Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '08

 
Kategori
Arkeoloji
 

Eski yakın doğuda mühür 1

Eski yakın doğuda mühür 1
 

Eski yakın doğu’da mühür kişilerin kendilerine ait malzemeleri belirlemek amacıyla kullandıkları eşyalar olarak karşımıza çıkar. Başta o kişilerin yanlarında taşıdıkları, çoğunlukla kendilerini bir takım kötülüklerden korumak amacıyla bu eşyaları taşımışlardır. Bu nedenle de ilk mühürler amulet tarzıdır. Başka bir görüşte; kişilerin kendi hoşuna giden motifleri içeren eşyaları kullandıkları ve bu eşyalarında giderek mühür’e dönüşmesi şeklindedir. Bu tip eşyaları insanlar bitki lifleri ve hayvan derilerinden yaptıkları kıyafetler üzerine kendi hoşlarına giden motifleri yapmak için kullanmışlardır.
Bereketli Hilal’in geniş kısmında, bilinen en eski mühürlerin ve amuletlerin imal edildiği görülür. V. Binin sonlarından itibaren karşımıza çıkıyor ( Halaf Kültürü) ancak IV. Binde gerçek mühür örnekleri vardır. Mezopotamya, Suriye ve İran’daki ilk mühürler damga mühürler şeklindedir. Güney Mezopotamya’da IV. Binin sonlarında silindir mühür ortaya çıkıyor ve giderek bütün Mezopotamya ve Suriye’ye yayılıyor. Bu arada damga mühürler tamamen yok olmuyor. Özellikle Doğu Akdeniz ve Levant’ta devam ediyor. Damga mühürler özellikle MÖ. I. Binde Mezopotamya’da tekrar yaygınlaşıyor. Bunun yanında silindir mühür’ün de devam ettiğini görüyoruz. Fakat damgaların formunda ( IV. Bin ile I. Bin arasında) biçim ve detay açısından çok büyük farklar meydana geliyor.

Levant’ta (Fenike) kullanılan damga mühür biçimi Mezopotamya ve Suriye örneklerinden farklıdır. Burada damga mühürlerin adı Scarabeus’dur. Scarabeus mayıs böceği şeklinde yapılmış mühürlerdir. Aslında bu mühürler II. Binin sonlarından itibaren asıl Mısır mühür tipini oluşturur. Mısır’ın Eski Yakın Doğu ile ilişkisinden (özellikle Doğu Akdeniz boyunca Suriye’ye doğru) buraya yayılmıştır. II. Binde Suriye’de silindir mühür kullanılırken, burada Scarabeus tarzında da mühürler bulunmaktaydı ( Hiksoslar nedeniyle). Scarabeuslar Anadolu’ya kadar gelmiştir.

Sümer’de mühür sözcüğünün karşılığı “KISIB” tır. Bu sözcüğün başında daima bir determinatif bulunur (NA4 . KISIB). Mezopotamya’da yaygın olarak mühür yapımında taşın kullanıldığı bu determinatiften anlaşılır. Fakat son 10 – 15 yıldaki çalışmalardan mühürlerin pişmiş toprak ve metalden de yapıldığını göstermekte. Fakat yazılı belgelerde taş olarak karşımıza çıkmaktadır. KISIB sözcüğü çoğu Sami yazışmalarında da aynı şekilde kullanılmaktadır. Ancak Akadlar mühür karşılınında bir başka sözcük olan “kunukku” yu da kullanıyorlar.

Mühürlerin nasıl taşındıkları konusunda en fazla bilgi Tevrat’tan alınıyor. Babil, Mısır ve Hititlilerin mühürleri taşıma bilgileri açıkça vurgulanmış. Babil ve Mısırlılar bileklerinde, Hititliler ise boyunlarında taşıdığı Tevrat’ta yazılıdır. Bu doğrudan doğruya mühürlerin şekliyle de anlaşılabilir. Hititlilerin mühürleri düğme biçimindedir. Bunun bilekte taşınması zor olduğu için uzun bir ip ile boyunda taşımışlardır.

Mühürlerin baştan beri kullanıldığı alanlardan biride kapı kanatlarıdır. Kapı kasası bağlanıp arasına çalı topağı konması ve üzerine de mühür bastırılmasıyla emniyet sağlanmış olmaktaydı. Bunun dışında kapların içine bir şey konup, bir yere gönderilmesinde kabın üstü bir bez veya deriyle kapatılıp, iple bağlanıyor. İpin çözülüp içinden malzemenin alınmaması için üste çamur yapıştırıp, çamurun üzerine de mühür basılıyor. Daha sonraki dönemlerde kullanılan bir başka yol ise derinir üstüne pişmiş toprak kapak yapılıyor ve üstüne alçı sıvanıyor bunu takiben mühür bu alçının üzerine basılıyordu.

Mühürlerin asıl kullanıldığı yerler birtakım sözleşme ve anlaşmalardır ( imza yerine) kil tabletler üzerine mühür baskı örnekleri mevcuttur. Örnek verecek olursak Kadeş Antlaşmasında gümüşten tablet üzerinde Hitit Kralı ve isminin mühür baskılarının olduğu yazılı belgelerde geçer.

Bir başka kullanımı da kilden yapılmış kap – kacak üzerinde basılmasıdır. Bunun bir atölyenin imzası gibi bir şey olduğu düşünülmektedir. Veya bir konağın ya da sarayın kendi malı olduğunu göstermesi açısından malzeme üzerine mühür’ün basıldığı düşünülmektedir.

 
Toplam blog
: 39
: 1198
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Ankara Üniversitesi DTCF'de Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilimdalını okudum. Uzun yılla..