Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '09

 
Kategori
Dostluk
 

Eşitliğe dayalı dostluk ( bir dosta mektuplar)

Eşitliğe önem veren dostluk

Sevgili Dostum,

Herkes, toplumda tanışacağın insanların çoğu, arkadaşlarına, çocuklarına veya dostlarına eşit muamelede bulunduğunu iddia eder. Bizler böyle söyleyenlere bakarız ki, bu herkese eşit muamelede bulunmak hikayeden ibarettir.

Can dostum,

İnsanlar hayatta, güçlü, kendilerine eşit ve kendilerinden güçsüz diyerek insanları, dostları üçe ayırır bence. Kendinden güçlü olanları fazla sevmezler ama onların yanında da, onlara karşı da hata yapmamaya, sevmeseler bile onlara saygı duyuyormuş gibi davranmaya devam ederler. Bunlar iş yerindeki yöneticisi, patronu, siyasi güç sahibi insanlar gibi insanlar olabilir. Bu tür insanlara aslında hissedilen saygı ve sevgi sahte sevgidir. Bu insanların elinden güç gidince kimse saygı duymaz . Bunu atalarımız “ Düşenin dostu olmaz “ diyerek ifade etmişlerdir.

Can dostum,

Bazı insanları ise kardeş, arkadaş , dost gibi kendimiz eş tutarız ama, onlardan gördüğümüz ufak hataları da büyütmekte çok insanın üstüne yoktur. Halbuki dostluk af etmek, dostları bizimle eşit tutmak, onları hakiki manada sevmek, anlamak ve güzellikleri paylaşmak, sıkıntılı zamanlarda bir araya gelmek için var olmalıdır. Bizler böyle dostluk kurmak ve dostlara eşit muamele etmek için var olmalıyız her zaman .

Can dostum,

Bazı insanları da insanlar kendilerinden aşağı görerek, her fırsatta küçümseme, aşağılama, onlarla alay etme yolunu seçerler. Tabii ki , bunları da açıkça “ Ben seni küçümsüyorum, seni aşağılıyorum” diye dilleri ile söylemezler. Söyleyemezlerde. Tepki gördükleri zaman “ Sen şakadan anlamaz mısın ? Ben seni seviyorum, ondan şaka yapmaktayım” derler. Aynı şakayı da sen ona yapsan bu sefer dengesiz, arsız, yüzsüz bir insan olursun. Halbuki, hakiki manada dostlar, kendilerine yapılmasını istenmeyen davranışı başkalarına asla yapmazlar. Biz seninle şakalaşıyoruz ama sen bana , ben sana küçümseyici nazarla bakmamayız. Sen de bilirsin ki sen de bende birbirimizi hakiki manada seven, anca beraber kanca beraber denilen dostlukları beraber yaşamaktayız.

Canım dostum, sevgili kardeşim,

İnsanlar neden sıkıntı yaşamakta dersen, ben derim ki, eşit muamele yapılmayan dostluklar, sahte dostluklar, insanı küçümseme hastalıkları, kendini önemseyen ama karşısındaki insanı önemsemeyen insan aslında kendisini de önemsemiyor demektedir. Sen insanı önemsemezsen, senide önemsemeyecek insanlarla çok karşılaşırsın. Gerçek dostu sen güçlü zamanlarda değil , güçsüz , ünvansız ve isimsiz zamanlarında ara bakalım kaç dostun var? Sende de bende de unvan yok, isim yok, sıradan insanız işte. Derler ki “ Çıkara dayanmayan dostluklar, ömür boyu sürer. Hatta öldükten sonra bile devam eder. Çocuklara güzel, örnek dostluklar bırakırsak, onlarda güzel dostluklar sürdürürler. Dostlukları miras bırakmak mirasların en güzeli olmalı değil mi sence ?

Canım dostum,

Bizler adaleti hayatımızda hakim kılarsak, dostluklarımızı hakiki manada yaşarsak , bir zaman sonra gelecek ki, çocuklarımız bile bu dostluğa hayran olarak “ Anne ve babalarımız gerçek manada dostluklar kurmuşlar ve eğit muamele ile dostluklarına devam etmekteler. Onların bu güzel dostluklarını , bizlerde devam ettirelim ki, bizlerde onlar gibi hayatta çıkardan uzak dostluklarla hem mutlu olalım , hem çevremize mutluluk saçalım.Ülkemize ve vatanımıza bu güzel dostluklarla destek olalım. Hakiki manada dostluk nasıl görsün halkımız” diye düşünmezler mi sence? Biz düşünüyorsak , belki de çocuklarımız da aynı duyguları daha güçlü hissedecekler. Buna bizler candan inanırsak , bu dostluğun miras olarak çocuklarımız kalmasını candan istersek neden olmasın ?

