Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '12

 
Kategori
Anılar
 

Eski bir Mektuptan

Eski bir Mektuptan
 

Yazar Mehmet Nuri Yardım.


Bilgisayar teknolojinin paha biçilmez araçlarındandır. Yaklaşık on bir yıl önce 10 .09. 2001 tarihinde Edebiyatçı yazar Mehmet Nuri Yardım'a gönderdiğim bir eski mektubum internet ortamında rastgele bilgisayarımı karıştırırken bu eski mektubum gözlerime ilişti. O da yıllardan sonra kırık dökük daktilo ile yazdığım bu mektubumu bir köşeye atmadan aynen sitesine almışlardır. Yakın zamanda bu eski mektubum gözlerime ilişti. Çok sevindim ve memnunluk duydum. Sayın Mehmet Nuri Yardım'a burada özellikle beni unutmadığı için ayrıca teşekkür ediyor ve eski günlerimizin hasretiyle buradan selam ve saygılarımı tazeliyorum.

Şimdi Sayın Mehmet Nuri Yardım'ın ilgimi çeken yazı ve  " ADÜLKADİR GÜLER 'DEN  ESKİ MEKTUP dediği yazısını aynen sunuyorum:  

Bazen arşivi karıştırırken o kadar güzel mektuplar görüyorum ki... Bugün internet salgınının önünün alınamadığı ve artık neredeyse mektup yazmanın unutulduğu bir zamanda eski mektuplar da doğrusunu söylemek gerekirse birer antika sayılıyor. Sahi bugün aramızda hiç mektup yazan var mı?

Kâğıt ve zarf alıp, özene bezene dolmakalemle, vazgeçtim tükenmez kalemle mektup yazan, sonra da bunu postaya gidip atan kaldı mı? Sanmıyorum. Veya çok az kişi... Zevk sahibi birkaç meraklı belki o kadar... Belki de mektuba sadakatten ayrılmayan tek tük çok incelmiş, naif insanlar...

Büyük çoğunluğumuz itiraf edelim ki, mektubu da mektupla yazışmayı da unuttuk. Hadi itiraf edelim, mektuba ihanet ettik. Diyebilirsiniz ki, internetten de mektup yazılabiliyor. Doğru, ben de nitekim öyle kabul ediyorum veya öyle teselli bulup kendimi avutuyorum. Bugün artık internet üzerinden de mektuplaşabildiğine inanıyorum. Ama bu mekanik iş, normal mektubun yerini hiç tutar mı?
  

 Neyse... Uzatmayayım. Çünkü bu hamur çok su götürür. Teknoloji ve eski alışkanlıklarımız üzerine bir makale değil, bir kitap yazılır. O mevzuya şimdilik girmeyelim. Benim diyeceğim şu ki, arasıra eski arşivden eski/mez mektupları bulunca aşina bir dosta, kayıp bir akrabaya rastlamışım gibi çok seviniyorum. İşte onlardan biri, Söke'den dost edebiyatçı Abdülkadir Güler'den yıllar önce gelmiş. Yeni Söke Gazetesi Kültür Sanat Yönetmeni yazıyor mektubun başında. Tarih 18 Ekim 2001. Yani tam on sene önce. Benim Kubbealtı'nda işe başladığım günler... İşte insan böyle böyle yaşlandığını anlıyor. Demek koca bir on sene geçmiş ha... Olacak iş değil. Ama oluyor, zaman bir su gibi akıp gidiyor ve ömrümüzden seneler gözümüzün önünde gelip geçiyor. Allah hayırlısını eylesin.

Değerli gazeteci yazar Abdülkadir Güler'in mektubunu aynen yayınlıyorum. Daktilo ile kaleme alınmış. Bir zamanların teknoloji harikası daktilo da bugün nostaljik bir araç oldu ya, o da ayrı bir bahis... Daktilo hatalarının tükenmez kalemle düzeltildiği bu samimi mektubun en son sayfasında hususi bazı satırlar var, onları atlıyorum. Unutmadan söyleyeyim daktilo hataları da güzeldi, bazı tuşların bastığı harfler silik çıkar, siz tükenmez kalemle onu düzeltir, tashih ederdiniz. Niçin bazı satırları atladım mektupta, çünkü bir edebiyatçı hakkında yorum var ve onları burada deşifre etmek doğru olmaz. Sanırım bu tür mektuplar yakın geçmişin edebiyat ve kültür tarihine katkı sağlayabilir. Ünlü edebiyatçılar arasındaki mektuplaşmaları düşünelim.

Ziya Osman ve Cahit Sıtkı'nın arasındaki o güzelim 'dost mektupları' meselâ... Ziya'ya Mektuplar ne muhteşem bir eserdir. Edebiyatçı geçinip de o kitabı hâlâ okumamış olanlara şaşarım doğrusu. Ben bu mektubu önemsiyorum, sanırım okuyucularım da değer vereceklerdir.

