Eski Ülkücü Eski Devrimci İşbirliği

"7 Haziran seçimleri sonrasında bugün övgüler düzdüğü Tayyip Erdoğan'ın partisiyle koalisyon hükümeti kurması mümkündü Bahçeli'nin. Ama onun derdi başkaydı. Hükümet olmamak, ülkeyi yönetmemek. Karşısına çıkan bu fırsatı elinin tersiyle bir kenara itti" diye yazdı bugün Emin Çölaşan (şu elinin tersini de nereden bulduysa?).

Erdoğan'ın partisiyle koalisyon hükümetinin kurması ötede dursun, o günlerde Kılıçdaroğlu'nun Bahçeli'ye "gel koalisyon hükümeti kuralım ve başbakan da sen ol" teklifine bile sıcak bakmamıştı. Daha doğrusu umursamamıştı bile. Oysa her parti itidara gelmek ve vatandaşın yaşam standard çıtasını yükseltmek için var olmalıdır.

Geçen yıl "Bahçeli başbakan olabilecek donanıma sahip değil" diye yazdım, kıyametler kopmuştu..

Bu yıl öyle demiyorum..

Ülke'yi yönetecek olan lider Amerika'ya 'Amerika' diyecek, 'Amarika' demeyecek!..

Hadi bisküvi'yi geçtik..

Amerika'yı bile doğru söyleyemiyor Bahçeli. 'Amarika' diyor dikkat ettim.

Sadece Bahçeli değil, Televizyon'da tartışma programlarında bazı profesörler dahi 'Amarika' dediğine şahit oluyorum.

Soruyorum size, 

Böyle akademisyenler ne verebilir ülkeye?

Başbakanlar da bir şey verebilecek kanaatinde değilim.

Doğru oturup doğru konuşalım şimdi. Onbeş yıl iktidar boyunca ülke kadrolarında her ne kadar AKP kadroları gibi gözükse de önemli kadrolarda (musteşar, genal müdürlük kadrolarında) eski MHP-ülkücü kesim görev almaktadırlar. Reel sektörün başlarında da eski devrimci kesim yer almaktadırlar. Dolayisiyle piyasada ekonomi hareketlerini eski ülkücü ve eski devrimciler ellerinde tutmaktadırlar. Her iki kesim de ilkelerine ihanet ettiklerini görüyoruz. 

Gelelim Bahçeli'nin (sevgili Çölaşan'ın tabiriyle) ülke'yi yönetme derdine..

Evet, Bahçeli'nın öyle bir derdi tasası yok!

Olmasın da zaten.

Düşününüz Bahçeli'nin Başbakan koltuğunda oturduğunu..(kendi adıma düşünmek dahi istemem). Eski ülkücü-eski devrimci işbirlikteliğiyle milletin ceplerini boşaltırlar maazallah!