Canım dostum,

İnsanlar bir şeyi ne kadar şiddetle isterse sahip olurlarmış. İşte bu yüzden çok dostun çocukları bile zamanla evliliğe varan güzel arkadaşlıklar , dostluklar yapmaktalar. Bu güzel dostlukları sende görmekte ve gazetelerde okumaktasın . Belki de bizim çocuklarda eğitlik üzerine kurduğumuz dostluğu kendileri yaşamakla kalmaz, çocuklarına bile aşılayabilirler.

Canım dostum ,

Sen de bilmektesin ki , güzellikleri yayarsak , Rabbimiz daha güzel güzellikleri bizlere nasip eder. Niyetlerimiz iyi olursa, davranışlarımızda aksaklıklar, noksanlıklar olsa bile zamanla bu noksanlıklara rağmen dostluklar iyi niyet ile güzellikler haline gelir.

Canım dostum , sevgili Kardeşim,

Adalet duygusu çok önemli duygu. Eşitlik duygusu çok önemli duygu. Eşitliği , adaleti çocuklarına aşılamayan insanlar , çocuklarına evler , arabalar bıraksalar bile ne kendileri uzun ömürlerine rağmen mutlu olacak ne de çocukları mutlu olacaklar bu dünyada. Aşırı mal sevgisi ile büyütülen çocuklar zaman gelecek , kendilerine eşitlik , akraba sevgisi aşılamayan anne ve babaları ile ilgilenmeyi bırakarak, evleri arabaları ve servetleri ile uğraşacaklar. Anne ve babalarda , “keşke çocuklarımıza mal değil de , adalet öğretseydik” diyecekler. Bunu genç iken akıl edemeyecekler ama ihtiyarlayınca akıl ettikleri zaman iş işten geçmiş olacak. İşte bu yüzden sen ve ben çocuklarımıza sevgi ile beraber eşitlikte aşılamak zorundayız.

Canım dostum,

Adalet duygusunu kaybeden insan , zamanla ne kadar dindar , milliyetçi olduğunu iddia etse bile, daha çok şeye sahip olmak uğuna bunları bile feda etmeye hazır hale gelmekte. Bunca sene benim , anne ve babamın yaşadıklarına baktıkça, adalet duygusuna sahip olmayan , kendisini yönetemediği gibi eşine , çocuklarına yönettiren insanların koyun gibi yaşadıklarına şahit oldum .Kimsenin etkisinde kalmadan , bu eş bile olsa, kendi hür irademizle hareket etmek ne güzel adalet duygusudur. “Kim ne der?” demeden, dostumuza, kardeşimize hakkını verirsek yaşantımızda malımız az bile olsa mutluluğumuz tam olur.

Canım Kardeşim,

Bu anlattıklarım bazı okuyanlara mantıklı gelmez. Adalet duygusu sağlam olmayanlar, hayatında adaletle hükmetmemiş olanlar, anne ve babalarından adil olmanın yollarını öğrenmemiş olanlar , öğretmen olsa da , Üniversite tamamlasa da , adil davranan çocuklar yetiştiremezler. Çocukları meslek sahibi olsa bile anne ve babasını telkin ettiği şeylere yönelir, adalet duygularını yaşayamazlar. Bunun farkına bile varmazlar. Çünkü adil olmak fark ettirmeden anne ve babanın çocuklarına bilinç altında aşılanmıştır.

Can dostum,

Biz anne ve babamızdan adaleti tam öğrenememiş olsak bile , bilinçlerimizle , bilgilerimizle , okuduklarımızla , aklımızla adaleti hakiki manada öğrenerek , çocuklarımıza , anne ve babalarımızdan daha güçlü adalet duygusu aşılarsak bu ülke daha adil olmaya bir adım daha yaklaşmış olmaz mı? Adaletin yaygın olduğu ülkeye de düşmanları diş bileyemez kolay şekilde değil mi ama ?

Can dostum,

Sana yazarken coştukça coşmaktayım. İnsan hakiki manada sevdiği dostlarına karşı böyle coşku hisseder. Sevdiğine karşı böyle duygular besler. Böyle duygular besleyende kolay kolay kin beslemez değil mi ?Bizlerde adalet duygusu ile kini , kibiri ve nefreti kalbimizden atalım işte.

Canım dostum,

Üç günlük hayatta , çocuklarını adaletten uzak yetiştiren anne ve babalara büyük acıma duygusu beslemekteyim. N e kadar mal elde edersen , başkasını ne kadar aldatırsan yanına kar kalır diyenler , hiç ummadıkları zaman bu duygularının ne kadar saçma olduğunu anlarlar ama zamanı geriye döndürmem mümkün olmaz. Bu yüzden de insanlara karşı adalet duygumuz ilerde pişman olmamız açısından önemli. Biz adaletle , adil insanlar olarak birbirimizi sevmeye , önek dostluklar kurmaya her zaman devam edelim . El alem ne derse desin biz dostluğumuzun adam gibi dostluk olmasına devam edelim.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..