Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '10

 
Kategori
Yurtiçi Tatil
 

Eski Zamanın Evleri

Eski Zamanın Evleri
 

Masal evler


Bu eski zamanın köyüne üçüncü gelişim. Tabii ki ilk keşif en önemlisiydi, bir şubat ayı gezisi.. Diğer iki gelişim ile kıyaslandığında da en büyüleyici olan bu kış gezisiydi.

Safranbolu' dan söz ediyorum, eski zamanın masal evlerinden.Soğuk ama çook soğuk bir şubat günü ilk kez keşfe çıktım Safranbolu' yu. Eşimin işi dolayısıyla gelmiştik, o çalışırken ben kendimi tarihi Safranbolu'ya attım ve kendimi eski zamanın içinde buldum. Kimsecikler yoktu etrafta, evler, eski çarşılar hem eski hem öyle bozulmamıştı ki gerçeklik duygumu yitirdim, en tepesiden, daracık sokaklardan geçe geç, bir film dekorunun içindeymişim gibi yol aldım merkeze doğru. Lokumcular, safrancılar, Safranbolu bezinden giysiler, incik boncuklar satan dükkanlar açık olmasa şimdi bir Osmanlı beyefendisi dönüverecek köşeden diye düşünüyordum. Sakin sakin dolaşarak girip çıkmadık yer bırakmadığım için bu ilk sefer diğerlerinden daha güzeldi.

Safranbolu iki üç günlük geziler için çok ideal olduğundan, 23 Nisan, 19 mayıs tatil turları ve haftasonu turları/gezileriniz için iyi bir seçenek. Zaten iyi bir seçenek olduğu için de çok ama çok kalabalık. Ben tadını böyle çıkaramam diyenlerdenseniz, sezon dışı zamanları tercih etmenizi öneririm.

Bu bölgeyi bu kadar özel yapan tabii ki birebir korunmuş evleri. Dış görünüşleri kadar iç mimarisinden de etkileniyor insan. En güzel Safranbolu evi örneği için ' Kaymakam'ın Evi' ni ziyaret etmelisiniz, sanırım müze kart geçiyor. Her oda yerleştirilen heykeller sayesinde ziyaretçilere tanıtılmış.

Evleri tanıdıktan sonra kendinizi daracık sokaklara dizi dizilmiş dükkanlara bırakın. Birden etrafınızı içi çeşit çeşit lokumlarla dolu tepsiler sararsa şaşırmayın. Hangi birini deneyeceğimizi şaşırmış deneyince de hepsini almak istemiştik, favorimiz çifte kavrulmuş ve safranlı lokumlar.

Gümüşçüler, el yapımı objeler ve bezden giysiler aksesuarlarla dolu bir sürü mağaza, mutlaka kendinize veya sevdiklerinize hadiye etmek için bir şeyler bulursunuz.

Şehre adını veren safran bin derde deva bir bitki ve içinde safran olan çok çeşitli ürünler dolu etrafta.

Gelelim, yeme içme ve konaklama meselelerine.. turlara geldiyseniz böyle dertleriniz olma ztabi ama bence bu gezi bizat kendiniz organize edin, tadı daha iyi çıkacaktır.

Konaklama açısından biz her gelişimizde yeni Safranbolu' nun merkezinde bulunan Zalifre Otel'i tercih ettik. http://www.zalifreotel.com/ Safranbolu konakları gibi düzenlenmiş olan otel, temiz, çalışanları güzleryüzlü.

Eşimin kaldığında beğendiği, tavsiye edebileceğim diğer otel de Park Otel, merkezin birazcık dışında ama çok sevimli.

http://www.parkhotel.com.tr/ Her ikisi de fiyatları açısından özellikle sezonda çok çok ucuz sayılmaz; ama fiyatları hiç dert etmiyorsanız asıl kalacağınız yerler asıl Safranbolu' daki konaklar olmalı, Cinci Han Konakları başta olmak üzere. Ben şahsen kalmadığım için özel bir fikir veremeyeceğim.

Asıl Safranbolu'da restaurant açısından sıkıntı çekmezsiniz, ama , mesela Kadıoğlu Konak Restaurant'ta, kuyu kebabı ve iç pilav yemeden, bükme pide, saç kavurmanın tadına bakmadan ayrılmayın Safranbolu' dan.

Yedik içtik, gezdik gördük, bir dinlenip öyle ayrılalım Safranbolu' dan dedik. O zaman doğru Boncuk Kahve' ye! Tarihi Arasta' da 1661 yılında yapılmış bir yerde hizmet veren Boncuk Cafe, çok keyifli ve sıcak bir mekan. İstediğiniz gibi tıngır mıngır sohbet edin, yemek yeyin ve çayı kahve için, sahipleri ve çalışanlar kendi evlerine misafirmişsiniz gibi ağırlıyorlar. Her yer, servisler, dekor estetik ve özenle dolu. Dün akşam saat on bire kadar oradaydık, küçükcük yer bir sürü insanla doluydu ve beş ihtiyar delikanlının saz, kemençe, tanbur çalarak verdiği türkü ziyafetini dinledik, göbek atanlar, hüzünlenenler, kahve falları.. ( Zaten mutlaka Türk kahvesi için, pişman olmazsınız.)

Gezini sonlandırırken Bulak Mağarası' na da uğrayın, sarkıtlar dikitler altı kilometre uzunlukta üç katlı mağarada ilginç görüntüler oluşturmuş; ama sadece 400 metresi ziyarete açık.

Gittim, gördüm, sevdim. Umarım siz de gezer ve seversiniz!
 
Toplam blog
: 26
: 593
Kayıt tarihi
: 12.08.10
 
 

Dünyada en çok sevgilimi, kardeşimi, kitapları, filmleri ve gezmeyi severim... Hiç birine henüz d..