- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 1004
Eşinizle aranızdaki sorunları çözmek istiyor musunuz?

Ailede eşler arasındaki sorunlara genel yaklaşım ya eşlerin birbirinden şikayetçi olması, diğerini suçlamasıdır ya da ortada sorun yokmuş gibi davranmaktır. Her iki yaklaşım da sorunu çözmez, aksine sorunu işin içinden çıkılmaz bir hale, bir kısır döngüye dönüştürür. Sorunu gerçekten çözmek istiyor musunuz? Eğer istiyorsanız, çözüm getirecek yaklaşım, eşlerin sorunu ortaklaşa olarak aşmaya çalışmasıdır.
Mesela, eğer kocam beni takdir etmiyorsa, bunun bende yarattığı duyguyu görmezden gelmek, bastırmaya çalışmak yerine, bu duygunun üstüne çıkmaya çalışmak daha olumlu bir yaklaşımdır. Öncelikle duygularımızı birbirimizle paylaşmayı öğrenmeliyiz. Bu paylaşım, birbirimizi kırıcak şekilde değil, ilişkiye yapıcı bir katkı sağlayacak şekilde olmalıdır.
Mesela, eşime şöyle diyebilirim: “Bencil bir doğam var ve bu doğama göre senden yeterince ilgi ve sevgi görmediğimi hissediyorum. Eskisi gibi birbirimizle vakit geçirmiyoruz, kendi köşelerimizde yaşıyoruz. İstediğim sadece bir şey var, birbirimize şikayette bulunmak yerine, şikayetlerimizi kendimize edelim. Birbirimizin hatasını kendi hatamızmış gibi görmeye çalıştığımız bir çalışma yapalım birlikte.”
Böyle bir çalışma, her bir eşin diğerini mükemmel görmesini, kendisinin ise o kadar mükemmel olmadığını görmesini sağlayacaktır. Çalışma sonrasında tüm hatalarımızın ötesinde, birbirimize eş olarak davrandığımızda, gerçek bütünlüğe ulaşabiliriz. Sonunda, olan her şeye rağmen, eşime sevgiyle davranırım, tıpkı bir annenin çocuğuna “sevgi tüm suçları örter” hissiyle yaklaşması gibi.
Eşimden de aynı şeyi beklerim çünkü onun bana olan yaklaşımı, benim ona olan yaklaşımımı artıracaktır. Aynı zamanda, eşimdem iyi ve doğru bir örnek görmeye, egolarımız üzerine çıkma çabalarımızı onun da ciddiye aldığını görmeye ihtiyacım vardır. Eşimin sunduğu örnek ne kadar iyi olursa, eşim bana o kadar önemli ve yüce biri olarak görünmeye başlar, ona daha fazla saygı duyarım ve bu da bana aynı ölçüde ona karşılık verme gücünü verir.
Bu süreçte, eşimi gözlerimde yüceltmeliyim ve onun ortaya çıkardığı örneği takdir etmeliyim. Ne de olsa dürtülerinin üzerine çıkmaya çabalamış ve çıkmıştır. Aynı zamanda ben de beni ayaklarımdan aşağı doğru çeken egomun zayıflığını fark ederim, egom kendimi aşmamı engellemektedir. Diğer yandan, her zaman eşime iyi bir örnek olma sorumluluğunu göstermeye ve bu şekilde onu güçlendirmeye çalışırım. Böylece birbirimize örnek oluruz. Her eş, diğeri için hem öğretmen hem de öğrenci olmaya çalışır, bazen başını kaldırır ve bazen başını eğer. Karşılıklı olarak birbirine destek olma hali, eşit ve müşterek bir ilişkinin oluşmasını sağlar ve aslında birbimize ne kadar bağlı ve bağımlı olduğumuzu ortaya çıkarır.
Bu çalışmanın ışığında devam ettikçe, karşılıklı tavize dayanan ve her eşin kendi egosunun üzerine çıkmasını sağlayan bu müşterek ilişki, eşlere yeni değerler kazandırır. Bunu fark etmeliyiz. Böylece karşılıklı şikayetleri bırakarak müşterek sevgi alanını paylaşabiliriz. Fakat bu süreçte hiçbir şeyi yok etmeyiz ve asla “Halının altına süpürmeyiz.” Sadece aynı malzemeden, yani egoyu devamlı artıran aynı içsel dürtülerden, birlikte yeni bir şey inşa etmeye çalışırız ve ortak çaba sarf ettiğimiz sürece bunu inşa edebildiğimizi keşfederiz. Dolayısıyla, birbirimize bağımlı olduğumuz bu ilişkide, daima eşimi desteklemeli ve kendini aşma konusunda onun için iyi bir örnek teşkil etmeliyim. Ancak onun da aynı çabayı göstermesine ihtiyacım vardır. Böylece sonuçta ikimiz de ortak egomuza, yani ortak düşmanımıza karşı mücadele veren, gerçek ortaklar haline geliriz. Onunla yüzleştikçe birbirimize yakınlaşmaya başlarız ve bu durum bizi gerçek bir bütün haline getirir, müşterek sevgi alanında iki ayrı kişi değil, bir bütün oluruz.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Umarım uygulamada bunlar yapılabilir..!
Arzu Elif 26.07.2012 10:29- Cevap :
- Umarım...:) her iki eş de bu çabayı gösterme arzusunda olursa... 26.07.2012 22:17