Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Eskiyi özlüyordun..

Eskiyi özlüyordun..
 

...


Eskiden diyordun, derin düşüncelere dalarak

Ve özlüyordun sessizce...

Gözlerini kapadığında, burnuna çok gerilerde kalan aşk kokuları geliyordu, hissediyordum...

O an yüzündeki ifade de; elele tutuşmanızın ilk tatlı ürpertisi belirdi, saçlarına dokunduğunda içinin karıncalandığı an vardı, sarıldığın ilk anda içine çektiğin o koku vardı...

Gözlerimi kaçırdım, bilmem farkında mıydın...

Sanki çok küçükken yenilen yemeğin tadının şimdilerde olmayışı, aynı lezzeti sende uyandırmayışı gibiydi düşüncelerinin bende duyumsanışı...

Bir bilsen, eskiyi özlüyorum dediğinde bende neleri çağrıştırdığını...

Emek var diyordun...

Evet...

Öyle ya, emek vardı...

Kime, nelere, neye karşı verilmişti bunca emek...

İlmek, bir kere kaçmaya görsün

Anında yakalayıp dikip-tutturmaz,

Sonra dersen!

O tek ilmek, tüm ilmeklere sıçrar bir bir söker... Talan eder...

Bu tıpkı kanser hastalığının erken teşhisi gibidir...

İlişkilerde böyle işte... Ya ilmeği yakalayacak anında kurtaracaksın emeği, ya da....

Ağacın en tepesine çıkıp koynuna doldurduğun onca elmayı zedelemeden indirmeye çabalarken biri seni sarsmış ve zedeleyip hepsini bir bir düşürmüştü bağrından...Sense hala çabalamaya çalışıyordun ve farketmiyordun bile bozuk kısımların diğer bölümlere sıçrayıp içten içe çürüttüklerini...

Herkes eskiyi özlüyor demekle başlamıştım sözlerime

Sen ise; biz farklıydık diyordun.

Fark neydi ki...

Belkide tek fark sendin. Bunca zamandır sadece farklı görmeye çalışmış ve günü geldiğinde gözlerinin önündeki perde sana, ortadaki farkı sunmuştu... Usta bir ilizyonisttin!

İzole etmekle geçirmiştin onca yılını ve hala direnmeye çalışıyordun. Arada kocaman bir fark vardı, eskiden ümitliydin şimdiyse....

Bir bilsen beni nerelere götürdüğünü...

Tek bir cümleyle aklımda neler uyandırdığını...

Sadece birkaç şey söyleyebilmiştim sana... Sadece birkaç cümle...

Kafan birbirine girmiş yumaklarla doluydu ve hangisinin ucu neredeydi bunu bile bilmiyordun. Sanırım önce yumakları bir güzel ayıklayıp toparlaman ve sonra ne yapman gerektiğine karar vermen gerekiyordu.

Bunları yüzyüze söylemiş olsaydım, eminim derdin ki; bu benzetme kadar kolay olsa hemen yaparım.

Aslında bu kadar kolay işte. Yeter ki ne istediğini bil. En kötü karar bile, kararsızlıktan iyidir nasılsa.

Ve birşey daha; ikinci bir şans verdiğin kişi aynı hatayı tekrarladıysa, üçüncüsünde o şansı verirken on defa düşün ki pişmanlık duyma.

Ömür dediğin o kadar kısa ki... Eskiyi elbet özleyeceğiz lakin gelmez ki geri... Var sen, bugüne bak, gülümse... Öyle derin ve şevkle çek ki tertemiz havayı içine, tüm dertlerini geride bıraktırsın şifa niyetine...

Resim; Google resmimler bölümünden alınmıştır.
 
Toplam blog
: 20
: 720
Kayıt tarihi
: 27.02.09
 
 

Hangi sözcük anlatır ki benliklerimizi... Ya da kim tanır ki kendini tam manasıyla... Bazen, hırçınl..