Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Etimesgut ölüm yolu

Etimesgut ölüm yolu
 

Bir kaç gün önce biz günlük koşuşturmalarınızın içindeyken bir çocuk hayatımızdan çıkıverdi. Neden mi? Trafik kazası! Ben bu çocuğu hiç tanımıyorum. Adını bilmiyorum, hiç yüz yüze gelmedim. Trafik kazası ülkemizin bilindik, kanıksanmış hatta belki sıradan ölüm nedenlerinden biri olabilir. Benimle olan ilgisi ise; çağımızın hastalığı olan, kendin ve etrafındaki bir avuç sevdiğin için dünyanın dönüyor olduğunu zannetme yanılgımızı yüzüme vurmasından.
Üç gün önce hastane bahçesinde yemek sonrası dolaşırken acı bir fren sesi ve arkasından metallerin birbirine şiddetle çarpmasından ortaya çıkan gürültü duyduk. Buraya kadar tipik bir trafik kazasının oluşu gibi gelebilir. Tipik olmayan ise kazanın oluş yeri. Evet bu yer Etimesgut Asker Hastanesi'nin avlusunun hizasında oluyor, yani Etimesgut'u Eskişehir Yolu'na bağlayan ve Zırhlı Birlikler önünden geçen yolda. Bu yolu bilenler bilir, virajlarını, yolun darlığını, normalde traktör yolu olması gereken yolun karınca yuvası gibi yoğun olduğunu. Bu yolda meydana gelen trafik kazalarında son iki yılda toplam 92 kişi ölmüş. 92 kişi. Bunun anlamı insan hayatının değersizliği, bunun anlamı bu yoldan sorumlu, sorumsuz idarecilerin durumu idare etmesi, bunun anlamı bu insanlar ölmeye devam ediyorken hiç bir şey olmamış gibi, üstelik bizimde başımıza böyle bir son gelme riski çok yüksekken kafamızı kuma gömmemiz değil de nedir? Buradan sorumlu yöneticiler kendilerine göre haklı bir çok sebep ileri sürecekler ve sürmekteler. Yok yolu genişletme çalışmasını yapmak için Atatürk Orman Çiftliği arazisine girmek gerekecek, fakat halihazırdaki kanun buna müsaade etmiyor, yok Zırhlı Birlikler arazisini vermiyor şeklinde bugüne kadar bir çok 'mazeret' öne sürüldü. 3. dünya ile 1. dünya arasındaki fark bu değil mi dir?. İrade oluştuğunda bu meselelerin çözümü bir kaç haftayı ya da ayı geçer mi?
Bu yol bu kadar tehlikeli o zaman yavaş ve dikkatli gitsinler önerisinin arkasına da sığınamayız. Sonuçta bu ölenlerin hepsi dikkatsiz ve sürat yapan kişiler değildir. Çünkü siz ne kadar dikkatli ve yavaş giderseniz gidin karşı yönden gelen dalgın bir sürücünün kurbanı olabilirsiniz ya da olabiliriz. Yolunuz bir gün bu yola düşebilir ve Türkiye'nin en riskli yollarından birinde Azrail'in nefesini ensenizde hissedebilirsiniz.
Bu yolda trafik kazası sonucu acil servise getirilen ve yolda ölmüş olan bir kurbanın cebinde çalıp duran cep telefonunu kimsenin açmaya cesaret edememesi ve sonunda kapatmamız bu yol ile ilgili en acı hatıramdır. Bu ve buna benzer bir çok anımın tekerrür etmemesi dileğiyle, kazasız günler.....
 
Toplam blog
: 5
: 1942
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

1971 yılında Bandırma'da doğdum. İlkokulu Hamamlı Köyü'nde, ortaokul ve liseyi Savaştepe Öğretmen Li..