Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '15

 
Kategori
Siyaset
 

Eskiden gülmek için çizgifilm seyrederdim. Artık Davutoğlu'nu izliyorum!

Eskiden gülmek için çizgifilm seyrederdim. Artık Davutoğlu'nu izliyorum!
 

Gülmek dünyanın en güzel davranışı... Marifet yerli yerinde gülmekte...


Çocukken, gülmek için çizgifilm seyrederdim. Artık Davutoğlu'nu izliyorum. Zira kendisi pek bir komik... Üstelik, yaptıkları hayal ürünü değil, gerçek...

Bugüne kadar hiçbir çizgifilm, " komşularla sıfır sorun " politikası kadar gülünç duruma düşürmemiştir kendini.

Cumhuriyet tarihinin en ağır yolsuzlukları ardından başbakan olan kişi, "yolsuzluklarla nasıl mücadele edilemez" oyununu oynamakta...

Siyasi anlayışını tamamen dinsel ögelere dayayan Davutoğlu; Diyarbakır'dan inançsızlar ordusu PYD-PKK ikilisine kucak dolusu sevgilerini yolladı!

Başbakan, konuşurken, playback yapar gibi... O dudaklarını oynatırken, Beştepe'den gerçek patronun haykırışları yükseliyor semaya... Ve Ahmet beyden başka herkes farkında ki, bu ülkede siyasi otorite başka birinin ellerinde...

Ülkenin iki numarası, ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin, durmadan gülüyor; vatandaşın gülmeyi unuttuğunun farkında bile değil...

Parmak sallaya sallaya, eskiden sadece düşman bellediği ülkeleri tehdit ederdi; şimdi o tehditleri, önüne gelene sıralamaya başladı; salvolarının kimseleri titretmediğinden habersiz...

Gerçek mesleği eğitimcilik olan kişi, bir üniversite hocası, bilimselliğin teorik yönünden dahi nasipsiz hale geliyor giderek... Dışişleri bakanıyken yalandan ve atmasyondan özenle uzak duruyodu. Ama popülist politikanın cazibesine kapılıp, her gün ufak ufak palavralar sallamaya başladı. Örneğin, 28 Şubatçıların bayrağımızdan hilali atmaya kalkıştığını söylediği örnekte olduğu gibi...

Hem, " Yalnızca beni muhattap alın " diyor, hem bu isteğini yerine getirenlerle muhattap olmuyor.

Rüşvete, hırsızlığa, yolsuzluğa, hemşeri ve akraba kayırmacılığına şiddetle karşı çıkıyor. Ama kamuoyunun önüne çıkıp, malum bakanlarla ilgili tek bir olumsuz cümle kuramıyor. Bu nasıl bir dürüstlük anlayışıysa artık... Kayırmacılığa karşı olan başbakan, vicdanlara su serperek siyasi etiğe uygun biçimde söz konusu milletvekilerini istifaya davet etme cesaretini bile gösteremiyor.

Güneydoğu yüzünden ülkem gırtlak gırtlağa gelmek üzereyken; o selamlaşma kampanyaları başlatmakta...

Beştepe'yle, İstanbul Belediyesi'nin sarayı uğruna milyarlarca liralık kaynak çarçur edilirken; plaket alışverişini yasaklıyor, kamu personelinin çayına tek şeker atmasıyla oyalanıyor, ülkesi düşünce özgürlüğünden hızla uzaklaşırken, Paris'te önüne geleni itekleyerek, en öne geçmeye takıyor kafayı...

Ve gelin de gülmeyin böyle bir başbakana... Gelin de çizgifilmlerle kıyaslamayın siyaset adına yaptıklarını... Siz isterseniz, her şeye rağmen, ciddiye alın olanları... Ne de olsa o, bu ülkenin başbakanı... Ama bana karışmayın lütfen. Çünkü ben, bir türlü ciddiye alamıyorum kendisini... Tıpkı çocukluğumun çizgifilmleri gibi...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..