihtimali, en önemlisi de belirsizlik. Oysaki insan, terazinin iki kefesini çoğu zaman değerlendir(e)miyor. Ağır basan her zaman kurulu olan; değişimse çoğu zaman belirsizlik ve korku yaratıyor.

Bu korku yıkılmadan gerçekten yaşamış oluyor muyuz acaba? Yoksa korkularımızın arkasına sığınıp uzaktan mı seyrediyoruz hayatı. Aslında bunu anlamak son derece  basit. Şu soruyu sorun kendinize: Şu anda gerçekten kendi istediğim, mutlu olduğum,  düşlediğim hayatı mı yaşıyorum, yoksa başkalarının hayatını mı?

Cevabınız evet mi? Ne mutlu size o zaman. Hayır olanlar bir sonraki yazımda eğer isterseniz bunu nasıl başarabileceğinizi anlatıyor olacağım. 

Sevgiyle kalın...

Fethiye , 2013

www.bahadircesur.com