Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Estetik cerrahlar hep yakışıklı mıdır?

Estetik cerrahlar hep yakışıklı mıdır?
 

Dün akşam bir estetik cerrahla görüşmeye gittim. Kalçalarımdan memnun değilim. Fazla genişler. Daraltmak istiyorum onları. Tavsiye üzerine gittiğim doktorumu önceden araştırdım. Kendisi çok iyi bir eğitim almış, uzun yıllar yurtdışında çalışmış. Kliniği Levent’te, çok havalı bir villa. Belli ki iyi kazanıyor. Üstelik de hastaları arasında ünlüler de var. Çok ünlü bir sanatçımızın kendisinden daha az ünlü kardeşini inanılmaz derecede başarılı bir şekilde gençleştirmiş. Geçen gün TV’de gördüm. Kadın hem 10 yaş gençleşmiş hem de güzelleşmiş. Üstelik de çok doğal. Doktor kesin çok havalı bir adamdır diye düşünüyorum. Nip Tuck’ taki estetik cerrahlara benzeyen birisini bekliyorum açıkçası. Yakışıklı, harika vücutlu, ukala, karizmatik. Bu tip bir erkeği beğeneceğimden değil. Tam tersine ukala erkekler bana hiç çekici gelmez. Ukalalığın aslında kendine güvensizliği maskelediğini düşünürüm. Ukalalık o kişinin kalkanıdır. Başkalarından gelecek saldırılara karşı kendini bu şekilde koruduğuna inanır ukala kişi. Ne kadar sevimsiz olduğunun ya farkında değildir ya da bunu önemsemez. Fazla yakışıklı erkekler de beni hep itmiştir. Ben karşımdakini kusurlarıyla sevmeyi istemişimdir. Yakışıklı erkek eşittir aptal gibi bir önyargıya da sahibim galiba. Belki de yakışıklı erkeklerin kendilerini farklılaşmak için geliştirmek zorunda olmamalarından kaynaklanan gerçek bir durum bu. Yani adamlar mahallede, okulda, işyerinde her zaman zaten popüler olmuşlar, kendilerini ispatlamak, dikkat çekmek gibi bir ihtiyaç duymamışlar. Ya da böyle bir şey yok, sadece benim önyargım... Yanımda yakışıklı bir erkek olursa diğer kızlarla mücadele etmek zorunda kalırım diye korkuyorum. Mutlaka bu da az çok doğru. Aman ne uğraşacağım şimdi onu elde tutacağım diye, sürekli tetikte ol, hiç hata yapma, hep güzel ve çekici ol. Yakışıklı bir erkeğin eşi olmak da yorucu bir rol. İstemem ben böyle bir rolü. Benim erkeğim öncelikle akıllı olmalı, sevecen olmalı, iyi niyetli ve iyimser olmalı. Aptallara da pek tahammül edemiyorum. Bir insan karşısındakinin de en az kendisi kadar akıllı olduğunu anlayabilecek kadar akıllı olmalıdır.

Neyse estetik cerrahla görüşmemize döneyim ben yine. Bekleme salonunda oturuyorum, TV’de haberler var. İş ve İşçi Bulma Kurumun önündeki bitmez tükenmez kuyruktan bahsediyor, kuyrukta bekleyenler hükümete sevgilerini iletiyor! İnsanlar kuyrukta iş bulma peşinde bense kalçam geniş diye estetik cerrahtayım. Ne yaman çelişki bu! İşte bu dünya böyle bir yer. Vicdan azabı ve merak içerisinde kıvranarak beklerken sekreter kız elime bir form tutuşturuyor, doldurmamı istiyor. Formda klasik isim, soyadı, boy, kilo vs gibi bilgilerin ardından “Hastanın şikayeti nedir?” diye bir soru yer alıyor. Öncelikle ben hasta mıyım? Hayır, hasta değilim. Peki, bu soruya cevap vermek zorunda mıyım? Ne yazabileceğimi düşünüyorum bir süre. Diğer insanların neler yazdıklarını merak ediyorum. “Burnu büyük olmak”, “Ağlak ağızlı veya gözlü olmak” (evet bunun da ameliyatı var!), “Koca popolu olmak”, “tahta göğüslü olmak”… Liste uzayıp gidiyor. Ben de bir şey yazmak zorundayım. Bana nispeten bilimsel bir cevap gibi görünen “Kalça genişliği, orantısızlık” yazıyorum.

Sonunda benim sıram geliyor. Nedense bir anda heyecanlanıyorum. Sanki doktora değil de görücüye çıkacağım! Ama karşılaşmamız hiç de korktuğum gibi olmuyor. Nip Tuck’taki ukala ve yakışıklı Dr. Christian Troy gibi birisini beklerken karşıma normal bir insan çıkıyor. Üstelik gayet de sempatik. Hiç ukala değil, tatlı birisi. Öyle ahım şahım bir yakışıklılığı yok, giyimi de çok spor, mütevazı. Yani sokakta görsen ikinci kez dönüp bakmazsın. Belki başkası hayal kırıklığına uğrardı ama ben rahatlıyorum.

Tabii içeri girer girmez baştan aşağı süzülüyorum. Ama bu kez bir bara veya cafeye girdiğinizde insanların (kadın erkek fark etmez hepsi süzüyor!) sizi süzmesinden çok farklı. Bu kez profesyonel bir gözle süzülüyorsunuz. Acaba kaç puan aldım? Doktor yaşıma göre çok genç göründüğümü söylüyor. Bu genelde tüm hastalara söylediği bir iltifat mı bilmiyorum ama doktor benden on puan aldı!

Bana daha önce yaptığı ameliyatlardan örnekler gösteriyor. Benim ameliyatımı yapsa bile resimlerini başkalarına göstermesini kesinlikle istemiyorum. Çok utanç verici bir şey. Bana geldiğinde burnu, kalçası böyleydi, şimdi böyle oldu şeklinde dizi dizi fotoğraflar görüyoruz. Gerçekten bazılarında mucizevi değişimler var. Etkileniyorum. Tamam, bu insanların dış görünüşleri gerçekten çok değişmiş. Peki, bu insanların yaşantıları da değişmiş mi? Ben esas onu merak ediyorum. Yani daha dar kalçalarım olursa daha mı mutlu olacağım? Daha iyi bir iş bulup daha mı çok para kazanacağım? Arkadaşlarım, kocam, sevgilim beni daha mı çok sevecekler? Bundan pek emin değilim. Eşim veya sevgilim beni daha dar kalçalı olduğum için daha çok sevecekse bu iki yüzlülük değil midir? Benim ona olan sevgim dış görünüşüne göre değişmezdi. Ama ben bir kadınım. Biz kadınlar dış görünüşten çok kişiliğe önem veririz. Erkekler içinse dış görünüş kişilikten önemlidir. Sanırım başarılı estetik cerrahların genelde erkekler arasından çıkmasının nedeni de bu.

Doktordan çıkarken kendisinden çok etkilenmiş olmama karşın hala karar verememiş durumdayım. Sanırım ikna olmak için kendisini bir kez daha ziyaret etmem gerekecek…

 
Toplam blog
: 9
: 1458
Kayıt tarihi
: 23.02.09
 
 

15 yıllık çalışma hayatına kriz nedeniyle ara vermiş bir otomotiv profesyoneliyim. Siyaset Bilimi me..