Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '08

 
Kategori
Yolculuk
 

Eskişehir - Kathmandu (6) Taftan çölü

Eskişehir - Kathmandu (6) Taftan çölü
 

militan


İran da geçen şaşırtıcı fakat keyifli günlerden sonra artık biraz daha doğuya yaklaşıp Pakistan sınırına vardık. Zahedan otogarından Mirjave sınır kapısına geldiğimizde araba bizi kulübeden hallice olan gümrük binasına 1 km. uzakta bıraktı. Aradaki yolu yürüyerek geçip sıfır noktasına ulaştık. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen giderek artan hava sıcaklığına, uykusuzluk, açlık(erkenden gümrüğe gelebilmek için tüm gece uykusuz geçen yolculuktan sonra kahvaltı bile yapmamıştık) ve gümrük memurlarının bizi anlamsız yere bekletmesi eklenince gerginliğim iyice arttı.

Bu bölge hakkında tüm yol boyunca tanıştığımız birçok kişiden çeşitli efsaneler dinlemiştik.rotamızı planlarken okuduğumuz kitaplara, yaptığımız araştırmalara göre Taftan çölü cehennemin dibindeki yerler arasında ilk 10 da yer alıyordu!

İnsan , uyuşturucu ve silah kaçakçılığının merkezi olan bölge hem İran , hem Afganistan hem de Pakistan da özerk bölgesi olan Beluci’ lere ait. Buralarda ne İran’ın resmi dili olan Farsça ne de Pakistan ın dili Urduca geçerli.Beluci dili ve Afganistan da konuşulan Paştu dili geçerli. Beluciler tarih boyunca hep ‘dağlarda yaşayan barbarlar’ ve ‘işi gücü savaşmak ve kan dökmek olan insanlar’ olarak varolmuşlar.Belki biraz da bölgenin coğrafi yapısı nedeniyle sert karakteri olan bu ırk –yazın 40 derece olan sıcaklık , kışın -30 dereceye kadar düşermiş- bazı iddialara göre İsrail in On Kayıp Kabilesinden biriymiş.. kara kaşlı, kara bakışlı bu insanlar şu anda El-Kaide’nin Usame Bin Laden in en büyük destekçilerinden. Çölün hemen kuzeyi Afganistan. Buradan sızan militanlar zaten bölgeye tam hakim olamayan Pakistan ordusuyla sürekli çatışıyor.

Burada soyulan ve kaçırılan insan sayısı çok fazla. Daha birkaç yıl önce üç Türk yolcunun burada çölü geçerken kaçırılıp aylarca rehin tutulduktan sonra diplomatik çabalarla kurtarıldığını biliyorum. Hedefi Türkiye den Avusturalya’ ya kadar otostopla gitmek olan bir maceraperestin bu çölde iç çamaşırlarına kadar soyulduğunu ve çorabına sakladığı 100 dolar sayesinde çölde ölmekten kurtulduğu da anlatılan efsaneler arasında.

İranlı gümrük memuru sonunda pasaportumu uzatırken sayfalardan birinde gördüğü ABD vizesini işaret edip ‘bu ne arıyor burada’ gibilerinden kafasını salladı. Sonra işaret parmağını boydan boya gırtlağına sürterek ‘sen boğazı kesilecek adamsın’ hareketi yapıp pis pis sırıttı.!

Yürüyerek sınırı geçip Pakistan tarafına girince ilk pasaport işlemlerinden sonra ikinci bir kulübeye geçtik .Burada canayakın bir subay bizle sohbet ede ede bazı kağıtlar, defterler doldurdu.İlk defa bir Türk ile karşılaştığını ve Pakistanlıların Türkleri ne kadar sevdiğini anlattı. Türk ve Pakistanlı iki insani dost ve kardeş saydıklarını belirtti.Dost kelimesi Urduca da aynen var, kardeş ise Afganistan dan gelen Özbek Türklerinden biliniyormuş. Subayın anlattığı şeylerin doğruluğunu önümüzdeki günlerde sık sık görecektik.

Gümrüklü bölgeden çıkar çıkmaz ‘change money’ nidalarıyla önce döviz bozucular , sonra otobüslere yolcu toplamaya çalışan muavinler ve su , yiyecek satan seyyar satıcıların hücumuna uğradık.

Bu noktadan sonra efsanevi Taftan çölü başlıyor. Çöl ile ismi aynı olan Taftan köyündegörünüm şöyleydi. Uçsuz bucaksız çöl fonunda yuvarlak bir meydan , etrafında çöl ile aynı renkte yamuk yumuk, kerpiç mi çamur mu anlayamadığım evler. Sıcaktan en yakındaki bile buharlaşıyormuş gibi görünüyordu. Starwars filmindeki çöl sahnelerini andıran bir mekan…

Bölgede sadece üç tane betonarme bina varmış onlar da devlet dairesiymiş.

Yola çıkmadan önce bir şeyler yemek istedik. Tek bulabildiğimiz lokantada zaten seçim şansımız yoktu. Menü deki tek yemek ; bir tabakta tepeleme dolu pilav içinde kuşüzümü , sebze ve kavrulmuş et parçaları , diğer tabakta haşlanmış kırmızı acı bir sos eklenmiş tavuk eti. Yanında ekmek yerine kullandıkları ‘çapati’. (dışbükey bir tavada pişirilmiş , gözlemeye benzer ince hamur) O çamurdan evlerden oluşan köyde , karasineklerin cirit attığı o salaş ve pis lokantada o kadar lezzetli bir yemek yediğime hala şaşırıyorum.Yanında içtiğim Zemzem kola ile beraber hesap da sadece1.5 dolar geldi !

Çölü geçmek için üç seçeneğimiz var ; otobüs, Toyota pikap ve tren.

Otobüs 650 km lik bu yolu 15-20 saate alırken, dolmuş usulü çalışan çift kabinli Toyota pikaplar 12-15 saatte , tren ise en az 24 saatte alıyor. Aslında gerçek bir macera yaşamak için tren yolculuğu birebir. Ama tren tarifesinin saatleri bize uymuyor. Çünkü tren ayda iki kere sadece ! Her ayın 15. ve 30. günlerinde akşamüstü 16.00 da…Oldukça yoğun bir program !

Sınırda sohbet ettiğimiz subayın da önerdiği şekilde çölü otobüs ile geçmeye karar verip biletimizi aldık. Biletimizi aldık dediysem , adamın tekine parayı verdik işte. otobüse merdiven dayayan iki adam çantaları yığdıktan sonra üzerini bir örtüyle kapattı.

Otobüs yarım saat kadar sonra hareket saatinin geldiğini belirtmek için , önümüzdeki saatlerde sık sık duyacağımız havalı kornasını öttürdü.

 
Toplam blog
: 18
: 1135
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

Diş Hekimiyim. Sebebini bilmiyorum; küçük bir çocukken motosiklet kullanmak, dünyayı gezmek bir d..