Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '08

 
Kategori
Yolculuk
 

Eskişehir-Kathmandu(10) Tanrıların kurduğu kent

Eskişehir-Kathmandu(10) Tanrıların kurduğu kent
 


Lahore un kuruluşu çok eskilere dayanıyor. Efsaneye göre şehri Hindu tanrısı Rama nın oğlu kurmuş, kuzeyden geçen Ravi nehrinin ismi ise tanrıça Durga tarafından verilmiş tarih boyunca Hindu, Pers, Moğol, Sih ve İngiliz egemenliklerinden sonra bağımsızlığına kavuşmuş. Şehir 13. yy da Moğol istilası sırasında Cengiz Han ve sonrasında Timurlenk tarafından talan edilmiş. Yine Moğol hükümdarları olan Ekber ve Cihangir zamanında ise imparatorluğun başkenti olarak kullanılmış ve o dönemlerde yeniden imar edilmiş. İşte şehirde bugün görülmeye değer tarihi eserlerin çoğu da bu zamanlardan. 18. yy. daki Sih egemenliğinden sonra 1849-1947 arasında neredeyse yüzyıl süren, üzerinde güneş batmayan imparatorluğun hakimiyeti başlamış. İngilizler tüm dünyada olduğu gibi burayı da sömürmüşler ama bir yandan da mimari özellikleri günümüze kadar korunan binalar yapmışlar.

Lahore kalesi Moğollar zamanından kalmış ve Taç Mahal i yaptıran Şah Cihan zamanında genişletilmiş. Bugün müze olarak kullanılan kalede muazzam çini süslemeler göz kamaştırıcı.

Ana kapı önündeki meydanın karşısında Mescid-i Badshahi (padişah camisi) var. Kale girişi gibi kırmızı tonlarda bir yapı. Merdivenlerden tırmanıp devasa kapıdan geçince görmeyi beklediğim üstü kubbeli camiyi göremedim. Önüme üstü açık devasa bir avlu çıktı. Buradaki iklimsel koşullar yüzünden avluda namaz kılınıyormuş. Bu yüzden camilerin üstü açık. Bu camide aynı anda 100.000 kişinin namaz kılabildiği söyleniyor. Avlunun dört köşesinde kuleye benzer minareler var. Tam karşıda ise iç hacmi çok büyük olmayan üç kubbeli ana yapı. Bu kubbelerde müthiş bir akustik varmış. Bir köşeden yüzü duvara dönük kişinin fısıldaması kimse tarafından duyulmazken, tam çaprazdaki öbür duvarda dinleyen kişi tarafından duyulurmuş.

Burada halk bizim alıştığımız gibi camiye sadece ibadet için gelmiyor. Sanki insanlar için bir buluşma yeri, gölgelikte ailece oturup serinledikleri, yaşlıların oturup sohbet ettikleri yaşam alanı. Mihrabın bulunduğu ana yapıya girdiğimde bir karşıda adamın elini kafasının üstünde çevirerek , eğilip kalkarak, sağa sola sallanarak dans edermiş gibi hareketler yaptığını gördüm. Merak edip yaklaştığımda adamın elindeki uzun bir ipe bağlı süpürge benzeri bir aletle yerleri temizlemek için bu artistik hareketleri yaptığını anladım.

Caminin önündeki meydandan eski şehre kapı açılıyor.Eski Moğol kentini çevreleyen duvarlar 10m. yüksekliğinde tuğladan örülü.Tabii günümüzde bu duvarlar yer yer yıkılmış ve yollar açılmış. Kapıdan geçerek daracık ve karmakarışık, labirent gibi sokaklardan ibaret eski kenti dolaştık .


Artık Hindistan a geçme vakti geldi. Lahore a çok yakın olan Wagah sınır kapısı sadece gündüz açık. Her akşam gün batarken bir kapanış töreni yapılıyor. Sınır kapısının her iki tarafına basbayağı stadyum gibi tribünler kurulmuş. İki ülkenin de halkı her akşam bu tribünlere doluşup bu kapı kapama törenlerini izliyor.

Askerler en havalı kıyafetlerini giymiş en gösterişli silahlarını kuşanmış, sert hareketlerle , ayaklarını omuz hizasına kadar kaldırarak yürüyor ve karşılıklı gövde gösterisi yapıyorlar.

Sınır kapısına geldiklerinde birbirlerini ters ters süzerek bayraklarını indiriyor ve kapıyı birbirlerinin suratına çarparcasına kapatıp, kilitliyorlar. Bütün bunlar olurken tribündeki insanlar da milli maç izliyormuşcasına tezahurat yapıyor! Milli marşların okunmasıyla coşup ağlayanlar bile var.

Sınır geçişini, dünyanın başka hiçbir yerinde görülemeyecek bu askeri töreni izlemek için akşamüstüne denk getirdik. Yürüyerek sınırı geçtikten sonra Hindistan tarafına çıkar çıkmaz kalabalık bir satıcı güruhuyla karşılaştık.taksiciler , rikşacılar, bayrak satmaya çalışan çocuklar, ellerimizi çekiştiren dilenciler…En çok da içki satmaya çalışanlar! Pakistan İslam cumhuriyeti olduğu için içki ülkede yasak, daha doğrusu sadece yabancılara serbest . Aslında İran da olduğu gibi aşırı katı kurallar yok ama lüks restorantlarda ve beş yıldızlı oteller dışında bulmak kolay değil. Bu yüzden sınırda Hintliler, özleyenlere içki satmak amacıyla büfeler açmışlar.

Bulunduğumuz bölge Pencap eyaleti. Hindistan ve Pakistan ın ayrılması sırasında en çok zarar gören eyaletmiş. Bölünme döneminde milyonlarca Müslüman Pakistan tarafına, milyonlarca Hindu ve Sih ise Hindistan tarafına göç etmiş.Tabi yapılan savaşlar ve katliamlarda yüz binlerce kişi ölmüş. Tüm yaşananlara rağmen bu eyalet şu anda Hindistan ın en zengin eyaleti. Kişi başına düşen yıllık gelir Hindistan ortalamasını %50 üzerindeymiş. Bunda bölgedeki verimli topraklarda yetişen buğday ve pirincin etkisi olduğu gibi sanayinin de gelişmiş olmasının payı var. Örneğin dünyanın en büyük bisiklet fabrikası Hero burada.

Bütün bunların gelişmesinde Sih’lerin başarısı yatıyor. Sihler dini inançlarına göre birbirleri ile dayanışma içinde olmak zorundalar. Bu masonluk benzeri bir örgütlenme oluşmasına sebep olmuş.

Sih leri ise ayrıdetmek çok kolay. İnanışlarına göre vücutlarındaki hiçbir kılı kesmiyorlar. Uzun saçlarını ise gizliyorlar. O yüzden sakallı ve kafası turbanlı bir erkek gorunce hemen sih olduğu anlaşılıyor. Ayrıca bütün sihlerin soyadı arslan anlamına gelen ‘singh’!

 
Toplam blog
: 18
: 1135
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

Diş Hekimiyim. Sebebini bilmiyorum; küçük bir çocukken motosiklet kullanmak, dünyayı gezmek bir d..