Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '07

 
Kategori
Kent Tarihi
 

Eskişehir, Sivrihisar, Şarap ve anılarda gezinti

Eskişehir, Sivrihisar, Şarap ve anılarda gezinti
 

6 Kasım 2002 gecesi Yahoo üzerinde kurduğum EvdeSarap adlı grubu, benim gibi evde amatörce şarap yapan 20-30 kişiyle haberleşiriz diye kurduğumu düşünüyordum.
Bu grubun bu kadar ilgi uyandıracağını ve harika insanlarla üye sayısının 900'lere ulaşacağını asla hayal etmemiştim.
Bursada, İstanbulda, Ankarada düzenli toplantılarla toplanan, yılda bir kaç defa bağbozumu gezileri yapan inanılmaz hareketli bir grup olmamızın yanı sıra;grupta yapılan tartışmaların içeriği ülkemizde çok boş olan şarap ve şarap tarihi konusunu dolduruyor.
Şimdiden ev şarapçılarının yaptığı şarapların kalitesi, bir çok ticari şaraptan iyi noktaya gelmişken, aramızdan çıkan arkadaşlarımızda yavaş yavaş Türkiye şarapçılığının ihtiyacı olan Küçük Butik üreticilerini oluşturmaya başlıyor.
Grubumuzda sadece şarap değil, onun tarihini ve bağlı olarak yerel kültürleri de işliyoruz.
Bu çerçevede geçen günlerde, ben konuyu açtıktan sonra Eskişehir / Sivirhisar yeme içme tarihi ile ilgili çok güzel bilgiler aldık. Bu Blogda kalemi grup üyesi dostlarıma verip onların mesajlarından bazı alıntılarla sizi, Eskişehir ve
Sivrihisar yeme-içme tarihinde bir ufuk turu attıracağım...

1.Mesaj: Hakan Doğu
Eskişehir sahip oIduğu mikro kIimaIarIa bence Türkiyede şarap yapımında unutuImuş bir beIde.Madem Eskişehir tarihi iIe iIgiIisiniz eskiden orada ne kadar üretim oIduğunu bir araştırıp gruba yayınIayın derim.ÜreticiIer açısından da bu oIağanüstü mikrokIima keşfediImeyi bekIediğini hatırIatırım.Ama ben eskiden orada çok sayıda fabrika oIduğunu biIiyorum (bir tanesi meşhur AraI-şimdi de restaurant haIinde korumuşIar).
ÖzeIIikIe Sivrihisar tam bir şarap üretim merkeziymiş.
Bu yaz eski bir arkadaşımdan dinIediğim bağ bozumu şanIikIeri sırasında yapıIan üzümIü bir et yemeğini umarım bir gün yerim diıye hayaI etmekteyim (asInda bu yaz için söz aImıştım).
Ama grubumuzda buIunan SivrihisarIıIar (başta sayın ErtuğruI AIkan oImak üzere) beIki bize eski Sivrihisarı biraz anIatır.
Hadi EskişehirIiIer ...
SevgiIer
Hakan DOĞU