Bana gelen mektupta Anadolu'da edebiyat çalışmalarını devam ettiren bir şair ve yazarın İstanbul'daki basın ve yayın organlarıyla kurduğu münasebet ve sebat dikkat çekiyor. Mektupta kendisine selâm gönderilen şair ve yazarlardan Gültekin Samancı (Samanoğlu), Cavit Ersen ile Ferit Ragıp Tuncor bugün hayatta değiller. Bu vesile ile onları rahmetle anıyorum. Bu arada muhterem yazarımız, yaşça benden büyük olduğu halde nezaketen ve tevazuuna binaen bendenize "ağabeyim" diye hitap etmiş. Bu hususu da edebiyatçımızın bir "kardeşi" olarak tashih etme ihtiyacı hissettim. İşte Abdülkadir Güler'in o mektubu:

"Saygıdeğer Ağabeyim Mehmet Nuri Yardım Bey'e,

10.09 2001 tarihli kıymetli mektubunuz için sonsuz teşekkürler ederim. Bir ameliyat geçirmişsiniz. Önce geçmiş olsun der, Yüce Mevlâ’dan acil şifalar diliyorum. Sizin için bu mübarek günlerde duacı olacağım. Tabi bu fakirin duası kabul olursa... Ne gezer, ben kim,  dua kim?

Rahmetli Dr. Tahir Kutsi'yi tekrar rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun. Elbette ki kitapları bir daha yayımlanmalıdır. Gençlerin ihtiyacı vardır. Beni bu günlere getiren 10 kişiden biri Tahir Kutsi Makal'dır... TARLA Dergisi 35 yıldır çıkıyordu, şimdi nadasa bırakıldı... Bir gün İstanbul'a gelirsem mutlaka sizleri bulup arayacağım. O zaman bu konuları daha detaylı görüşürüz...
 

Cavit ERSEN Beyi 1967'lerden beri tanıyorum, Onunhakkında MARDİN SESİ  Gazetesinde  bir tanıtma yazısını yazmıştım. Bu yazı daha sonraki baskılarda da yer aldı. Ancak o baskılı kitabı alamadım. Şimdi Cavit Ersen'in bir huzur evinde kalmasına çok üzüldüm. Dediğiniz gibi bizler yazdıklarımızı yaşamıyoruz. Vefasız kalıyoruz... Heyhat ki heyhat!... Görürseniz selâm ve saygılarımı lütfen iletmenizi diliyorum...

Size son çıkan (kitabım) "SÖKELİ BİR GÜZEL ADAM AHMET GÜÇSAV" bilmiyorum elinize geçti mi? Geçmediyse bir daha gönderebilirim. Bazen PTT'nin azizliğine uğruyor. Yusuf Dursun Bey ede gönderdim. Türk Edebiyatı'nda bir şeyler yazsın diye bekliyorum. Bilmiyorum hakkında bir şeyler yazdı mı? Türk Edebiyatı'nı da uzun zamandan beri okuyor ve abone vasıtasıyla izliyordum. Ancak son iki yıldır abonem kesildi... Emekli olunca işler de bozuldu...  Kütüphaneden alıp okumaya çalışıyorum... Geçmiş sayılarda birkaç şiirim yayımlandı... İlerde yine göndereceğim...

Size yine Ahmet Güçsav'ı gönderiyorum. Hakkında bir şeyler yazarsanız memnunluk duyacağım... Tabii önce rahatlığa-huzura ve sağlığınıza bir kavuşmanızı diliyorum. Tabi kitaplarınızı da bekliyorum.

İlerde görüşmek ve yazışmak ümidi ile size, Mehmet Zeki Akdağ, Gültekin Samancı, Ahmet Özdemir, Fahri Ersavaş ve Ferit Ragıp Tuncor Beylere, Nâgehan Orbay Hanımefendiye ayrı ayrı selâm ve saygılarımı sunuyorum. Tekrar sizlere acil şifalar diliyorum. Az kala unutuyordum Yusuf Dursun Bey’e de selâmlarımı iletmenizi diliyorum.

Allah'a emanet olunuz benim güzel dostum, adı gibi güzel değerli gönül dostu kardeşim.. Daha nice sağlık dolu aydınlık günlere...

Abdülkadir Güler"

(  İmza )

Not:  Ne yazık ki şimdilerde: Gültekin Samanoğlu, Dr.Tahit Kutsi Makal, Cavit Ersen, Ferit  Rağıp Tuncor ve  A.Rahim Baycıoğlu şimdi yok aramızda . Onları da rahmetle anıyorum. Fahri Ersavaş'ta İstanbul'da  rahatsızdır, ona da Allah'tan acil şifalar diliyorum. A.Güler .

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..