Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '06

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Eski Gemlik neredesin…?

Eski gemliği arıyorum. Sokakların da güler yüzlü insanların dolaştığı, deniz ve zeytin kokan o küçük kasabayı arıyorum.

Denizin kumsal yaptığı, evlerin önünden o tertemiz denize girilen, ipek böceği
yetiştirilen, ipek kozaları temizleyip sarılan, insanlarının biri biriyle selamlaştığı Marmaranın güzel kasabası yok oldu gitti..

Hem de bir daha gelmemek üzere gitti, kayboldu... Anılarımızda kalan, ancak yaşlı
neslin tattığı o hazzı bir daha göremeyeceğiz.

Bu günkü yaşadığımız hayat için bir rüya olan bu değerler yok oldu gitti...

Tuttuğu balıktan, zeytin havuzundaki salamura zeytinden, bahçesindeki incir -
kirazdan komşularına dağıtan GEMLİK’li yok artık..

O günkü Gemlikli dayanışma içinde bir arada yaşayan, geceleri sinemasına giden,
iskelesinde zevkle dolaşan birbirine saygılı Gemli ‘li azaldı, adeta kayboldu.

Uzaklarda yaşayanların gıptayla baktıkları "Ne güzel yer“ dedikleri bu kasaba
kalabalıklaştı, ur gibi tabii olmayan şekilde büyüdü, şekilsizleşti.

Gelenler denizi - balığı –kayığı- kozayı hatta okuma yazmayı - selam vermeyi bilmeyenlerdi..

Caddelere - sokaklara bakın; yüzlerinde endişe ve sertlik olan, gülmeyi bir lüks
olarak gören; toplumla beraber yaşamasını bilmeyen, yaşamak için birbirini aldatmak gerektiğini düşünen bu insanlarla dolu.

On bin kişi yaşayan Gemlik seksen bin oldu. Gemlik yaşanacak kasaba değil ,kaçılacak kasaba oldu...!

Teknesi - kayığı, balığı kalmadı, ahşap evleri kalmadı. On katlı binaların biri birini yıktığı - çökelttiği bir küçük şehircik; ne olduğunu kendisinin de bilmediği bir yer oldu.

O güzel iki katlı taş döşeli temiz sokaklar gitti, on katlı ucube siteler, apartmanlar geldi. Deniz kokusu gitti; Yanan kötü kömür - pirina kokusu geldi, hem de ne geliş kışın insanı zehirleyecek ölçüde hava kirlenmesiyle dumanıyla, isiyle, pisiyle....!

Tekneler - kayıklar, balıklar denizden kayboldu. Deniz pisliği, çer çöpüyle kıyılara
yerleşti kaldı.. En acımasız olanı, gülen, yaşamasını bilen görgülü Gemlik yerlisi azaldı, sindi, kendi kabuğuna çekildi.

Bazen caddelerde -sokaklarda eski Gemlik‘li arıyorum. Belki de onlar da beni arıyorlardır...!

Bulursam - rastlarsam seviniyor, moral buluyorum, içime bir kıvanç doluyor.
Onlara selam vermekten, hatırlarını sormaktan, iyi günler dilemekten büyük
zevk alıyorum. Eski günler... eski Gemlik bir sinema şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gidiyor. İnanın bazen gözlerim yaşarıyor..

Niye biz güzelliklerimizi kolayca harcıyoruz.? Onlara sahip çıkmak, yaşatmak insanlar için çok mu zor..?

Eski GEMLİ ‘li ile yenileri uyum sağlayamadı. İnsanın doğal ortama bilinç’inin
bilgisinin dışın da uyum sağlamasına karşı, toplumsal ortama uyum sağlamak için,
bilinçli - bilgili olması gerekmektedir. Bu nedenle toplumsal uyum insanın bilgisinin
arttığı ölçüde toplumsal değişmelerden haberdar olduğu ölçüde gerçekleşir.
Günlük yaşamda da insanı sürekli olarak değişen ekonomik ve kültürel koşullara
uyum sağlamaya çalışır. Bunu başarabilmek için türlü yollar - yöntemler arar, çözümler bulmak için çaba harcar. Çabaları sonuç vermezse o zaman toplumsal uyum bozulur, kimi kez yeni bir denge - düzen kurulur. Değişik biçimde uyum yapar; kimi kez de denge ve düzeni kuramaz. Bu uyumun bozulması sonucu ortaya çıkan zorlama - yüklenme hayatın tadını kaçırır, sevgisizlik doğurur. İşte biz eski GEMLİK‘liler burada kendi kasabamızda adeta yabancı gibi yaşıyoruz. GEMLİK’linin gözlerinde O günler, Yüreğinde O sızı. Sen de unutamadın biliyorum , O eski güzel kasabayı. Eski yılların özlemi içinizde, belki de pişmansınız.

 
Toplam blog
: 453
: 1059
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1933 Kayseri'de doğdum. Kayseri Lisesi Ankara Veteriner Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Diş Heki..