2.Mesaj: Şebnem Onataslan
Sivrihisar'în icine henüz gitmedim ancak orasi bir ovanin ortasinda, sivri tuhaf urkutucu tepelerin eteginde ve yaz kis kuru ayaz ve soguk olan bir yer. (Yuzuklerin efendisi orada cekilebilirmis :) ) Ayni zamanda tepesinde eskiden kesislerin yasadigi manastir katedrali gibi bir yer var sanirim bizanstan kalma. (Sivrihisar kesisler diyariymis, hatta buranin bir tekfura ait oldugu da soyleniyor. ) Bunu da aydinlatabilirlerse sevinirim. Burasi frig vadisi diye gecer, pamukkaleden baslar, afyon kutahya vs. Frigler makedon kokenli bir halk. Burada ailemin de mensup oldugu yerlilere manav derler aslinda sanirim cok eskiden suregelen bu yerli halktan bahsediliyor. Birbirinin kopyasi belli prototipler var . Halkin bu tiplerden cogaldigini dusunuyorum. Tatarlar buranin gercek yerlisi degil ama buradaki nufus cok azaldigindan getirilip yerlestirilmis, ve su anda buraya sahip cikmis bir millet. Zeki ve aydin gorusludurler. Yemekleri, kulturleri, geleneksek kiyafetleri asil kulturu baskilamis ve kaybettirmeye yuz tutmus. Eskisehir deyince gunumuzde akla tatar geliyor.
Eskisehirde eskiden sarap fabrikalari olabilir ama muhtemelen onlar simdi sirkeci olmuslardir. (Kükre sirke , Kemal Kükrer gibi) cok sirkeci var burada.
Ben arastirmalarima devam ediyorum. Su ana kadar internetten herhangi bir bulguya rastlamadim. Arkeoloji ve antropoloji merakimdan ( antik çağ, roma yunan ) olan elimdeki kisitli kaynaklardan da yararlanmak pek mumkun degil. Belki kutuphaneden olabilir. Internet yine en iyisi. Ama buldugumda paylasacagim.
Toplumlar gelisir, medeniyet en ust seviyesine gelir ve sonra yokolur. Tarihte varolmus ve yokolmus toplumlarin da kaderi hep aynidir. Biz aslinda yasadigimiz cografyada keşfedileni yeniden keşfetmeye calisiyoruz. Yoksa yeni bir sey yaptigimiz yok. Vaktiyle kesfedilmis ancak kaybolmus olani yeniden cikarmaya calisiyoruz. Ancak akla soyle bir sey gelmesin
Burada mayis haziran aylarinda dolu yagar, dolu gibi olumsuz hava sartlari, zirai ilaclar ve hormonla uretim gibi faktorler sarap uretimine engel midir?
Halk su anda tarim uretiminde cok ilac kullaniyor , birazda hasere yuzunden sanirim. Bunun uzumlere olumsuz etkileri neler . Yani uretimin tamamen organik mi olmasi gerekiyor.
Bu sehrin tek kotu yani havanin cok ama cok soguk olmasi.
Neyse selamlar ,

