Eskişehir - Kathmandu (16) Yeni Delhi

Tren ile başkent Yeni Delhi ye yaklaşırken uzun süre şehrin bitmek bilmeyen varoşlarından geçtik. Manzara gerçekten iç karartıcıydı. Tek göz olduğu besbelli evlerin önünde yarı çıplak insanlar. Kimi yemek pişiriyor, kimi tütün içip etrafı seyrediyor, kimi de tren yolu kenarına oturmuş , öyle ağaç kenarına filan saklanmak yok , aleni bir şekilde tuvalet ihtiyacını gideriyor.

Delhi deki büyük tren istasyonuna vardığımızda zar zor çıkışı bulduk. İstasyona yakın olan Pahar Ganj denilen bölgede kalacağımız için kapıda bekleyen taksici, rikşacı, otel ayakçısı kalabalığının bağırış çağırışları arasından bir yarma hareketiyle sıyrıldık. Ta Pakistan da tanıştığımız bir turistin önerdiği otele yerleştik. Bu bölgede konaklama fiyatları 5 ile 10 dolar arasında değişiyor. Pahar Ganj bizdeki Sultanahmet benzeri (tabii fiziksel koşullardan bahsetmiyorum! ) sırt çantalı turistlerin takıldığı bir bölge.

Aslında şehrin resmi adı Yeni Delhi olarak geçse de Yeni ve Eski olarak iki kısmı var. Eski Delhi dünyanın en eski şehirlerinden biri. Yenisi ise sömürge dönemine İngilizler tarafından inşa edilmiş. Pahar Ganj Eski Delhi içine yer alıyor. Tamamen daracık, düzensiz, kargacık burgacık sokaklardan oluşan bu sıkışık alan yüzünden insan ve taşıt trafiğinin korkunç olduğu bir bölge. Binalar çok eski ve bakımsız. Hani biz biryerde acayip düzensiz bir trafik ve gürültülü bir kalabalık görünce ‘Hindistan gibi ' deriz ya… Az diyormuşuz !

Bir kere Hindistan da gerçekten hiçbir trafik kuralı işlemiyor.Tüm düzen kornası daha yüksek sesli ve yoldan çekilmeyecek kadar cesur olanın üstünlüğü üzerine. Caddelerde kaldırımdan değil yolun istediği yerinde yürüyen insanlardan başka bisikletler, rikşalar, moto-rikşalar , motosikletler, otomobiller, seyyar satıcılar ve tabi canı istediği yerde oturan inekler var. En kısa korna çalış süresi beş saniye. Hatta bazı sürücüler sanırım elini hiç kornadan çekmiyor.

Pahar Ganj daki dar sokaklarda bu kaos çok daha fazla hissediliyor çünkü bütün bu patırtının üzerine turistlere hediyelik eşya satmaya çalışan seyyar satıcıları, kolunuzdan çekiştiren dükkan sahiplerini , ‘haşhaş var, ot var’ diye etrafınızda sırnaşıp duran uyuşturucu satıcılarını ekleyince iyice bunaltıcı oluyor. Bu ortamda insanın yorulması başına ağrılar girmesi çok normal.

Biraz sakinleşmek , kafa dinlemek için ünlü BAHAİ Tapınağı çok ideal bir yer. Burası Yeni Delhi tarafında çok büyük bir park içinde kutsal lotus çiçeğinden ilham alınarak yapılmış, devasa bir 20. yüzyıl eseri. Bahailik 1863 te kurulmuş dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde inananı olan bir din. Dünya vatandaşlığı idealine sahip bir inanç olup dünyada 5 milyon üzerinde mensubu varmış. Biraz inceleyince oldukça mantıklı yanları olduğunu gördüm.. İnsanların eşitliği ve dünya barışının sağlanması gibi hedefleri var. Bir dini inanıştan öte felsefi bir akım gibi. İran lı bir soylu olan Bahanullah(1817-1892) tarafından kurulmuş. İran daki baskı yüzünden ülkesinden kaçıp hayatının 40 yılını Osmanlı İmparatorluğunda geçirmiş. Bağdat ta insanlık tarihinde bütün önceki dinlerin gelmesini vaad ettiği "dünyanın bir vatan gibi olacağı, insanların artık savaş yapmayı öğrenmeyecekleri" Mehdi çağının gelmiş olduğunu ilan ederek Bahai Dini'nin yeni prensiplerini açıklamış.

Bahilik öğretileri şöyle:

Tüm dinlerin temeli birdir (şimdilik son din İslam ya da Bahailik değildir, gelecekte de dinler gelecektir). İnsanlık alemi birdir . Din bilim ve akıl ile uyum içinde olmalıdır Irksal, dinsel, etnik taassuplar terk edilmelidir. Kadın ve erkek eşittir .Genel barış için çalışılmalıdır Eğitim zorunludur ve evrensel eğitim hedeflenmelidir .Serbest düşünce ile gerçek araştırılmalıdır Aşırı zenginlik ve yoksulluk kaldırılmalıdır .

Tapınak her dinden insana açık ve isteyen herkes ibadetini, meditasyonunu yapabiliyor.İçeride fotoğraf çekmek, ses çıkarmak kesinlikle yasak. Bu yüzden küçük çocukların içeri girmesine izin vermiyorlar. Bu konularda sürekli uyarılarda bulunan gönüllü görevliler var. Bu görevlilerin önemli bir kısmının yöresel kıyafet giymiş batlılardan olması dikkatimi çekti. Mekanın huzuru, o dinginlik , geniş alan, yeşil büyük park Hindistan ın yorgunluğunu aldı.

Konakladığımız bölgeye oldukça uzak olan bu tapınağa gidip gelirken Yeni Delhi nin modern semtlerinden geçtik. Gayet geniş bulvarları, modern iş merkezleri, lüks konutları ile herhangi bir batı şehri gibi. Hindistan da 100 milyon insan Avrupa standartlarının üzerinde yaşıyor. Evleri özel silahlı korumalarla , yüksek duvarlarla çevrelenmiş. Bu rakam tüm Türkiye nüfusundan fazla !

Ama çelişkili olan şey insanlar nasıl bir evde yaşarsa yaşasın , ne kadar lüks bir plazada çalışırsa çalışsın sokağa adım attığı anda sefaletle yüzyüze gelmekten kurtulamıyorlar. Çünkü yaklaşık 1.5 milyar nüfusu olan bir ülkede % 8 lik mutlu azınlıklar..