Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '07

 
Kategori
Sınavlar
 

Eski karın ağrım: A.Ö.F. sınavları

Eski karın ağrım: A.Ö.F. sınavları
 

Açıköğretim Fakültesi İşletme'yi bitireli neredeyse iki sene oluyor. Ama hâlâ okuyormuşum gibi, şu an giderek yaklaşan ara sınavların heyecanını yaşıyorum. Kolay değil. Ne de olsa; bu da bir sınavdı. Ama diğer sınavlardan farkı; daha önceleri girdiğim sınavların aksine bu defa bir okula, bir fakülteye girebilmenin değil, bir fakülteyi bitirebilmenin mücadelesi olmasıydı. Ve, ben bu mücadeleyi kazandım.

Açıköğretim Sistemi; daha çok çalışan kesimden insanların, devam etme fırsatını bulamadıkları ve çeşitli nedenlerden ötürü yarıda bıraktıkları yüksek öğrenimlerini tamamlayabilmeleri için T.C. Anadolu Üniversitesi tarafından 1982 yılından bu yana uygulanan yaygın bir yüksek öğretim sistemidir: Doğu'daki sığır çobanından, Edirne'de yaşayan iş adamına kadar... Başka bir sistem daha var mı; Türkiye'de ve hatta Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan geniş kitlelere, örgün öğretimde okuyan üniversite öğrencileriyle neredeyse eşit şartlarda öğrenim fırsatını tanıyan? Yok...

Ama ne yazık ki; Açıköğretim Fakültesi'ne karşı oluşan önyargılar da yok değil. 2000 senesinde başlayıp, 2005 senesinde sona eren üniversite hayatım bu önyargılar arasında geçti sayılır. Oysa, o önyargılara da sahip olan ben değildim; başkalarıydı. İnsanların düşünce ve önyargıları, Açıköğretim'e alışma evresi derken; okul bir sene daha uzadı.

Yüksek öğrenimlerini Açıköğretim Fakültesi'ne devam ederek tamamlamayı amaçlayan çalışan kesimden insanlar; ne yazık ki baskın hale gelen iş tempoları yüzünden, bir süre sonra eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalıyorlar. Aynı zorlukları çekmemek için eğitimim sırasında çalışmamakta karar kıldım. İyi bir iş için ilk önce diplomanın derdine düşmüşken, hata etmişim. Diploma, her kapıyı açmıyormuş meğer...

Her sınavda olduğu gibi, Açıköğretim Fakültesi sınavlarının da kendine has heyecanları vardır. Kayıt yenilemelerle beraber A.Ö.F. bürolarından alınan neredeyse kolum kalınlığındaki kitapların getirisi, en fazlası 36 soruluk olan testlerde ortaya çıkar. Sınav sabahları, belki de tuvalet ihtiyacının en sık hissedildiği zamanlardır. Elde değil; bünye meselesi bir yerde:-))

Son olarak Açıköğretim sınavları hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum:

Ders başına sınav süresi 40 dakika. Mümkünse bütün sorular cevaplandırılmalı; çünkü yanlış cevaplar, doğru cevap sayılarını etkilemiyor. Sınavlardan bir ay sonra sonuçlar, internet yoluyla açıklanıyor. Bir dersin ara sınav notunun %30'u ile final sınavı notunun %70'inin toplamı 50'yi bulması halinde o dersten başarılı sayılabiliniyor. Ara sınav notunun %30'u ile final sınavı sonucunun %70'inin toplamı 50'den küçük olursa; bu kez ara sınav notunun %30'u ile bütünleme sınavı sonucunun %70'inin toplamı 50 ve 50'den büyük olması gerekiyor.

Bir üst sınıfa borçlu geçebilmek için, en fazla iki dersten kalınması gerekiyor. Ancak Açıköğretim Fakültesi 2. sınıfa, kaldığı iki dersi nedeniyle borçlu geçen bir öğrenci; 2. sınıfın bütün derslerinden geçtiği halde, borçlu olarak geçtiği dersleri yine veremezse; 3. sınıfın derslerini alamıyor.

Görüldüğü gibi Açıköğretim Fakültesi, hiç de kolay mezun olunabilecek bir fakülte değil. Her bir dersinden geçmek, yoğun bir çaba ve sabrı gerektiriyor.

Derken bir ara sınav daha gelip, çattı. Bu ara sınavlarda alınacak her yüksek not, Haziran ayındaki final sınavları için bir avantaj teşkil edecektir. Onun için, hazır ara sınavlarda sorumlu olunan ünite ve konu sayıları daha az iken; sınavlarda mümkün olduğunca fazla sayıda sorunun doğru cevaplandırılmasını öğrenci arkadaşlara öneririm.

Bütün A.Ö.F. öğrencilerine sınavlarında başarılar dilerim.

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..