Şebnem Onataslan

3.Mesaj: Ertuğrul Alkan
Sevgili Hakan Dogu'nun cagrisina duyarsız kalmak mümkün degil.Daha gecen hafta kızlarım , damatlarım ve torunlarımla özledigim ve aileye yeni katılanlara göstermek icin ziyaret ettigimiz Sivrihisar'dan bahsedeyim.
Ben aralık 1946 dogumluyum ve ortaokul bitene kadar Sivrihisar'da yasadım.Yıllardır nüfusu 7000 civarında gezen , cok eski tarihi olan bir kasabadır.Kayaların tepesinde genis bir alan ve bir kale duvarı kalıntısı vardır.Yanılmıyorsam 11 minare mevcuttur.Carsı icindeki Ulucami tamamen agac direkler üzerinde , Türkiye'deki en büyük 4 ncü camidir ve 1200 yıllarına tarihlenir. Agac sütunların bir kısmında altlık, bir kısmında üstlük olarak yakındaki persopolis ( Ballıhisar köyü) harabelerinden getirilen tas oyma baslıklar kullanılmıs.Ben cocukken catı üzerindeki bir metreye yakın toprak kaldırıldı ve yerine sanırım bakır kaplandı.
Kayaların dibinde Ermeniler'den kalma bir kilise mevcuttur.Son zamanlara kadar elektrik santralı olarak ( diesel generatorler) kullanılan bina bakımsızdır.Cocuklugumda mevcut 3 adet hamamdan Seyide Hamamı gene cok eski tarihlidir.Restore edilerek halen hizmet vermekte.Cocuklugumuzda gözüme kocaman gelen hamam gecen pazar icine girdigimde kücücük gözüktü.Cocuklugunuzda dolastıgınız sokaklara aradan zaman gecip döndügünüzde ne kadar dar , kucuk hissediyorsunuz.
Sivrihisar'ın ayrıca muhtesem bir mutfagı vardır.Annem 30 cesit sarma/ dolma yapardı.Kelem dolması (yuvarlak ceviz fındık arası büyüklükte sarılır), pırasa dolması , göce dolması (kurutulmus et ile beraber piser), arapası, kapama, zıralı köfte saymakla bitmez.Ablam Güzide Kaya'dan rica ettim.Şimdi tüm yemekleri yazılı hale getirdi ve kitap halinde cogaltmayı planlıyoruz.
Sivrihisar'a 10 km.uzaklıktaki Hortu köyünde dogan Nasreddin Hocamızı da unutmamak lazım.Sivrihisar'da Tatar yoktur.Ancak Kırım ve kafkaslardan göce zorlanmış ve yerleştirilmiş çerkes köyleri vardır.Benim baba tarafım Türkmen.Anne tarafım Sivrihisar'ın çoook yerlisi.Biraz karısık galiba.Yazıcıoglu sülalesi.Aileden hic hacca giden yok.Bu yüzden söylüyorum .Kaya tepesindeki kale kalıntısı da bunlara ait denir , beylerden biri Padisah tarafından öldürtülmüs.
Hasılı Sivrihisar güzel bir kasabadır.Ancak gene de zamanın padisahı, Sair Esref'i Sivrihisar'a kadı tayin etmis.O da gönlünden geceni bir dörtlükle padisaha sunmus ; Kulunuzu bir hisara tayin etmek mukadder ise , Efendim bası sivri olacagına ak olsun !
Sivrihisar'da cok Ermeni varmıs.1915 de harp nedeniyle gönderilmisler. Babaannem anlatırdı , giderken gayrimenkullerini satmıslar, eger dönersek geri alırız demisler.Cok iyi sanatkarlar varmıs.Onların cırakları günümüze kadar gelmislerdi.İncili küpe ( Ajda Pekkan meshur etmisti) ve Sivrihisar cebesi meshurdur.Bir de Rum doktordan bahsedilir.O da cok sevilen birisi imis ve Kurtulus savası sonrası Sivrihisar'dan ayrılmıs.
Kayaların arka tarafı tamamen "bag"dır.Dogu tarafına Agacarası , batı tarafındaki baglara da GavurKöyü denir.Bizim her iki tarafda da bagımız vardı.
Bagın bakımını Babannem ile evin büyük oglu Ben yapardık.(Cubuk toplamak , diplerini capalamak , bag bozumu üzüm toplamak ).Babam sepetli motosikleti ile sabah bizi bırakır aksam da alırdı.Bag bozumu zamanı sıralık üzümler Bekir Emmi'nin at arabası ile getirilirdi.Yemeklik sofralık üzümler ise ezilmesin diye iki sepete konur ve esege yüklenirdi ve esegi ben getirirdim (12-13 yas) .Cok zevkli ve onurlu bir is idi benim icin.Yemeklik üzüm olarak Siyah iri taneli , kütür kütür ARAP PARMAGI vardı ve pembe NARENCİYE hatırlıyorum.Eylül ayında bag bozumu ile birlikte Sivrihisar mis gibi pekmez kokardı.Bizim de evimizde bahcedeki ekmek pisirilen kapalı alanın bir kösesinde " Saraphane" miz vardı.Üzüm burada ayakla cignenirdi.Tabbi bu isi de ben yapardım.Benim bu anlattıgım dönemde sarap yapılmadı ama adı saraphane idi.Biz cogunu pekmez yapardık , bir iki büyük damacana da NARDEK yapılırdı.Kıs geceleri gece oturmasına gelen kıymetli misafire ikram edilirdi.Bu vesile ile biz cocuklar da bir bardak icme fırsatı bulurduk , cok nefis bir icecektir.Sanıyorum kil ile bir muamelesi var.Bilen varsa anlatırsa sevinirim.Bag bozum zamanı üretmeyi deneyebiliriz.
Babam gencliginde sarap yaparmıs.Bir cok ailede sarap üretilirmis.1930 -1940 lı yıllar olmalı.Damacananın icine hortum sarkıtıp hortumun diger ucunu suya soktugunu ve damacana agzını hamur ile kapattıgını anlatırdı yani basit bir hava kilidi.Sanıyorum Beyaz sarap üretiyordu.Cok methederdi.Daha sonra 2.dünya savasında askerlik yapmıs ve sarap yapım isi terkedilmis.Bütün bu bag olayı ve Babamın sarap anlatısı bendeki sarap yapma mayasını olusturuyormus.Sevgili Hakan Dogu 'nun yarattıgı ortam ve grup sayesinde simdi hem bir 3 dönüm bag olusturdum , hem de evde sarabımı yapıyorum.İlk yıl (2003)kac kez kendisini telefonla arayıp su nasıl olacak , simdi ne yapayım diye sormustum.
Bu yıl ki saraplarım harika dostlar.Ankara ve İstanbul'daki toplantılara bir uygun zamanda katılıp siz dostlarla özlem gidermek ve de saraplarımdan tatdırmak isterim.
Sevgiyle kalın

