Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '07

 
Kategori
Anılar
 

Eskidendi, şakacı insanlar, annem,yine annem, hep annem...

Eskidendi, şakacı insanlar, annem,yine annem, hep annem...
 

Zorunlu bir ayrılıktan sonra, annem uzun yıllardır görmediği ağabeylerini ziyaret etmek için, beni de yanına aldı ve Adana'ya , dayımlara gittik. Ben o zamanlar 7-8 yaşlarımdaydım.Yaşamakta olduğumuz küçük köyden sonra Adana benim için çok büyük, çok ışıklı, çok cıvıltılı bir yerdi. Akşamları yazlık sinemalar dolup taşıyordu. Adana'da neredeyse her mahallede bir yazlık sinema vardı, o zamanlar.
Çekirdek yiyenlerle, gazoz içenlerle doluydu çaybahçelerini, semaver getirttirip çay içenler de vardı. Sıcak ve nemli havadan kurtulup biraz olsun nefes alabilmek için açıkhavaya koşan insanlar, ancak uykuları gelince evlerine gidiyorlardı.
Benim Adana'da yaşayan iki dayım vardı, ikisinin de bahçeli evleri vardı, birisinin evinin damından yan taraftaki yazlık sinema izlenebilirdi. Hem serin serin oturur, karpuz kavun, çekirdek yer hem film izlerdik. Bizim köyde elektrik olmadığı için buzdolabı da yoktu doğal olarak. Ben buzdolabından çıkmış buzlarla hazırlanan buzlu suyu, dünyanın en güzel içeceği olarak görüp, içi buzlu su dolu sürahiyi her gittiğim yere götürür sürekli içerdim. Film izlerken de en büyük eğlencem buzlu su içmekti, ara sıra annemden gizli ağzıma gelen buzları çerez gibi kıtır kıtır çiğnemekten de büyük zevk alırdım.

Film bittikten sonra, biz uyuklamaya başladığımızda annem ve dayımlar eski günleri konuşurlardı.
Dayımın balık tutmak için okuldan kaçtığını, dedemin bunu öğrenip çok kızdığını, dayımın dayak yerim korkusuyla eve gelmediğini, bu kez herkesin onu merak edip, ellerinde sopalarla ağlaya ağlaya bizim oralarda her bahçede bulunan su kuyularını bile aradıklarını, annemin "ağa", "ağa" diye ağlayarak dayımı arayanlara katıldığını hep bu sohbetler sırasında öğrendim.
Bu konuları konuşurken uzak bir akrabamızın da Adana'da komiser olduğunu öğrendi annem. Bunun üzerinebenim muzip annemin önerisiyle, bir plan kuruldu bir senaryo hazırlandı.
Ertesi gün diğer dayımlara gittik hep birlikte, o dayımların evinin bahçesi yaseminle çevriliydi, başka bir tek çiçek yoktu, her yan yaseminlerle kuşatılmıştı. Kapıdan girince bayıltıcı yasemin kokusu sizi sarar sarmalardı, sıcakta.
Dayımın büyük oğlu, annem yengemler, biz çocuklar hep birlikte komiser olan, annemlerin uzun yıllardır görmedikleri uzak akrabayı ziyarete gittik. Komiser yakın zamanda bir tek dayımın oğlunu görmüş ve tanıyordu.Biz çocukların hazırlanmış olan oyundan, senaryodan haberimiz yoktu, sadece dayımın büyük oğlu biliyordu bu oyunu.
Karakol'un kapısına gelince annem ve yengemler, dayımın oğlunu iteleye kakalaya, bağıra çağıra, yaka paça karakola sokmaya çalışıyorlardı, bizler şaşırmış, ne yapacağımızı bilemez bir halde onları takip ediyorduk.
Karakolun içi bir anda ana-baba gününe dönmüştü, polisler ne var ne oluyor gibisinden hemen koşup geldiler, alışkın bir şekilde dayımın oğlunu sağlamca tuttlar, belli ki bir "vukuat" vardı.Annemler öyle çok yaygara kopardılar ki, sonrdan anladığım kadarıyla komiserin odasında çıkması için yapmışlardı bunu.
Onca tantanayı duyan komiser odasından çıktı, suçlu konumundaki dayımın oğlunu görünce afalladı, annemlere yöneldi, onlar hep bir ağızdan, "bu adam bize sarkıntılık etti komiser bey, şikayetçiyiz", "böylelerini içeri atmak lazım, bunun anası bacısı yok mu acaba?", gibi öfkeli sözlerle komiseri şaşkına çevirdiler.Komiser bir dayımın oğluna bir annemlere bakıyor, olaya hiç bir anlam veremiyordu.
Komiserin şaşkınlığını görmek bizimkilere yetmişti, bastılar kahkahayı.Komiser yavaş yavaş ilk şaşkınlığını üstünden atıp, bizimkileri tanıyıp, oyuna geldiğini anlayınca kahkalara katıldı.Bizi odasına alıp çay ikram etti, hasret giderdiler.
Eskidendi, insanlar "karizma", "karizmayı çizdirmeme", "hava atma", derdinde değilken, sadece ve sadece azla mutlu olmayı, şakalarla, oyunlarla yaşamlarını keyifle hale getirmeyi "marifet" sayarken, doğal, gerçek insan gibi yaşarken ...Eskidendi, çoook eskiden..

 
Toplam blog
: 98
: 742
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

Okuyan, gözlemleyen, yorumlayan, öğrenmeye ve öğrendiklerini uygulamaya çalışan; doğayı, insanları, ..