Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '15

 
Kategori
Eğitim
 

Eşek mektebe gider mi?

Eşek mektebe gider mi?
 

Kaymakam ve Eşek Kıssası


Değerli okuyucular;

Günümüzde neredeyse her evde bir üniversite mezunu, ve yetişmiş kişiler mevcuttur. Buna rağmen toplumun bir çok kesimi, sürekli bir şikayet halinde. Özellikle eğitim konusunda. İnsanımız adam olmayı, diplomayla eş tutmakta. Ancak, bizler eğitim ve öğretim kavramını karıştırıyoruz. Eğitim farklı bir kavramdır. Sevgili peygamberimizin dediği gibi, anne karnında başlayan bir süreçtir. İlk 7 sene çok önemlidir. Dini ve manevi değerlerin çocuğa öğretildiği yaşlardır. Burada alınan, bilgiler hayat boyu devam etmektedir. Bu yüzden çocuklarımız için, anaanne, babaanne ve dedeler çok önemlidir. Çünkü manevi değerlerimiz, nesilden nesile bu vesileyle aktarılmaktadır. Kaldıki bu değerlerin öğretiminde, bir çok ebeveynin, kariyer peşinde koaşmaktani, yaşam mücadelesinden fırsat kalmamaktadır.

Öğretim ise, ana okul çağından başlayıp, hayat boyu devam eden bir süreçtir. İlkokul, orta, lise ve üniversite diye devam ederken daha sonraki yıllarda, iş yaşamı, sivil toplum örgütlerinde... devam eder.

Öğretimde, çocuklarımız, fen, edebiyat, gibi beşeri ilimleri tahsil ederler. Maneviyatı boş veren sadece, bilim diyen bugünkü zalim Avrupa meydandadır. Tam tersi, sadece maneviyat dediğimizde de olmuyor. Bugün İslam ülkelerinin hali meydandadır. Hiçbirşey olmadan da olmuyor, bugünkü Afrika ülkeleri meydandadır.

O halde, Eğitim ve Öğretim süreci beraber olduğu müddetçe, adam olma şekillenmektedir. Hem beşeri ilimlere bağlı hem de manevi değerleri güçlü bir nesil. Dilerseniz bunu mizahi bir şekilde ifade edelim.

...

Gerçek bir kıssadır.

Tevfik Can isminde bir kaymakam, zamanın birinde, Anadolu'nun ücra köşelerinden bir beldeye atanır. Kaymakam, makamına geldiği ilk gün şoförünü yanına çağırır.

- Şoför efendi ! Hemen aracı hazırla, 3- 4 kasabayı teftişe çıkacağız. Ahaliyle selamlaşalım. Hali ahvali nedir görelim, der.

- Şoför başüstüne efendim der ve çıkar.

Belirli bir müddet sonra şoför gelir, aracın hazır olduğunu kaymakama bildirir.

Araca binerler... Daha ilk kasabanın girişinde, aracın sağ arka tarafında olan kaymakamın, bir görüntü dikkatini çeker. Kasaba, girişinde yaşlı bir macanın, eşek sıpasını yularından çektiğini ve aynı zamanda sıpayı sevdiğini görür. Kaymakam, şoföre talimat verir ve yaşlı amcaya doğru yanaşmasını söyler. Şoför yanaşır.

Kaymakam, arka camı ağır ağır indirir ve daha selam vermeden ve alaycı tavırla;

- Bey amca ! hayırdır. Çocuğu nereye götürürsün.

Yaşlı amca, kaymakama bakar, durumu anlar. ( O zamanlar Anadolu'da araç çok azdır. Mühim kişilere verilir )

- Efendim! Çocuğu mektebe götürüyorum!  der.

Kaymakam şaşırır... Kaymakam, bey amca! Hiç eşek okur mu? Der.

Bizim yaşlı bey amca, gayet kendinden emin ve vakarlı bir ses tonuyla;

- Efendim! Okursa Kaymakam olur, okumazsa şoför olur. Der.

Değerli okuyucular; okumak odur ki insanı adam eder. Boş başak dik durur, dolu başak eğik durur lafı boşuna söylenmemiştir.

Sevgilerimle,

Ercan Hatipoğlu

 

 
Toplam blog
: 19
: 385
Kayıt tarihi
: 04.05.15
 
 

Elektronik Mühendisi, İşletme ve İlahiyat  bölümlerini okudum. Uzun zamandan beri, Türkçe Dili, T..