Ertugrul ALKAN

4.Mesaj: Haldun Seviçel
Benim annemin babası ve annem sivrihisar da bir konakda büyümüşler.Ben şarap yapmaya başlayınca hem dedem hem annem bir heyecanla bana sahibi oldukları bağları ve üzümleri nasıl işleyip pekmez ve şarap yaptıklarını anlatmışdı.Şimdi Hakan Bey den Sivrihisar'ı duyunca bende heyecanla size anlatmak istedim.
Eskiden at arabalarının üzerinde getirirlermiş üzümleri araba yokmuş.
Üzümün cinsi neydi dedim KARAGEVREK dedi.En makbülü oymuş. Şerbet gibi olurdu diyor.Gelen üzümleri konağın içinde 2 metre eninde 3 metre boyunda 1 metre yüksekliğinde bir havuz vardı orada ayaklarımızla ezerdik diyor.Kabuklarıyla bekletirmiydiniz diye sordum.Hayır dedi suyunu alırdık cam fıçılara ve toprak küplere koyardık dedi.Küplerdeki şarap daha iyi oluyormuş.Yaklaşık 1-1.5 ton şarap yaparlarmış bir sezonda.1 sefer aktarma yaparlarmış.
Nasıl bitirirdiniz bu kadar şarabı dedim.4-5 aile yaşardık konakda dedi.Şimdiki gibi herkese ayrı ev olmazdı dedi.Evlenen konağa gelirmiş.Birde şarap eskiden daha çok içilirdi dedi.Geri kalan üzümlerin çoğu pekmez olurmuş.Şimdilerde yok denecek kadar az bağ kalmış Sivrihisar'da Heralde bağcılık eskiden daha iyiymiş.
Herkese iyi tadımlar.

Haldun Sevinçel

5.Mesaj Şebnem Onataslan
Merhaba Haldun bey,
Az önce metnimi tamamlayip yollamistim ki, sizin mailinizi gordum ve heyecanlandim diyebilirim.
Bizim de köyümüz Saricakaya Mayislar koyu. Cocuklugumun bir kismi (5-13 yaş gibi) yaz tatilllerinde burada konakta gecti. Bugday hasadi ve bag bozumu yapilirdi. Gece sulamalari, ekin tarlalari vs. Yasadigim konakta bir suru esrarengiz yer vardi. Etkisinden uzun yillar kurtulamadim ve sanirim sonunda buraya yerlesmeme da o neden oldu diyorum.
Bu guzel sulak ve sicak koye artik tarim yapilacagina eskisehirliler villa gibi evler yapiyorlar. Bu canim topraklarda uretim yerine herkes ev yapip oturuyor sonra sikilinca satip baska yere gocuyor. Yazik degilmi, betonlasma basladi.
Bir kac on yil once bize ait olan konagin altinda ayakla uzum cigneme isleri yapiliyormus, burda da devasa toprak kupler var. Damacana varmiydi hatirlamiyorum. Ama sanki o toprak odalarda vardi. Cocukluğumda toprakli damacanalar vardi. Konagin altinda kesinlikle isik almayan 3 tane cok buyuk ve tavani yuksek karanlik oda vardi.
Burada canaktaki vadiye inerken dag küplü denilen bir de koy var. Dusunun koyun adi bile küplü! Siz de adini duymussunuzdur. Pazarlarda hep satarlar dag küplü dutu falan. İlk urunler hep bu vadiden cikar. Ve bizim koye nazaran daha serin olur. Bizim koyde dut, pamuk ve uzum cok olurdu. İpek bocekciligi eskiden cok yapilirdi. Neyse bu koyun yamaclarinda cook eski baglar vardi. Ama ufak asmalardi yani boyu 50 cm. bedenleri kalin Bonzai gibi mini asmalar diyelim. Simdi yerlerinden söküldügnü goruyorum, hani genc asmalar dikilse neyse. Yerinde ne yazikki yeller esiyor.

Sebnem Onataslan

6.Mesaj: Alp Özoral
Merhaba,
Sivrihisarın güzel resimlerini alttaki linkte bulabilirsiniz
http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=13322
ayrıca Eskişehirdeki konaklama imkanlarını www.otelcionline.com.tr
adresinden Otel Rehberi başlığı altında bulmanız mümkün,
Sevgiler

Alp Özoral


İşte bizim grubumuz böyle harika yazışmaların olduğu bir grup katılmak isterseniz, şarabı seviyorsanız, evde şarap yapmayı isterseniz, Yahoo da Gruplarda " Evdesarap" diye arayın, Türkiyenin her tarfından 900 harika insanla biz oradayız; bekleriz.

Hakan DOĞU

 
Toplam blog
: 16
: 5246
Kayıt tarihi
: 05.09.06
 
 

Uluslararası bir şirkette çalışıyor ve dünyayı geziyorum. Profesyonel iş alanım otomotiv imalat s..