Eskilikten, yenilikten...

Sayın Ahmet Necdet Sezer.

Harabeye dönmüş bir Cumhurbaşkanlığı köşkü bıraktığınız için yüreğimdeki müstesna yerinizin biraz sarsıldığını belirterek mektubuma başlıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Siz bir hukukçu olarak Cumhuriyetin değerlerini sonuna kadar savundunuz.Kabul. Ancak sakıncalı bulduğunuz atamalar ve kararnameler artık tıkır, tıkır İsviçre saati gibi işliyor.

Bakmayın muhalefet liderlerinin halefinize noter filan benzetmesine. İnanın kamuoyuna yansıtıldığına göre harabe bir köşkte, Ankara ayazında başka ne yapılabilir ki eskilikten!.

Sayın Sezer,

Türk ulusunun güvenini sevgisini kazandığınızı, halka tepeden bakmadığınızı biliyorum. Nacizhane bu sevgi besleyen yurttaşlardan biri de benim. Ama size olan hayranlığım yüreğimdeki yeriniz sarsılsa bile (!) (Mektubuma başlarken belirttim, "Harabeye dönmüş ...") giderek yükselen bir ivme kazanıyor, yenilikten.

Keşke.

Milyonlarca YTL tasarruf yapacağınıza (Biliyorum, TSK, Cumhurbaşkanlığı bütçesi yapılan tasarruflarla fazla verdi) , milleti düşüneceğinize; Sizden sonra yerinize gelecek olanı biraz düşünseydiniz. Bazı aklı karışıklar(benim gibi) ahlakınızı ve birikiminizi keşke ülke yönetimine taşıyabilseydik , yabancıya, sıcak paraya el açar durumda olmazdık diyorlar, yenilikten.

Telefonların bile görüşme yapılırken kesildiği eskilikten, köşkte nasıl hiçbir olumsuzluk medyaya yansımadan yıllarca görev yaptınız şaşırıyorum.Üstelik düğün yapıp elektrik pasını cebinizden verdiniz.Sevildiniz, yenilikten.

Tasarruf yaptınız, yenilikten

Milletin “tüyü bitmemiş yetiminin” hakkını savundunuz.

Yerinize gelecek olanı hiç mi düşünmediniz., Tanrı aşkına.

Düşünüyorum, ben biraz senaryo yazarımda. Mesela ; Allah korusun Cumhurbaşkanı Bush ile görüşürken en kritik zamanda hatlar gidiyor eskilikten.

Olacak şey mi!

Yani yaptığınız hiç yakışmadı Cumhurbaşkanım.

Ya duvarlar yıkılırsa eskilikten.

Ya merdivenler çökerse eşli bir kabul sırasında eskilikten.

Tövbe, tövbe!

Taş düşerse eskilikten!

Tavan çökerse eskilikten.

Sayın Ahmet Necdet Sezer.

Cumhurbaşkanım.

Tasarrufa ne gerek vardı.

Nasılsa bu millet.

Velinimet, velinimet eskilikten, yenilikten!