Eski aşk

Uzak gibi mesela bir o kadarda yakın gibi, su gibi mesela varken; elinde tutayı bilmezsen yokmuş gibi. Komedi gibi aslında göz yaşlarıyla izlenen. Ağır bir maddeymiş de enkastan tutulan, birden bire düşüp kırılmış gibi, kısa süreli efsane olmuş gibi. Delilik gibi mesela, dünyayı bir kibritle yakmak gibi. Nefes almak gibi, alırken eline yüzüne bulaştırmak gibi. Kuş gibi mesela, uzaklara sürgün olmak gibi.

Gülümsemek gibi belki, insanın içi kan ağlarken düşman çatlatmak misali.
Bakmak ama görememek, farkındalığına varamamak gibi.

Ucundan ölmek gibi, uçuruma tutundukça yaraların yeşermesi gibi.

Ne beraber olabilmek, ne de uzun soluklu ayrı kalabilmek gibi.

Satırlarda hece aralarına sıkışmak, hapis olmak. Kilide ulaşmaya çalıştıkça dibe batmak gibi.
Hıçkıra hıçkıra ağlayıp ardından kahkalarla gülmek, delirmek gibi.

Olurda olur ya hani, rüyalarda selamlaşıp, mutlu uyanmak gibi.

Hani aşk denilen şey vardır ya öbür yanım olan eski sevgili. Bunca birbirinden alakasız şeyi bu satırlara toplayabilme gücüne demeli....