Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '16

 
Kategori
Öykü
 

Eşeli 4

Eşeli 4
 

Eşeli (ınt)


Belki içimde debelenen sevgim unutturacak sana diyeceklerimi. Sana olan sevgimi, hatıralarımı, nefretimi bile sana dokunarak anlatmak istiyordum. Sana sarılarak, yanında, yanı başında… Beni dinlerken dudaklarımı, gözlerimi, yüzümü incelemeni istiyordum…

İnsanların hayatlarındaki en büyük travmalar hep acı merkezlidir mesela. Travma derken hepsi kötü değil; bazı kötü anılar, anlar, durumlar çoğu insana iyi bir insan olmayı öğretir. Kimine geleceğini planlama şansı verir ve olgunlaştırır kimine ise o gerçeklik fazla gelir kendi yalanlarına inandığı sahte yoluna devam eder. Ama bir şeyler öğrettiği gerçektir.

Trenler geç kalkar bazen, kediler her zaman sevilmek istemez, yağmurlar beklenir gelmez, denizler sakindir dalgalanır birden, insan mutludur ama yok yere ağlamak ister aniden. Bu böyle kabul edilmeli. Hepimizin duyguları karışık, cümleleri darmadağınık, hüznümüz taşacak neredeyse tırnaklarımızdan.

İstemeden gidiyor, geridekiler kalan olmayı zaten hiç istemiyor…

Bir kaç saat önce uyandım henüz, annem sekiz gündür yok evde. Sanki daha önceden hep evdeymiş gibi… Şişik gözlerim, eşofmanlarımla dışarı çıktım, salaş ve iğrenç bir halde. Girdiğim bir markette karnımı doyurdum ve son paramı da sigaraya yatırdım, tüm mutsuz insanlar adına. Bugün gördüğüm insanlara nefretle baktım… Sokakta çok insana çarptı omuzlarım, ne istediğimi bilmeden geçtim aralarından, birkaç çocuk ayağıma takıldı, biri düştü yere tutup kaldırdım öptüm acıyan ellerinden, özür diledim ondan. Az ilerde yere düşmüş ekmek buldum, onu da öptüm özür diledim ondan da tüm insanlık adına. Sonra ekmeğe derdimi anlatmaya çalıştım. İnsanların anlamasını beklemeden, bile bile bir şey anlatmak istedim. Allahım ne yapıyorum ben, nerdeyim. İlerdeki otobüs durağına geldim, otobüse bindim, şoförün yüzüne hiç bakmadan direk geçtim, kart, para hiçbir şey yoktu yanımda. Otobüs şoförünün arkamdan baktığını ve hiçbir şey demediğini hissettim, sadece baktı. Beklediğim bir rüzğardı belki de şu yıkılmış bedenimin enkazını savuracak, esse belki ben de o rüzğar la savrulurdum, belki de savrulan enkazın yerinde başka biri olurdum, diye bekledim… Beklediğim rüzgar dı ve cebimde ucuz bir sigara vardı.

Eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Ne kadardır uyuyorum, bilmiyorum. Kaç gün geçti …

Uyandım, bir sabaha daha; Ah şu iğrenç dünyanın, melun hallerine. Günaydın sesleri duymak için ne kadar çok bekledim, ne kadar çok sabrettim, bunun içinmiydi. Anne seni çok özledim, günaydın sesleri duysaydım senden, özleyen tüm çocuklar adına, çiçekler toplayacaktım, gençliğime. Öyle kırgınım ki, günaydın sesi duyamadığım tüm sabahlara.

Bunca zaman mutlu sonla biten hikayeler aradım ama bulamadım.  Hiçbir mutlulukta adım geçmiyordu.

 
Toplam blog
: 137
: 2242
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

05 Ekim Ankara doğumluyum. Okumayı, yazmayı, insanları dinlemeyi seviyorum. Kişisel blogumda her ..