Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '17

 
Kategori
Deneme
 

Eşsiz Morfin

Pozitif/Negatif zayıf olan insan , daima bir güce sığınma ihtiyacını duymuştur. Bu ihtiyaç gereği tapacağı gücü yaratmış, tanımlar koymuş, özellikler yüklemiştir. Sahip olduğu duygulari hisleri, temenni, istekleri yani benliğinde ki imgeleri, arzularına göre gücü adlandırmıştır.  Mesela kendisini saracak sevgi, merhamet edecek koruyacak, her sıkıştığında yanında olacağı, destek vereceği gücü oluşturmuştur. Yine haşin olan insan oto kontrolünü sağlayacak, onu dizginleyecek otoriter özellikler ile anlatacağı , koşulsuz inanacağı gücü yaratmış ki yeri geldiğinde kulağından çekip kızacak hatta daha sert olup azap edeceği tanrıdan hoşnuttur. ( Doğrusu dünyada ve insanlık tarihinde en iyi kontrol sağlayıcı görevini görmüş, rahatlayıcı ve mutluluk hissini vermiştir. Eşsiz morfin denebilir. Gerekli mi evet gerekli. Zayıf varlık muhtaçtır )

İnsan natüreldir …

Acaba bu ihtiyacı, insan ile doğa arasındaki göbek bağımıdır ?

İlk çağ insanı, doğa ile iç içe olup, dilinden anlıyor, ona göre yaşıyordu. Rüzgar, su, yıldırım, gök, ay, güneş vs bunların olağanüstü güçleri karşısında yaşamlarına anlam yüklüyor, duydukları hayranlık, saygı zira insan ve canlı türünün devamı için gereksinim görüyor ve güç karşısında acze düştüklerinin farkında olup , güce tapınma bir nevi bilek bükülmeydi. Etkileşim karşısında güce isimler koyuyorlardı. Tanrı odaklı doğadan esinlenip natürel varlık olan insan “öz”dür. Henüz bunu kamulaştıramamıştır.

Derken zamanla doğadan uzaklaşan insan, tek tanrı inancının ortaya çıkmasıyla natürelliğini yitirmiş, Tek tanrı inancı Musa ile başlatılıp, İsa ile taklit edilip ve Muhammed ile esinlenip devam edip kurumsallaşmıştır. BU formatlarda doğru veya yanlışını tartışmıyorum elbette konuşulacak çok şey var, gördüğüm  o ki insana morfin olan güce, tapınma olayı, zayıflığına pozitif imgedir. Aslında doğanın çekim gücüdür zamanla uzaklaştığından ( tek tanrı inancının aziziliğine uğradı ) unutmuştur. Özü , toprak, su, demir doğanın elementleridir. Özünedir sığınma isteği ; Zora düştüğünde istek ve temennilerini farklı dillerde, dinlerde , inançta buyurur. Hatta aklımızın dışında gelişen his, duygulardır. Kimyası gereği gene kimyasına başvurmaktadır. İsimler, tanrılar, kime nasıl buyurması mesele değildir. Elektrik akımının iletkenliği, doğaya/doğasına kontak kurmasıyla iletişime başlar. Bu iletişim sonucu kendini güvende hisseder, sakinleşir kaygılarından, dertlerinden, sıkıntılarından… stresi erteler, dozuna göre stresi bitirebilir de .

Farkında mıyız ?

Sıkı bağ kuran insan, olaylar karşısında daha olgun, daha yıpranmadığını görebiliyoruz. Ama bağı güçsüz , sinyali zayıf olanlar , olaylar karşısında travmalar, hastalık, kendini salıverme , psikolojik sorunlar, nice hatalar,farklı kulvarlarda tatmin etme ( oyalama) gibi.. özel ve sosyal, iş hayatı sekteye uğrar. 

Yolda  yürürken, göğe gözüm iliştiğinde, kontak kuruluyor . Ağaçlar, dağlar … daralmış yorgun duygularımın birden yumuşadığını düşünüyorum..  Uzak kaldığımda ( zannedersem genelde uzağım ) kaygılar, duygusal yıpranmalar ( İş, aile, aşk, sosyolojik, siyaset ve gözünü sevdiğim düşünce ) drama oyununa dönüşür.. Evren ile bağ kurma dinlendiriyor.

Natürel insan sadece özünü keşfedip, dinlemelidir.

 

 

 
Toplam blog
: 31
: 169
Kayıt tarihi
: 22.04.16
 
 

Sorgulamakla meşgulum, her şeyi sorguluyorum. İzmir / Eğitim ..